Dünkü gazeteler bize ne söylüyor?

Dünkü gazeteler bize ne söylüyor?

13.11.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sadece dünkü gazetelere bir göz atsanız, iktidar partisinin, bu ülkede artık yeni bir resmi ideolojinin yerleştirilmesi adına siyasal tartışma imkânına son verdiğini veya bu sona çok yaklaştığını anlarsınız.
Ben de öyle yapacağım, dünkü gazetelerde yer alan sadece birkaç haberden yola çıkacağım. Bence en çarpıcı olanlardan biri, Kültür Bakanı Yalçın Topçu’nun, Bahçelievler katliamı sanığı ve Susurluk kazasıyla ortaya saçılan karanlık devlet- siyaset-mafya ilişkilerinin baş kahramanı Abdullah Çatlı’nın mezarını ziyarete gitmesi. Bakan, “Çatlı’yı 70’lerden beri tanırım” demiş. Acaba nasıl tanırmış? Aralarında fikir birliği var mıymış, varsa neymiş o fikir? Bu mezar ziyareti ve pek çok benzer örnek, “derin devletle hesaplaşılıyor” masalının acı sonundan başka bir şey değil. Zaten sağ-muhafazakâr-milliyetçi kesim geçmişi ile hesaplaşmaya hiç yanaşmadı, tarihle yüzleşmeden kastettiği, muarızlarının yani CHP kanadının karanlık tarihini, diğer taraftan sol siyasetin geçmiş zaaflarını öne çıkarıp ardına saklanmaktı, o kadar. Şimdi, kalınan yerden devam ediliyor, eskisinin kaldığı yerden bayrağı devralan yeni bir derin devlet ile yeni bir karanlık sayfa açılıyor. Olan bu.

Dost ve düşman...
Bir diğer haber; iktidar yanlısı bir gazete tarafından, “Diplomatik bir atak” başlığı ile verilmiş; Dışişleri Bakanı, Bangladeş’te idama mahkûm edilen Cemaat-i İslami Partisi Genel Sekreteri Mücahid’in infazı ve “Bangladeşteki hukuksuzluğa” karşı uluslararası kamuoyu ve insan hakları örgütüne çağrı yapan, başını Memur-Sen’in çektiği, Hak-İş, İHH, MÜSİAD gibi sivil toplum kuruluşları ile görüşecekmiş. Ben idam cezasına karşı olan biriyim, dolayısı ile tabii ki insan hakları kuruluşlarının bu yönde çağrı yapmasını beklerim. Ama, neden Suudi Arabistan’da yaşanan infazlara bu çevreler bir şey demez? Ama neden Hak-İş ve Memur-Sen kendi ülkesindeki hak ihlallerinden ziyade İslamcı dış siyaset mevzularına meraklıdır? Kısacası, konunun insan hakları değil, İslamcı hareketlerin küresel hamiliği olduğu aşikâr, neden açıkça söylenmez bilemiyorum. Ama açıkça söylenmese de olan bu ve bu şartlar altında sahici manada demokrasi, özgürlükler, hak, hukuk üzerine siyasi tartışmaya girmenin hiçbir karşılığı yok, çünkü artık söz konusu olan İslamcı siyasetin doğru ve yanlışları, dost ve düşman bildikleri.

Yayın yasağı
Bir diğer haber Silvan; tüm ilçe on gündür kuşatma altında, “teröristle mücadele gerekçesi” ile savaş koşulları altında yaşıyor. Ondan önce Cizre bu haldeydi? Sıkıysa, “Ne oluyor sahiden bu memlekette, hani barış süreci ne oldu, devlet gerçekten bir avuç PKK’li veya ona yakın militanla mücadele için mi, yoksa ‘ibreti âlem’ olsun diye mi tankla, topla şehir kuşatıyor” diye sorun. Teröre destekten başınıza neler geleceği bilinemez. Zaten bazı konularda resmen ilan edilen, diğer bütün konularda ise fiilen işleyen bir “yayın yasağı” var. Sadece Kürt meselesinde değil, diğer pek çok konuda soru soramadığınız, bilgi talep edemediğiniz bir ülkede bırakın demokrasiyi, siyaset konuşmak artık imkânsız hale geliyor, durumun özeti bu.
Yayın yasağı olan konulardan biri de, Türkiye’nin Suriye’de çevirdiği işler, soru sormak bile, adamı neredeyse ipe götürür, işin ucu “Türkiye’nin milli çıkarlarına ters düşmek”ten “casus”luğa kadar gider. O halde, son zamanlarda ısıtılan “Suriye’ye kara harekâtı” mevzuunda, “aslında neler oluyor” diye sormak da, “savaş istemiyoruz” diye demokratik tepki vermek de mümkün değil. İktidar yanlısı gazete Suriye’ye muhabir göndermiş, Türkmenlerin Sultan Abdülhamid Han Tugayı’nın mücadelesini izlemiş. Sıkıysa, “Nereden çıktı bu tugay, Türkiye ile ilişkisi nedir’ diye sorun. İktidar partisi, ne olduğu hiç tartışılmayan Osmanlıcı bir dış siyaseti resmi ideoloji haline getirmiş vaziyette.
Bu hal ve şeriat altında, “laik muhalefet”, yeni bir otoriter rejime karşı demokrasi mücadelesine girişmek yerine, eski otoriter düzeni özlüyor, Atatürk tapınması ile teselli buluyor. Kürt muhalefetinin ne yaptığı ise giderek daha da belirsizleşiyor. Ama izninizle, bu mevzuya da bir sonraki yazıda gireyim.  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017