Esad’dan sonra ne?
Ergin Yıldızoğlu
Son Köşe Yazıları

Esad’dan sonra ne?

02.06.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Suriye’de, rejimle isyancı güçler arasında bir yıldır süregelen denge, bozulmaya başlamış gibi görünüyor. Şimdi, Esad rejimi çökünce ne olacak? IŞİD, Suriye’ye hâkim olursa ne olacak” soruları gündeme geliyor.

Çökme noktasına doğru
Suriye rejimi batıda, doğuda, güneyde toprak kaybediyor. Batıdan El Nusra, doğudan IŞİD Hama ve Humus kentlerini tehdit ediyor. Şam sürekli bombardıman altında. İsyancıların kullanmaya başladığı ABD yapımı antitank TOW füzeleri, rejimin tanklarını durdurmaya başladı. İsyancıların, özellikle IŞİD’in petrol, fosfat gibi doğal kaynak alanları üzerindeki kontrolü genişledikçe, Suriye rejiminin gelirleri de hızla daralıyor (The Daily Star 30/05).
Al Ahram (haftalık) yorumcularından Gareth Porter’e göre, Türkiye-Suudi Arabistan- Katar ekseni, El Nusra ve Ahrar el Şam gibi El Kaide yanlısı örgütlerden oluşan “Fetih Ordusu” adlı bir koalisyonu güçlendirmeye çalışıyor. Washington’daki “Institute for the Study of War” adlı kuruluş, bu koalisyonun İdlib kentini ele geçirmesini “Suriye’de El Kaide zaferi” olarak niteliyor. Porter, Ignatius’un (Washington Post), 12 Mayıs yorumunda, bu eksenin “El Nusra’yı destekleme politikasının sonucu, ‘Fetih Ordusu’nun zaferlerinin Suriye’de dengeleri değiştirdiğine” ilişkin saptamasını da aktarıyor (Al Ahram Weekly, 27/05). ABD “ılımlı” olarak nitelediği rejim muhaliflerini eğitmeye, donatmaya başlıyor. ABD savunma çevrelerinde de tartışmalar, ABD’nin Iraklı müttefiklerinin savaşma kapasitesi ve niyeti olmadığı, IŞİD’le savaşın da İran kaynaklı güçlere bırakılamayacağı, doğrudan müdahale yönünde yoğunlaşıyor.
Bu gelişmeler, Suriye rejiminin bir dağılma noktasına doğru ilerlediğini gösteriyor. Lübnan’da Hizbullah lideri Nasrallah’ın, bu olasılığa işaret eden konuşmaları, “Esad rejimi Golan Tepeleri’ndeki sınır noktalarını terk ederse İsrail ne yapacak... sürece nereden girecek”, türünden sorular (Haaretz, 26/05) bu gözlemlerden kaynaklanıyor. The Daily Express’in konuştuğu kimi Ortadoğu uzmanlarının, “Bir veya birkaç büyük olay rejimi dağılma noktasına getirebilir” kanaatini aktarıyor (29/05).

Peki ya sonra?
Libya deneyimlerini aklımızda tutarak, şuradan başlayabiliriz. Suriye rejimi çökmeye doğru giderken. Batı’da “Fetih Ordusu” adı altında El Kaide bağlantılı güçler yükseliyor. Buna karşılık IŞİD Irak ve Suriye’de kontrol ettiği alanları genişletiyor, hatta kimi yorumculara göre, Suriye’nin tümünü ele geçirmeye doğru ilerliyor (The Daily Express). Rejim düştüğünde projeleri birbirinden farklı radikal Müslüman gruplar karşı karşıya kalacaklar. Bu kaosun bir bileşenini de Kürtlerin kazanımlarını koruma, geliştirme çabaları oluşturacak. Bu çok yönlü savaşın içinde, ABD’nin eğittiği, donattığı (eğer gerçekleşirse) güçlerin gidip silahlarıyla birlikte IŞİD ya da Nusra’ya katılma olasılığı da var.
Esad rejimi yıkılınca Alevilere ve Dürzilere ne olacak? Bu sorulara, El Nusra lideri Golani, El Cezire ile yaptığı söyleşide bir soykırım tehdidiyle cevap veriyor: “Bunlar inançlarını değiştirip Müslümanlığa geri dönerlerse onlara dokunmayız”. Golani’nin Lübnan’daki Sünni güçlere “Hizbullahı devirmek için birleşin” çağrısı da, savaşın Lübnan’ı kapsayacak biçimde genişleyeceğini gösteriyor.
Suudi Arabistan’da Şii camilerine yönelik iki intihar saldırısı da IŞİD’in bu ilkede eylem yapabildiğini kanıtladı. Bu saldırılar, Suudi rejiminin, Şiileri korumaya çalışırken Sünni nüfus karşısında yalnızlaşma (Ibish, The National, 30/05) ve Şiiler özsavunma için örgütlenmeye başlayınca (Financial Times, 01/06) bir iç savaşı tetikleme olasılığını getiriyor.
IŞİD, Suudi Arabistan’ı bile hedef alıyorsa, BM raporuna göre, Suriye ve Irak’a IŞİD’e katılmaya giden militanların yüzde 70’inin geçiş alanı olan, halen iki milyon Suriyeli göçmene ev sahipliği yapan, IŞİD sempatizanlarına serbest çalışma ortamı sunan Türkiye, kendini Esad sonrası kaostan koruyabilir mi? IŞİD’in “cihat”ı Türkiye’ye doğru genişletmeyeceğini kim söyleyebilir?
IŞİD’in önünü kesmek, AKP hükümetinin bu kaosa gözü kapalı yürüyüşünü durdurmak için bu seçimler son fırsat.  

Yazarın Son Yazıları

Birlik yoksa iktidar da yok

Sağın bu birlik refleksi, ideolojik bir tutarlılıktan değil, son derece sade bir siyasal sezgiden besleniyor: İktidarı istiyorsan yan yana duracaksın.

Devamını Oku
15.12.2025
UGS: Emperyalist-faşist moment!

ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi’ne (UGS) bu kez emperyalizm ve faşizm kavramlarının ışığında bakacağım.

Devamını Oku
11.12.2025
2026’ya girerken: Yeni kapitalizm/ faşizm

Önümüzdeki dönem dünya siyasetini yalnızca büyük güç rekabeti değil; milliyetçi, hatta uygarlıkçı reflekslerle donanmış yeni bir “teknolojik kapitalizm” biçiminin, faşist ideolojinin küresel ölçekte (öncelikle de UGS’nin, “göç dalgaları altında kimliğini kaybeden, gerileyen uygarlık” olarak tanımladığı Avrupa’ya), dayatılması belirleyecek.

Devamını Oku
08.12.2025
2026’ya girerken militarizm ve faşizm

Pazartesi günü, 2026’ya girerken ABD ekonomisinin çok kırılgan, küresel ekonominin resesyon eşiğinde olduğunu vurgulamıştım.

Devamını Oku
04.12.2025
2026’ya girerken dünya ekonomisi

Dünya ekonomisi 2026’ya girerken resesyon sınırında (yüzde 3) yavaşlamaya devam ediyor, riskler ve büyüme önündeki engeller artıyor.

Devamını Oku
01.12.2025
‘Süreç’ gerçek değil!

“Komisyon”, hukuki, idari ve anayasal bir zeminden yoksun.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Evrenin yeni efendileri’

The Economist 1990’larda, bir sayısında, finansallaşma başlarken 10 dev ABD bankasını kastederek “evrenin yeni efendileri” diyordu. Bu bankalar dünya borç piyasasında egemendi.

Devamını Oku
24.11.2025
Arjantin’de Milei zaferinin şifreleri

Serbest piyasa Ayetullahları sevindiler...

Devamını Oku
20.11.2025
Küresel Organize Suç Endeksi ve Türkiye

Küresel Organize Suç Endeksi’nin 2025 raporu açıklandı. Türkiye 2020’de 6.9 puanla 12. sıradayken bugün 7.2 ile 10. sıraya yükselmiş. Küresel ortalama 5.08. Bu endeks, sadece mafyanın gücünü ya da kaçakçılık hatlarını ölçmüyor; devlet içi yapılardan finansal suçlara, yargı bağımsızlığından ekonomiye sızmış suç ağlarına kadar geniş bir tabloyu ortaya koyuyor.

Devamını Oku
17.11.2025
COP30: Gel de kötümser olma

Küresel ısınma üzerine “Taraflar Konferansı” (COP30) Brezilya’da toplandı.

Devamını Oku
13.11.2025
Demokrasi ve emperyalizm

Emperyalist sistemin ABD, AB gibi merkezlerinin Türkiye gibi çevre ülkelerle ilişkilerinde demokrasi arzusu hiçbir zaman gerçek bir faktör olmadı. Bu ilişkiler her zaman çevre ülkenin ekonomik, jeopolitik açıdan kullanılabilir olma ilkesine dayandı.

Devamını Oku
10.11.2025
Mamdani, panik ve umut

Trump’ın başkanlığından hoşnut olmayanların oranı yüzde 60’ı geçti.

Devamını Oku
06.11.2025
Busan’da ‘büyük resim’

Busan’daki Trump-Şi zirvesi, yalnızca iki ülke arasındaki ticaret savaşında geçici bir ateşkes anlamına gelmiyor; aynı zamanda, 21. yüzyılın jeopolitik dengelerinde güç, liderlik gibi kavramların yeniden tanımlandığı bir döneme işaret ediyor. Zirvenin sonunda Trump’ın “12 üzerinden 10’luk bir görüşme” sözleri, Şi’nin ise “Dev gemiyi birlikte yönetiyoruz” vurgusu, ”yeni” bir durumu sergiliyor: Amerika artık “tek süper güç” değil.

Devamını Oku
03.11.2025
Noktaları birleştirmek

Gözlerimizi gerçeğe açmamız gerekiyor.

Devamını Oku
30.10.2025
Teknoloji, oligarşisi ve faşizm

Z kuşağının emeğin, doğanın, LGBTQ ve kadın haklarının değersizleştirilmesine, ırkçılığa gözetim kültürüne ve kurumsal otoriterliğe karşı zaman zaman isyana varan direnişi, yalnızca bir kuşak çatışması değil, sermayenin denetim kapasitesini sınırlayan tarihsel bir başkaldırı biçimi. Tam da bu nedenle, işletmelerinde kontrolü yitirme korkusu, teknoloji sermayesini giderek demokrasi düşmanı, hatta faşizan reflekslere sürüklüyor.

Devamını Oku
27.10.2025
İsyan ve kriz çakışmaya başladı

İsyan ve ekonomik kriz dinamikleri tarihte zaman zaman çakışıyor.

Devamını Oku
23.10.2025
Yine bir finansal krizin eşiğinde

Geçtiğimiz günlerde, Altın 4 bin dolara ulaştı, piyasalarda “Borsa aşırı değerli” uyarıları sıklaştı. Jamie Diamond, Warren Buffet gibi ünlü yatırımcılar bu durumun sürdürülemezliğine işaret ediyorlar.

Devamını Oku
20.10.2025
Gazze’de ateşkes

Gazze’de savaşın yerini alan ateşkes, ilk bakışta bir nefes alma imkânı sundu.

Devamını Oku
16.10.2025
‘Yapılamaz’ kültü (The cult of can’t)

Cuma günü, Aurelien adlı bir yazarın “The cult of can’t” başlıklı denemesine rastladım. Perşembe yazımı okumuş olanların ilgisini çekeceğini düşünerek özetliyorum.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Aydınlanma’nın alacakaranlığında...

Kapitalizmin merkezlerinde (Anglosakson dünyada) uzun yıllar küreselleşmenin, teknolojinin (özellikle internet ve dijitalleşme) bizi “bugünden daha iyi” (özgür, demokratik, bolluk) günlere taşıyacağı anlatıldı.

Devamını Oku
09.10.2025
Bazen bir fotoğraf bin sözcüğe bedeldir

Bu kez şanslıyım, önümde iki fotoğraf var. Meclis’in açılışında ve akşamında verilen davet sırasında çekilmiş bu fotoğraflar bugünkü siyasi şekillenmenin, “sağını-solunu”, çok güzel betimliyorlar.

Devamını Oku
06.10.2025
‘Gizli (stealth) sömürgecilik’ ve Türkiye

Cumhurbaşkanının ABD ziyareti, MAPEG’in, 33 ilin topraklarını doğrudan madencilik yatırımlarına açması emperyalizm tartışmalarını yeniden canlandırdı.

Devamını Oku
02.10.2025
‘Aynanın’ öte yanında

Bilimde bazen bir sıçrama yalnızca araştırmacıların dar çevresini değil, tüm insanlığın geleceğini etkiler. 2020’de DeepMind’in geliştirdiği AlphaFold sistemi böyle bir andı.

Devamını Oku
29.09.2025
Yapay zekâ dünyayı yutuyor

“YZ dünyayı yutuyor” artık abartılı bir iddia değil.

Devamını Oku
25.09.2025
Güney Avrupa’da demokrasiye geçiş

Tsiridis’in çalışmasının en güçlü yanı, somut tarihsel analizleri belgelerle destekleyerek sivil toplumun (çoğunlukla göz ardı edilen) rolünü vurgulaması.

Devamını Oku
22.09.2025
Üzüm üzüme bakarak...

Dünya siyaseti ve ekonomisi, daha önce hiç görülmemiş bir biçimde birbirine benzeşen güç dinamikleriyle şekilleniyor.

Devamını Oku
18.09.2025
İsrail Gazze’de ne yapıyor?

Gazze’de yaşananlar, uluslararası medyada sıklıkla “çatışma”, giderek soykırım olarak tanımlansa da Prof. Jiang Xueqin olanların arkasında çok daha karanlık bir gerçeğin yattığını söylüyor.

