Özgür Mumcu

Diz çökmek

24 Şubat 2016 Çarşamba

Hemen dibinizde bir iç savaş varsa, ilk yapmanız gereken o iç savaşın ülkenize sıçramasını engellemek olmalı. Bunun için de yanı başınızdaki iç savaş yaşayan ülkede savaşın istikrarlı bir çözüm getirecek şekilde bitmesi için uğraşırsınız. Bu sırada da iç savaşın ülkenize sıçramaması için hem demokratik reformlar geliştirirsiniz hem de istihbarat ve güvenlik tedbirlerinizi artırırsınız. Mümkünse de savaşan taraflar arasında arabuluculuk yapabilecek ve bunu uluslararası camiada kabul ettirebilecek uluslararası itibara sahip olmaya çalışırsınız.
Bunun yerine iç savaşta bir tarafı açıkça taşeron tutarsanız, sınırınızı bulanıklaştırıp kevgire döndürürseniz, otoriter bir başkanlık hayaliyle çözümü çöpe atıp kendi ülkenizde iç savaş koşullarını olgunlaştırırsanız nasıl bir sonuç bekleyebilirsiniz?
Bu iktidarın bir süre iyi gidip sonradan yoldan çıktığına inananlardan değilim. Başından beri işleri buraya vardırabilecek bir potansiyel vardı. Fakat özellikle Arap Baharı’ndan sonra Müslüman Kardeşler’in büyük ağabeyi olarak İslam dünyasına liderlik etme hayaline binilince bugünkü felaketin de kapıları açıldı.
Bugün ortada Müslüman Kardeş kalmadı. Sağınıza dönün Selefiler, solunuza bakın Vahhabiler, yukarı bakın kafa kesen cihatçılar, aşağı bakın onların hamisi petrodolar krallığı.
Velhasıl, bölgede Batı’nın da uzunca bir süre destek verdiği “ılımlı İslam” projesi çatırdayarak çöktü. Mısır’da Müslüman Kardeşler’den ümidini kesenler IŞİD’e bağlılık yeminleri ediyor. Zamanında Tayyip Erdoğan’ın dizinin dibinde poz verdiği mücahit Gulbeddin Hikmetyar da bugün IŞİD’e bağlılığını sunanlardan.
Dünyaya dağılmış cihatçı örgütler teker teker IŞİD’e katılıyor. Libya’dan Nijerya’ya vilayetler ilan ediliyor.
IŞİD olmayan da Nusra. El Kaide’ye dahil. Ya da Ahrar uş Şam, pratikte birbirlerinden pek farkları yok.
Sınırın bulanıklaşması ve bir cihatçı otoyoluna dönmesi artık dava dosyalarında bile sabit. Cumhuriyet’ten Kemal Göktaş’ın son haberleri de bunun örnekleri.
Suriye’de Türkiye’nin destek verdikleri yeniliyor. Sadece Türkiye değildi destek veren. Savaşın uzamasında dahli olan çok. Savaşın uzaması ise hem Suriye içinde devasa bir insani yıkımla sonuçlandı hem de iç savaşın Türkiye’ye sıçrayacak kadar büyümesine yol açtı.
Bugün bu manzarayı “milli duruş”, “devlet meselesi” adına görmezden gelmek ülkeyi bir intihara sürüklemekle eşanlamlı. “Milli muhalefet” söylemiyle devlete sahip çıktığını iddia edenlerin sahip çıktıkları ne devlet ne de milletin çıkarları. Yaptıkları ancak Hikmetyar ve benzerlerinin önünde diz çökmeye denk gelir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları