Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ayın Karanlık Yüzü
Mademki, bir müzik grubunun hayranlığının gölgesine gizlenen endüstriyel duygu sömürüsünü algılayamıyoruz;
Mademki, darbe antipatisi bahanesiyle açık açık yapılan bir hukuksuzluğa göz yumuyoruz;
Mademki, inançsızlara açık güzelim yeryüzü sofralarından heyecanlanırken dindarların yanında güzelim çilingir sofraları kurmaktan hâlâ utanıyoruz;
Mademki, tam mağduriyet ekseninde birlik olmanın destanını yazacakken, bozulmamış bir ezberin kurbanı olup, bizden olmayanı adaletten yoksun bir refleksle dışlıyoruz;
Mademki, var olan sınırlarla dertlenip, sınırsızlığa methiye düzmek varken, yeni sınırlar için can vermeyi olağan buluyoruz;
Demek ki, sevinmek için daha erken. İçimizdeki devrim henüz gerçekleşmedi. Hâlâ ayın karanlık yüzünden yönetiliyoruz.
“Burası beni öldürmek isteyenlerin ülkesi” demişti Tezer Özlü. Şimdilerde burası bizi yıldırmak isteyenlerin dünyası. Ve bu dünyanın tanrısı habis, toprağı balçık.
O yüzden çırpındıkça batıyoruz; tam birleşmişken yine tam ortadan yarılıyoruz.
Daha düne kadar boykot ettiğimiz değerler vardı. Üretimden gelen gücün yanı sıra tüketimden gelen bir gücümüz de olduğunu; tüketimi kestiğimiz anda etrafımızı çeviren dağların yıkılmaya yüz tutuğunu çabuk unuttuk.
Oysa çok derinlerde bir bilgi değil; sistem yolumuzu kesmek için ördüğü duvarlarla kandırıyor bizi.
O duvarların üzerinde, ölülerimizi anabiliriz; akla gelmeyecek hayaller kurabiliriz; bizzat ona yani sisteme küfür bile edebiliriz.
Duvarlara istediğimizi yansıtmakta özgürüz; ama sistemin izin verdiği sınırlar içinde.
Efsanelere olan zaaf malum. Sistem önce onu sömürmekle işe başlıyor.
Sonra bizi tüketim alışkanlıklarımızdan tutup yukarıya, en yukarıya yükseltiyor. Oradan pat diye aşağıya bırakıyor.
Düşerken kendimizi, duvara yansıttığı o pahalı filmde seyrediyoruz. Tam ölürken, kendimize bile olduğumuzdan çok daha yakışıklı görünüyoruz.
Ölülerin fotoğraflarını o duvara inci gibi tek tek dizmeye izin var. Biz onlara bakıp hüngür hüngür ağlarken o bir kez daha kara duygu aklamakla meşgul.
Sistemin verilecek hesabı yok, yapılacak hesabı var.
Kapitalizm öfkeyi ehlileştiren tuzaklarını, zaaflardan kazar.
Malzemelerini dev TIR’lara doldurarak, efsaneleri uzaklardan kanatlandırıp uçurarak ve binbir hokkabazlıkla bizim aklımızı başımızdan alarak, kendi dolandırıcı aklını ta tepemize çıkarıp, beynimizi sarıyor.
“Biletini al; şarkını söyle; gerçek devrimci kimmiş herkes görsün bakalım” diyor.
Sahnelere uçakla inilen görkemli bir şovun parçası olmak, evet, heyecan verici; ama yolları açacağına, yolları tutan bir adaleti olan irade tarafından yönetilmek de o kadar utanç verici.
Aklımız, hafızamız ve cesaretimiz, o heyecanla o utanç arasındaki uçuruma düştü düşecek. Unutmayalım, bizi yöneten habis tanrı, ayın karanlık yüzünde yaşıyor ve daha tam açılmamış gözlerimiz maalesef o karanlıkta fena kamaşıyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun konuşma
- Özgür Özel'den 'atama' çıkışı
- Özgür Özel kutlama programında
- CHP'li vekilden Soma için flaş çağrı...
- Mine Esen'den anlamlı konuşma...
- Serra Menekay yazdı, Aysim Dolgun Ildız besteledi
- İşte Cumhuriyet'in tarihi
- Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri eylem yaptı
- Cumhuriyet 100 yaşında! İyi ki Cumhuriyet var
- Şişli'de Hıdırellez coşkuyla kutlandı
En Çok Okunan Haberler
- 'Radikal adımlar atılmazsa...'
- Ece Üner'in 'Taha Hüseyin Karagöz' eleştirisi gündemde
- 'Ana hedef Recep Tayyip Erdoğan'
- 7 banka artık tek ATM'den hizmet verecek
- 2025'te dolar TL ne kadar olacak?
- Müdürün odasını bastı
- Emsal olacak bir karar: Kiracıya 55 günde jet tahliye!
- Erdoğan'dan 'operasyon' sonrası dikkat çeken açıklama
- Gök gürültülü sağanak yağış etkili olacak!
- Fenerbahçe'den İsmail Kartal kararı!