Devamını Oku
15.09.2025
11/9/01: Nereden nereye

ABD yönetimi, yeni savunma stratejisi raporunu, (QDR2001), 11 Eylül 2001 “olayının” tozu yatışmadan açıklamıştı.

Devamını Oku
11.09.2025
Endonezya’da isyan

Endonezya, yaygın protesto gösterileriyle sarsılıyor. Başkent Cakarta’dan ülkenin dört bir yanına yayılan bu olaylar, sadece yerel bir huzursuzluk değil, aynı zamanda küresel kapitalizmin çevre ülkelerde yarattığı derin eşitsizliklerin, devlet şiddetinin bir ürünü. İsyanın temelinde rejimin tüm kilit kurumların, parlamento dahil, içini boşaltmasıyla, demokratik haklarını kaybetmekte olduklarını hisseden geniş kitlelerin tepkisi yatıyor.

Devamını Oku
08.09.2025
Küreselleşmeden sonra, üç fotoğraf

“Küreselleşme” yerini parçalanmaya bırakıyor, bir yeni-jeopolitik şekilleniyor.

Devamını Oku
04.09.2025
ABD’de faşizm ve direniş

Trump, seçim kampanyası boyunca, diktatör olmak dahil tüm arzularını açıkça söyledi. Dahası, Heritage Foundation “Project 2025” başlığı altında 900 sayfalık bir faşist devlete geçiş programı yayımladı. Bu program, devlet bürokrasisindeki özellikle de güvenlik bürokrasisindeki, “kurumsalcıları” ve “anayasalcıları” tasfiye ederek yerlerine başkana sadık olanları atamayı planlıyordu.

Devamını Oku
01.09.2025
Eski olguya yeni kavram

Uluslararası ilişkiler alanında yeni bir kavram var: “Ekonomik zorlama çağı” (Foreign Affaires).

Devamını Oku
28.08.2025
‘Yıllık yüzde 20 büyüme hızı’ ve diğer fanteziler

Peki bu “ekonomik patlama” yaşanırken, insanların yerini YZ ajanları alırken, artan çıktıyı karşılayacak, kârların gerçekleşmesine, alınacak yatırım kararlarına kaynak olacak tüketici talebi nereden gelecek?

Devamını Oku
25.08.2025
Buradan nereye?

Rejim, seçimlerde kaybettiği belediyeleri geri alıyor, CHP’li belediyelerin liderliklerini tutukluyor, CHP’de Özgür Özel liderliğini tasfiye etmeye çalışıyor.

Devamını Oku
21.08.2025
Bir gün, Spinoza sinagoga girer...

Amsterdam’da 1656 yılının temmuz ayında, 23 yaşındaki Baruch Spinoza, Avrupa’nın en güçlü sinagogunun önünde durdu, içeri girmeden derin bir nefes aldı.

Devamını Oku
18.08.2025
Başkan başkenti ‘geri almış’

ABD ekonomisinde, stagflasyon, “konut krizi” kaygıları artarken Trump, Ulusal Muhafızları, Washington DC sokaklarında konuşlandırdı...

Devamını Oku
14.08.2025
‘Hazırlıksız yakalandık’

Yaygın sıradanlaşmış, “veri hırsızlığı, sahte diplomalar (hoş değilmiş ama kazanç helalmiş), sahte imzalar” eşit (etnik) vatandaşlık topolojisi gibi çürüme semptomları üzerinde düşünürken aklıma eski bir yazımın başlığı geldi: “Hazırlıksız yakalanacağız”.

Devamını Oku
11.08.2025
Amerika’dan ithal faşizm

Köyler, dinler, mezhepler, tarikatlar, kabileler, fraksiyonlar...

Devamını Oku
07.08.2025
Avrupa’ya ne oldu?

İskoçya’da imzalanan ABD-AB ticaret anlaşmasını, bir yorumcu, İngiltere’nin “Süveyş anına” benzetti. İngiltere, 1956’da Fransa ve İsrail ile Süveyş Kanalı’nı ele geçirmek için hamle yaptığında, ABD’nin, “Geri çekilmezsen finansal sistemini çökertirim” tehdidine boyun eğmiş, artık hegemonyacı bir güç olmadığını öğrenmişti. Sanırım, bu anlaşmayla, Avrupa Birliği de ABD ve Çin’in yanında 3. bir küresel hegemonya merkezi olmadığını anladı.

Devamını Oku
04.08.2025
Çin’de çifte yol ayrımı

Çin liderliğinin iki yol ayrımı önünde tercih yapması gerekiyor.

Devamını Oku
31.07.2025