Canlı Bir Anı
Oktay Akbal
Son Köşe Yazıları

Canlı Bir Anı

26.05.2013 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Bir şey değil, beni bu telaş öldürecek!”

\n

Hep telaştayız. Acele acele... Hemen, şimdi, vakit geçirmeden... Otur dur bekle... Olmaz ille de istediğin olacak, olması için gereken yapılacak. Koşmak, koşmak... Nereye yetişmek istiyorsun? Tren mi kaçıyor, vapur mu? Bizler her zaman uyanık olacağız, dalmak biraz şöyle oturup dinlenmek yok. Bir koşudur yaşam diyenler haklı. Nereye kadar mı? Ölçüler, kopuşlar. Yüz metre, beş yüz metre, maraton... En iyisi maraton mudur? Odalar, sofalar, bahçeler, tarlalar, yokuşlar, inişler çıkışlarla aşılmaya çalışılan mesafeler. Yorgun bitkin menzile ulaşınca yere yıkılmışsın, ama kazanmışsın... Böyledir yaşamın her alanı, her bölümü; bir telaş, bir telaş. Elinde kaçırılacak değerler var. Kap onları, başkalarına kaptırma. Varsın onlar yenilsin.
Hep sen, hep ben. Ya onlar? Uzaktakiler seyirci kalır bizim başarılarımıza. Katılmaya kalkışırlar, yaşam serüvenimize.
İteriz, kakarız, tekmeleriz; sen bizle yarışamazsın deriz. Bu dediğimizi de yapmak için her yola başvururuz.
Örneğin bu pazartesi günü birazcık dolaşmaya çıkmak isterim. Pazaryerine gitmek, alışveriş yapmak, sonra elimde paketlerle dönmek eve. Yaşadığını anlarsın böyle anlarda. Ne güzel yaşamak keyfince. Bacaklarının ağrısını unutmaya çalışmak, ama bir süre yürüdükten sonra bir kahveye koşmak. Tavla oynayan birkaç tanışla günün havasına girmek. Evet her günün ayrı bir havası vardır. Örneğin cumartesileri tavla günüdür. At zarı düşeş gelsin. Derken kapat tavlayı, koltuğunun altında evine dön. Bu tavla eski dosttur. Nerdeyse çocukluğumdan bu yana elimin altındadır. Siyah beyaz pulları benim gözümde birer canlıdır. Çocukluk hülyası işte; onlara isimler vermiştim; Fenerbahçeli, Galatasaraylı oyuncuların adlarını o siyahlı beyazlı pullara.
Fikret, Baba Fikret, Zeki Başkan, Karakartal Hüsnü diye. Tavlanın pullarından kentler kurmuştum misafir odasının halısının üstünde. Evler, sofalar, maçlar. Benim maçlarımda hep Fener’di yenen. O kadar ki pulların üstüne adları da yazmıştım... Nerde o eski tavla şimdi. Nasıl gizlice onu gözlerden saklamıştım. Bir tereke vardı, evimizin eşyaları açık artırmayla satılıyordu. Ben tavlamı gizledim, her şey iyi kötü satıldı, ama benim kaçırıp gizli bir yerde sakladığım tavla elimde kaldı. O gün bugün hep yanımda, elimde. Kimi zaman tek başıma oynamak için ya da hayali biriyle maç yaparcasına...
Tavla telaşla oynanmaz. Düşüneceksin, ah bir düşeş gelse, yok dubara da iyidir diye kendini oyalamak. Güzel bir avunmadır, telaşa kapılmadan oynarsan. Kişiyi dinlendirir, bir garip huzura götürür, yensen de yenilsen de...
Bir telaşla başladım yazıya. Ama daha yarı yolda yoruldum. Mahalle kahvesinin önünde nargile içenlerin yanında oturdum bir süre... Telaş diye bir şey yok. Bir mayıs sabahının tadını çıkarmak, yanında tavla oynayanların zaman zaman küfürlü seslerini dinleyip geçmişteki oyunlara giderek...

\n

\n

Yazarın Son Yazıları

Oktay Akbal'ın son yazısı: Huzur

Huzur

Devamını Oku
23.03.2014
Yağmurda Bir Gün

Yağmurda Bir Gün

Devamını Oku
20.03.2014
Seçimlere Doğru (18.03.2014)

Seçimlere Doğru

Devamını Oku
18.03.2014
Öykü Gibi

Öykü Gibi

Devamını Oku
16.03.2014
‘Gizli Kalanlar’

‘Gizli Kalanlar’

Devamını Oku
13.03.2014
‘Susacak mısın?’

‘Susacak mısın?’

Devamını Oku
11.03.2014
Gerçekten Yana...

Gerçekten Yana...

Devamını Oku
09.03.2014
Sözler ve Gerçekler

Sözler ve Gerçekler

Devamını Oku
06.03.2014
Dön Dolap Dön!

Dön Dolap Dön!

Devamını Oku
04.03.2014
Pazar Günleri...

Pazar Günleri...

Devamını Oku
02.03.2014
Yaşamanın İçinden...

Yaşamanın İçinden...

Devamını Oku
27.02.2014
Fikret Otyam’a Sağlıklar...

Fikret Otyam’a Sağlıklar...

Devamını Oku
25.02.2014
Güz, Şiirlerle

Güz, Şiirlerle

Devamını Oku
23.02.2014
Bir Başlarsam

Bir Başlarsam

Devamını Oku
20.02.2014
Özgürlüğü Beklerken

Özgürlüğü Beklerken

Devamını Oku
18.02.2014
Zamanla Yarışmak

Zamanla Yarışmak

Devamını Oku
16.02.2014
Anılar Gerçek midir?

Anılar Gerçek midir?

Devamını Oku
13.02.2014
Güçlü Olmak Deyince

Güçlü Olmak Deyince

Devamını Oku
11.02.2014
Emek Gücü Bir Araya

Emek Gücü Bir Araya

Devamını Oku
09.02.2014
Masal Yapın Kendinize

Masal Yapın Kendinize

Devamını Oku
06.02.2014
İktidar Güçlü Olursa

İktidar Güçlü Olursa

Devamını Oku
04.02.2014
Bir Mektubu Okurken

Bir Mektubu Okurken

Devamını Oku
02.02.2014
Sorunlara Çözüm...

Sorunlara Çözüm...

Devamını Oku
30.01.2014
Silivri’ye Giderken...

Silivri’ye Giderken...

Devamını Oku
28.01.2014
Neden Öldürüldüler?..

Neden Öldürüldüler?..

Devamını Oku
26.01.2014
Yeniden Yazmak

Yeniden Yazmak

Devamını Oku
23.01.2014
Çambel’in Anısına

Çambel’in Anısına

Devamını Oku
21.01.2014
Kutlamalar Yararlıdır

Kutlamalar Yararlıdır

Devamını Oku
22.12.2013
Günler Geçer Gider

Günler Geçer Gider

Devamını Oku
19.12.2013
‘Bir Balbay Girer Bin Balbay Çıkar’

‘Bir Balbay Girer Bin Balbay Çıkar’

Devamını Oku
17.12.2013
Günler Geçip Gider...

Günler Geçip Gider...

Devamını Oku
15.12.2013
Şu Kamer Genç’i Tartışmak!

Şu Kamer Genç’i Tartışmak!

Devamını Oku
12.12.2013
İsmet Paşa’yı Unutmamak

İsmet Paşa’yı Unutmamak

Devamını Oku
10.12.2013
Bir Masal Gibi

Bir Masal Gibi

Devamını Oku
08.12.2013
Seçim Üzerine

Seçim Üzerine

Devamını Oku
05.12.2013
‘Fenerbahçe Cumhuriyeti’

‘Fenerbahçe Cumhuriyeti’

Devamını Oku
03.12.2013
‘Yine Akşam’

‘Yine Akşam’

Devamını Oku
01.12.2013
Edebiyat Üstüne

Edebiyat Üstüne

Devamını Oku
28.11.2013
Yeni Yıla Doğru

Yeni Yıla Doğru

Devamını Oku
26.11.2013
O Ağaç Orada...

O Ağaç Orada...

Devamını Oku
24.11.2013