Diyarbakır’ın sağduyusu
Can Dündar
Son Köşe Yazıları

Diyarbakır’ın sağduyusu

06.06.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

HDP’nin Diyarbakır mitingini izleyenler, patlama olduğu anda halkın el ele tutuşup yere oturduğunu söylüyorlar.
Bombalarla sınanmış bir halkın sağduyulu tepkisi...
Bombayı koyanın beklediği, alanı dolduranların panik halinde birbirini ezmesiydi muhtemelen...
Olmadı.
Diyarbakır, provokasyona gelmedi.
Burada Selahattin Demirtaş başta olmak üzere HDP kadrolarının barış kararlılığının altını çizmek lazım.
HDP, çekilmeye çalışıldığı şiddet anaforuna düşmedi, öfkeye yenilmedi, inatla tabanını sakinleştirdi ve seçim öncesi son tuzağı da bertaraf etti.
Diyarbakır barış köprüsünden, Demirtaş da liderlik sınavından geçti.
Barış böyle sağduyuyla direnirse, el ele tutuşmuş bu halkı bir daha hiç kimse savaşa sürükleyemez.

Kimin geleceği değil, kimin gideceği önemli
Berbat bir kâbus gördük. Bütün bir ulus...
Şimdiye kadarkilerin en kötüsüydü.
Nasıl dalıp gittiğimizi hatırlamıyoruz bile... Kimimiz daha başta, karanlık çökmeden fark etti yaklaşan geceyi; kimimiz geç ayıldı.
Sendeledi kimilerimiz, kimimiz anında ortama uydu; ama karanlıkta fener gibi ayakta kalanlar, zindanda sapasağlam duranlar da oldu.
Birbirimize düştük gece boyu; kıyasıya tartıştık, gün geldi ayrıştık; bize bu kâbusu yaşatandan çok, birbirimizle çatıştık.
O arada kâbus, bu dağınıklıktan nemalandı, gözleri bağladı, tırmandıkça tırmandı. Ömrümüzün 12 yılını aldı.
Ama nihayet sabah yaklaştı.
Alacakaranlıkta kan ter içinde uyandık.

***

Nereden anlıyoruz kâbusun bitmek üzere olduğunu?..
Elde Kuran, telaşla her meydana, her ekrana koşturmasından, öfkenin, küfrün, gözdağının dozunu giderek artırmasından, bütün muhaliflerine kurusıkı tehditler savurmasından, balkon sözlerini, cumhurbaşkanı yeminini, anayasal gerekleri rafa kaldırıp son kozlarını oynamasından...
Kasalara, ayakkabı kutularına, TIR’lara doldurduğu sırları deşifre olduğunda, açıklama yapacağına telaşla kapatmaya çalışmasından...
Yıllarca hep saldıran konumundayken, belki de ilk kez savunma pozisyonu almasından...
Kendisiyle birlikte yola çıkanların çoğunu tasfiye ettiği ya da susturup sindirdiği için çok odalı sarayında yapayalnız kalmasından...
Tabanımı bir araya toplayacağım taktiği izlerken, bütün karşıtlarını bir cephe halinde bir araya toplamasından...
Hep övündüğü ekonomik rakamların, “Artık deniz bitti” diyen ipuçları sunmasından...
Baştan beri yandaşlık edenlerin, pastanın bitmekte, iktidarın gitmekte olduğunu sezince, yavaş yavaş başka sulara yelken açmasından...
Baskının, korkunun, öfkenin dozunun artmasından...

***

Şimdi “İkinci yarı başlıyor” diyorlar ya; doğru...
Savunmada olacakları, zorlu bir ikinci yarı bekliyor onları...
Kolay değil; talimatla kurşunlanan canların ve kalabalıklara yuhalattığı ana babalarının, usulsüz yargılamaların, ahı alınan günahsızların, sıfırlanan paraların, yenilen haramların, TIR’lardaki, kasalardaki sırların, kesilen ağaçların, din istismarının, onca yalanın, talanın, arsızlığın, hırsızlığın hesabı sorulacak.
Dün nemalanmak için yanına sokulanların, rüzgâr değişince, “Biz demiştik”, “Böyle gitmeyeceği belliydi”, “Uyarılarımızı dinlemedi” teranelerinin başlayacağı bir dönem olacak ikinci yarı...
Katlettikleri adalete çok ihtiyaç duyacakları bir dönem başlayacak.
Demokrasiyi yeniden inşa ederken, adil yargılanmaları için çaba sarf eden yine biz olacağız.

***

Yarınki seçimin önemi, kimi getireceğinden çok kimi götüreceğinde...
8 Haziran sabahı gün ağarırken, kan ter içinde uyanıp uzun sürmüş bir kâbusun sonuna geldiğimizi göreceğiz.
Ömrümüzün 12 yılını gömen, ülkeyi bir korku toprağı haline çeviren despotu nihayet dizginlediğimizi görüp sevineceğiz.
Kalkacak sofralarımızdan öfkeli sesi, çatık kaşı, nobran çehresi... Sohbetlerimiz, manşetlerimiz, haberlerimiz derin bir nefes alacak.
Kaç çocuk yapacağımız, gazetede ne yazacağımız, ne içip nasıl giyeceğimiz, nerede, ne kadar güleceğimiz tamamen bizim kararımız olacak.
Nefret söylemi, yerini uzlaşma arayışlarına bırakacak.
Talimatla açılmış davalar kapanacak, kirli arşivler açılacak.
Neşeyi hatırlayacağız yeniden; meydanlarımız, parklarımız tekrar bize açılacak. TOMA’lar çiçekleri sulayacak. Sarayda, üniversiteliler ders yapacak.
Meşhur klozetlerde hatıra fotoğrafı çektirmek serbest olacak.
O parklarda, meydanlarda, okullarda oturup geçen 12 yılın muhasebesini yapacağız; “Ne oldu da böyle bir kâbusa girildi”, “Nasıl onca insan, bunun güzel bir rüya olduğu yalanına inanabildi” sorularına cevap arayacağız.
Bir daha asla” diye birbirimize söz vereceğiz.
Elbirliğiyle büyük tahribatın tamirine girişip despotizme asla geçit vermeyecek yepyeni bir ülkeyi, en baştan inşa edeceğiz.  

Yazarın Son Yazıları

Murat Sabuncu’ya açık mektup

Murat Sabuncu’ya açık mektup

Devamını Oku
11.11.2016
Nazi devrinin başlangıcı gibi

Nazi devrinin başlangıcı gibi

Devamını Oku
06.11.2016
Tükeniyoruz, hadi artık!

Tükeniyoruz, hadi artık!

Devamını Oku
05.11.2016
Allah’ın sopası yok ki...

Allah’ın sopası yok ki...

Devamını Oku
03.11.2016
Niye çıldırdılar?

Niye çıldırdılar?

Devamını Oku
01.11.2016
Doğum günün kutlu olsun Türkiye!

Doğum günün kutlu olsun Türkiye!

Devamını Oku
30.10.2016
3 kıtadan 3 kadın

3 kıtadan 3 kadın

Devamını Oku
24.10.2016
Ümidin düşmanları (22.10.2016)

Ümidin düşmanları

Devamını Oku
22.10.2016
Ümidin düşmanları (22.10.2016)

Ümidin düşmanları

Devamını Oku
22.10.2016
Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu

Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu

Devamını Oku
16.10.2016
O duvar, o duvarınız…

O duvar, o duvarınız…

Devamını Oku
09.10.2016
Oyunun kuralları değişiyor

Oyunun kuralları değişiyor

Devamını Oku
05.10.2016
Suskunluk sarmalı (25.09.2016)

Suskunluk sarmalı

Devamını Oku
25.09.2016
Suskunluk Sarmalı (24.09.2016)

Suskunluk Sarmalı

Devamını Oku
24.09.2016
Cesarete ödül, zulme şamar

Cesarete ödül, zulme şamar

Devamını Oku
24.09.2016
Tarık Akan’ı öldüren sancı

Tarık Akan’ı öldüren sancı

Devamını Oku
18.09.2016
Saray ve yeldeğirmeni

Saray ve yeldeğirmeni

Devamını Oku
17.09.2016
Büyük gözaltı (11.09.2016)

Büyük gözaltı

Devamını Oku
11.09.2016
Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor

Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor

Devamını Oku
07.09.2016
Mafya hukuku

Mafya hukuku

Devamını Oku
04.09.2016
Veda vakti

Veda vakti

Devamını Oku
15.08.2016
Yeni Kapı’nın ardı

Yeni Kapı’nın ardı

Devamını Oku
06.08.2016
Askerin boşluğuna kim yerleşecek?

Askerin boşluğuna kim yerleşecek?

Devamını Oku
03.08.2016
Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?

Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?

Devamını Oku
31.07.2016
Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder

Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder

Devamını Oku
29.07.2016
Tehdit sökmez, belgeyle gelin!

Uluslararası dayanışma büyüyecek

Devamını Oku
04.07.2016
Avrupa uçağı sallanıyor

Uçaktaki Avrupa

Devamını Oku
02.07.2016
Avrupa şokta (25.06.2016)

Avrupa şokta

Devamını Oku
25.06.2016
Gün dayanışma günü

Gün dayanışma günü

Devamını Oku
21.06.2016
Gençlerin sesi: Cumhuriyet

Gençlerin sesi: Cumhuriyet

Devamını Oku
20.06.2016
Söylenemeyeni söylemek

Söylenemeyeni söylemek

Devamını Oku
13.06.2016
Delikanlılık ve ciğer üzerine

Delikanlılık ve ciğer üzerine

Devamını Oku
06.06.2016
Cumhuriyet olmasa…

Cumhuriyet olmasa…

Devamını Oku
30.05.2016
Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...

Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...

Devamını Oku
28.05.2016
Genç Cumhuriyet

Genç Cumhuriyet

Devamını Oku
23.05.2016
Yeniden yürüyüş vakti

Yeniden yürüyüş vakti

Devamını Oku
19.05.2016
Ülkeyi uğursuza hırsıza bırakmayız

İsveç Ulusal Basın Kulübü, ‘İfade Özgürlüğü Ödülü’nü bu yıl bana ve Erdem Gül’e vermeyi kararlaştırdı. Erdem’le bu gece Stockholm’de bu ödül töreninde olacağız. Bazıları ‘Ülkeden kaçtığımızı’ yazmış arkamızdan... Hiç sevinmesinler... Onlarla işimiz henüz bitmedi. Ülkeyi hırsıza, uğursuza bırakacak değiliz.

Devamını Oku
16.05.2016
Daha da güçlüyüz

Daha da güçlüyüz

Devamını Oku
09.05.2016
Yarın olsun!

Yarın olsun!

Devamını Oku
08.05.2016
Ben böyle gözü pek kadın görmedim

Ben böyle gözü pek kadın görmedim

Devamını Oku
07.05.2016