Destanlar Yazmalı...

04 Ağustos 2013 Pazar

“Yanar döner kalemler yazıyor bir düzüye
‘Halkın derdi konusu artık eskidi’ diye.
Bu zamanın şairi unutmalıymış onu
Kanmayın sakın gençler hiç eskir mi bu konu.
Ah keşke eskiseydi cennet olurdu her yer.”
Bir türlü kendimi şiirden ayıramıyorum. Şiirsiz bir dünyada şiir sevmek, yazmak...
Bu duruma düşeceğimizi yeni anlamıyorum, birkaç yıldır koparıldım güzelliklerden. Nerdeyse düşman sayanlar var.
Akla, güvene, çıkara bağlı ne işler var, onlar dururken sen tutmuş şiir diyorsun. Eski zamanlarda da böyle miydi? Şiir yazmanın bir mevsimi mi vardı? Ölümler, öldürmeler, cana kıymalar, neler neler ortasında bir insanlık doğdu büyüdü...
Olaylar karşısında şiire yer yok mu? Hayır her zamankinden daha çok... Haksızlıklar, yalanlar yüzyıllardır şiiri yok edemedi. Şairleri kırdı geçirdi, zindanlara attı, hapislerde süründürdü. Örnekler o kadar çok ki hapislerin kaçınılmazlığından kurtulabilen bir tek şair söyleyin? Özellikle ülkemizde... Kim şiirlerle görüşünü açıklamaya kalkmışsa başına bir yumruk yemiştir. Sorsak gençlik şairlerimize, içlerinde yasalarla yasalara karşın hücrelerde yıllarını geçirenler. Kimler kimler...
Nâzım’dan başla, Dinamo, Ilgaz daha kimler...
Hüseyin Haydar’ın “İsyan Makamı”nı okuyorum. Baştan başa direnmeye çağrı dizelerle dopdolu bir kitap. Korkutucu bir toplum düzeninde yaşıyoruz. İnsanlar özgürlük diye toplanır, bağırırlar, başlarına kocaman kamyonlar, tanklar bilmem neler iner.
“Elinizi çabuk tutun dilinizi çabuk.
Dağıldı dağılacak halkın göğüs kafesi
Abuk sabuk tükettiğimiz nefesimizi
Bir sözünüz kaldı mı söyleyecek
Kaldı diyorsanız, atılın ileri.”
Taksim Alanı’nı dolduran yüz binden çok gencin şiiri olmayacak mı? Birileri çıkıp bu önemli tarih yapraklarını destanlaştıramayacak mı? Bugünler gider bir de yarınlar var. Gençlik her an yenileşiyor, bugün on beş yaşındaki yarın yirmi beş yaşında alnında bayrakla gericiliğe meydan okuyacak. Ne mutlu
Mustafa Kemal’in gençliğine...

\n

Haydi Silivri’ye

\n

Yarın 5 Ağustos. Bir kurtuluş günü olacak mı?
Yüzlerce aydının cezaevlerinde yattığını biliyoruz.
Hem de beş yıldır... Ama biz ne yapıyoruz? Eli kolu bağlı duruyor muyuz, yoksa hep birlikte güçlü bir şahlanış içinde miyiz?
Mahkeme karar verecek. Hepimiz kararın olumlu olmasını istiyoruz. Yüzlerce aydının, devrimcinin, aklanmasını bekliyoruz. Suçları ne? Cumhuriyet devrimlerini korumak, savunmak... Ama zorba iktidar umursamıyor. Daha daha beter işlere kalkışıyor.
Mustafa Kemal’ci milyonlarca genç yaşlı, kadın erkek özgürlük, çağdaşlık, uygarlık gerçek milliyetçilik adına meydanlarda. Bir şahlanış, bir gericiliğe, bilgisizliğe, kötülüğe meydan okuyuş.
Ben ağır ceza mahkemesinden yararlı bir kararın çıkmasını bekliyorum. Çağdaşlık yolundaki bir ülkenin yoluna engeller dikmeye kalkışan gericilik yenilenecek, Kemalistler bir ordu gibi geri kafalıları yenecektirler.
Yarın milyonlarca insan tek bir yürek, tek bir inanç, tek bir atılımla meydanlarda, yollarda... Yarınki yürüyüş tüm milletin yenilmez gücünü bir kez daha kanıtlayacak. Cumhuriyet aydınları 5 Ağustos’ta daha nice ağustoslarda olacağı gibi Türk toplumunu zafere kavuşturacak. Bugün için, yarın için, sonsuz yaşam boyu...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014
Seçimlere Doğru 18 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları