Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Siyasette şiddet, ekonomide şiddet
Sosyal medyada dolaşan bir ileti haziran seçimlerinden bu yana Türkiye’de “terör” saldırılarında 637 kişinin hayatını kaybettiğini vurguluyordu. “Siyasi şiddet” Türkiye’nin ana gündemi. Ama şiddet, siyaset arenasıyla sınırlı değil. Siyasi şiddeti emekçilere yönelik ekonomik şiddetin bir uzantısı olarak görebiliriz. Toplumsal arenadaki şiddetin ekonomiye yansımaları ise emeği ile geçinen sınıfların gelirlerindeki baskılandırma ve göreceli gerilemede yaşanmaktadır. Bu doğrultuda, Bağımsız Sosyal Bilimciler, AKP’li Yıllarda Emeğin Durumu üzerinde kapsamlı bir çalışmayı tamamladı. Bugünlerde Yordam Kitap tarafından yayımlanacak.
Çalışmanın ana vurgularını Korkut Boratav Hoca’nın değerlendirmeleriyle birlikte buraya aktarıyorum:
Türkiye ekonomisi 1980 yılından başlayarak neoliberal iktisat politikalarının derin etkisi altına girmiştir. 2002 yılından beri kesintisiz işbaşında olan AKP hükümetleri yönetiminde ekonominin neoliberal yörüngede gelişmesi daha da derinleşerek sürmüş, dışa açık-serbest piyasa ağırlıklı politikalar, temel üretim sektörleri yanında işgücü piyasaları, sağlık ve eğitim gibi alanların üzerindeki etkisini giderek artırmıştır. Yarattığı çok yönlü olumsuzluklara ve kırılganlıklara karşın, bu politikalar diğer birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de “başka alternatif yok” söylemi altında ve olumlu bir bakış açısıyla değerlendirilmiştir. Neoliberalizm, muhafazakârlık ve İslamın birbirini etkilemesi ve/veya birbirine eklemlenmesi ile oluşan emek politikaları, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve işgücü piyasaları gibi geniş bir düzlemde ele alınmakta, güvencesizleştirme ve piyasalaştırma (metalaştırma) olgularına ve emek politikalarının siyasal ve ideolojik temellerine dikkat çekilmektedir. AKP döneminde işsizlik oranları yükselmiştir.
AKP dönemini “2003-2008” ve “2009-2014” olarak ikiye ayırırsak, bu iki zaman aralığında açık işsizliğin yüzde 10.4’ten 10.8’e çıktığını gözlemekteyiz. DİSK Araştırma Dairesi tarafından ısrarla takip edildiği üzere, “iş aramaktan umudunu kesmiş” geniş tanımlı işsizleri de hesaba katarsak, işsizlik yüzdesindeki artışın daha belirgin olduğunu görmekteyiz: 16.4’ten 18.3’e...
2000’li yıllarda Türkiye’de emek politikalarının iktisadi alanda iki önemli ayağı olduğu belirtilebilir: Güvencesizleştirme ve piyasalaştırma (metalaştırma). Güvencesizlik, emek politikaları üretilir ve yeniden üretilirken, çok boyutlu ve bu boyutların birbirini etkilediği bir alan olarak şekillenmektedir: (i) İş güvencesizliği; (ii) istihdam biçimlerinin güvencesizliği; (iii) sosyal güvencesizlik ve (iv) gelir güvencesizliği.
Bu koşullar altında sınıfsal bölüşüm ilişkileri doğal olarak emek aleyhine seyretmiştir. Toplam ücretlerin milli gelirdeki payı 2002-2014 arasında yüzde 29’dan 26’ya düşmüş; ortalama ücretlerdeki değişim hızı, diğer gelir türlerinde kişi başına değişimin daha da gerisinde seyretmiştir.
Özet olarak, AKP’nin emek politikaları, ideolojik olarak, Cumhuriyetin kazanımları olan yurttaşlık, kolektif hak ve dayanışma kavramlarını yok etmeyi amaçlamaktadır. Sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi, eğitim alanında yapılanlar, sanayileşme çabaları ve kalkınma planları, “sosyal devlet” ve istihdam politikaları, Türkiye’de yaşayan insanların tamamını asgari bir zeminde buluşturuyor, bu anlamda “bütünleştiriyordu”. Siyaseti de, ideolojisi de, kültürü de bu zemin üzerinde değişip şekilleniyor, mücadeleler de yine aynı zeminden kaynaklanıyordu. AKP’nin emek politikaları, sosyal politikanın yurttaşlık temelinde bir haklar rejiminin simgesi olarak görülmesini ciddi olarak zedelemektedir. Emek politikaları, sosyal yurttaşlık ve evrensel ilkelere yaslanan bir hak düzleminden çok, yardım mantığına dayalı uygulamalar olarak şekillenmektedir. Bizzat devletin kendisi emek politikalarını hak statüsünde tanımlanmasını amaçlamamakta ve bu politikaların hak değil de, merhamet-lütuf çizgisinde sunulması hedeflenmektedir.
Yeni Türkiye’nin emekçilere yönelik politikaları da “piyasa her şeyi çözer” dayatması ardına gizlenmiş ekonomik şiddetin doğrudan sonucudur.
Not: Bu yazı, Bağımsız Sosyal Bilimciler’in AKP’li Yıllarda Emeğin Durumu başlıklı çalışmasında incelenen, tartışılan konulardan derlenmiştir. Kitap, 22 Ekim Perşembe 14.30’da Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde, 23 Ekim Cuma 19.30’da Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde kamuoyuna tanıtılacaktır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
En Çok Okunan Haberler
- 'Müzakere edilmez!'
- Canlı yayında 'dolar' tartışması: Tansiyon yükseldi
- Erdoğan ve Steinmeier'ın diyaloğu gündem oldu
- ‘Haddini bilsin, tepemin tasını attırmasın’
- 'Bir milletvekilliğine her şeyi sattın'
- Neler konuşuldu?
- CHP’nin yükselişi sürüyor
- Mehmet Ali Yılmaz evinde ölü bulundu!
- 'AK Partili bakan yardımcısının toplam maaşı...'
- Mehmet Ali Yılmaz'ın ailesinden açıklama