Savaş yenilgidir, barış istiyoruz!

Savaş yenilgidir, barış istiyoruz!

21.08.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Savaş yenilgidir, sonuçları çok acı bir yenilgi! Aklın yenilgisi, vicdanın yenilgisi, insanlık değerlerinin yenilgisi! Demek ki, siyaset yapıyoruz, ülke yönetiyoruz diye ortalarda dolaşanların aklı yetmemiş, vicdanı kör hırslarının önüne geçememiş, bu kadar basit; basit ama bedeli çok ağır. Savaş, insan canı üzerinden hesaplaşma, can üzerinden pazarlıktır; lanet olsun öyle pazarlığa!
Siyaset kaba güce müracaat etmeden sorun çözme becerisidir, demek ki sorun çözme ehliyetiniz yokmuş. Siyasetin kurnazlık, ucuz hesap, ayak oyunu sanıldığı yerde, sorun çözülmez, aksine büyüdükçe büyür, sonra Türk Mehmet cepheye, Kürt Mehmet cepheye! Yeniden, gencecik çocukların canı üzerinden kirli hesaplara dönüldü, hepsi bu.
Neydi çözüm süreci, neden destekledik çözüm sürecini? Kan akmadan çözmekti meseleyi, destek verememek akla, vicdana sığmazdı. Aslında pek bilmiyorduk kimin neyi nasıl çözeceğini. İktidar, “Soru sormayın, çözüm zarar görür” buyurdu, Kürtler “Sadece destek verin, gölge etmeyin, biz ne yaptığımızı biliyoruz” dedi. Bildikleri birbirlerini oyalamakmış, yanlış hesapmış, özgüven yarışı, siyaset kumarıymış. İş döndü dolaştı, fatura Anadolu çocuklarına çıktı. Bundan sonrası tufan!
Hepimiz bu tufanın savurduğu gemideyiz, susmak çare değil. Önce bunu bilelim! Şimdi, barış özlemini, talebini, çağrısını “teröre destek” diye itham ederek susturmaya çalışıyorlar. Barışmayı beceremediler, şimdi istiyorlar ki kimse “barış” deyip, tek bildikleri savaş seferberliğini gölgelemesin, yaksınlar, yıksınlar kimse ses etmesin. İstedikleri kuzuların sessizliği! İstedikleri olursa mezbaha kuyruğu uzadıkça uzayacak.
İktidar çevresi, Türkiye’nin selametini, “ulu önderi Cumhurbaşkanı olan bir zapturapt rejimi” olarak tasarlıyordu, önüne çıkan tüm engelleri ne pahasına olursa olsun ezip geçmekte kararlı. Peki, Kürtler tam da HDP seçimlerde büyük bir demokrasi zaferi kazanmışken neden silaha sarıldı? Sabırlar mı tükendi, ama neden hemen seçimden sonra tükendi? “Çatışmayı başlatan onlar değil” mi, peki neden daha önce benzer olaylar yaşandığı halde bu sefer “çatışmaysa çatışma, gelin savaşalım” kararı aldılar? Hiç olmazsa, seçim sonrası demokratik alanda neler olabileceğini beklemeleri gerekmez miydi? Neden, neden, neden HDP bu oy oranına erişmişken savaş kararı? Neden iktidar ile “savaş koalisyonu”, neden, neden, neden?
Diğer taraftan, nedir bu özerklik ilanları? Ben Kürtlerin özerklik talebini, ciddiye alınması gereken bir siyasi talep olarak gören biriyim, Kürt barış sürecinde bu hususun göz ardı edilmesinin sürece zarar vereceğini savundum, ama barış süreci içinde özerkliği tartışmak başka, çatışma içinde özerklik ilan etmek başka. Neden şimdi? Neden iktidarın topyekûn savaşı göze aldığı bir dönemde? Neden, neden, neden? Kürtler ne yapmak istediklerini bizlere anlatmalı, artık soru sormama lüksümüz yok, çocuklarımız ölüyor, ülke batıyor.
Hem bu soruları soracağız, hem barış talebinde ısrar edeceğiz! Kim ne hesabı yapıyor olursa olsun, hepimiz bu ülkede yaşıyoruz, bu ülkenin geleceği hepimizin geleceği, herkes hepimize izahat borçlu, sorumluluk borçlu, barış borçlu! Kimsenin ortalığı kan gölüne çevirme hakkı yok. Daha düne kadar iki taraf da, kendi üslubunca, “soru sormayın, çözüm ilerliyor, barışa gölge etmeyin” diyor veya demeye getiriyordu, şimdi ne oldu da savaşıyorsunuz? Sahi süreç boyunca ne konuşuyordunuz, ne konuda anlaşıyor, ne konuda anlaşamıyordunuz? Neden süreç bir türlü şeffaflaşmadı, demokratik kamuoyu olaydan bunca habersiz bırakıldı, neden kimsenin bu duruma fazla itirazı olmadı?
Hem bunları soracağız, hem barış isteyeceğiz, bize barış borçlusunuz! Savaş, kan revan, sıkıyönetim, olağanüstü hal, baskı istemiyoruz. İstemiyorsak, sessiz kalamayız, kalmayalım. Sesimizi kısmak bir yana, daha da yükseltelim; “çatışmalar derhal dursun!” Kim “Barış isteyen teröre destek vermiş olur” diyorsa savaşı kızıştırmak istiyor demektir, kim “bu şartlar altında barış isteyen vatan hainidir” diyorsa, o bu ülkeye; insanlarına, dağlarına taşlarına, kuşlarına, çiçeklerine ihanet içindedir. Barış istemenin zamanına muktedirler karar vermez; barış her şart altında istenir. Asıl susması, utanç içinde başını eğmesi gerekenler, barış içinde yönetmeyi, sorun çözmeyi başaramayanlardır. Oysa, en çok onların sesi çıkıyor, unutmayalım biz susmaya devam edersek, sadece o ses, yani savaş çığlıkları duyulacak!

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017