Totaliter rejime giden yolda sizinle neyi tartışalım?

Totaliter rejime giden yolda sizinle neyi tartışalım?

08.04.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Otoriter rejimle yol aldığımız bir geçiş dönemi yaşıyoruz hiç şüpheniz olmasın, hedeflenen, anayasa değişikliği ile kritik eşiği aşıp totaliter bir düzenin inşası. Korkmayın, “askeri rejim anayasasının değişmesini istemiyorlar” ithamından. Bugüne bu tür laf cambazlıkları, ayak oyunları ile geldik. Mevcut anayasanın değişmesi gerekiyordu, ama amaç askerlerin kurguladığı otoriter yapıyı yıkmak, yerine demokratik bir anayasa kurgulamaktı. Şu anda, söz konusu olan bu değil, şu anda söz konusu olan milliyetçi-İslamcıdevletçi- militer bir totaliter rejimin kurumsallaşmasını tanımlayan bir anayasa çalışması.
Öncelikle, şu anda yeni bir toplumsal sözleşmenin ifadesi olan yeni bir anayasa yapmanın imkânı yok. Çünkü toplumsal sözleşme metni kurgulamak için özgür bir toplumsal ve siyasal hayata ihtiyaç var. Özgürlüklerin bunca kısıtlandığı bir ortamda, neyi nasıl tartışacağız? “Kürtlerin hakları” deseniz “terörist”, “sivil vesayet sistemi” deseniz “darbeci”, “evrensel insan hakları” deseniz, “bize yabancı değerleri bahane edip iktidarı yıpratmak” ile itham olunmanız işten bile değil. İktidar çevresine siperlenmiş bir avuç “yarım yamalak okuryazar”, şimdiden totaliter rejimin çürük payandalarını inşa etmekle meşgul. Sanıyorlar ki, ucuz kurnazlığı “akıl”, pespaye bir dayatmacılığı “fikir” diye yutturabilirler. Bırakın bunlarla tartışmayı; tartışma eşit koşullarda olur, bir tarafın iktidarın her tür aracını kullanarak karşısındakini susturma imkânını kullandığı koşullarda tartışma olmaz. Biz kendi doğru bildiklerimizi söyleyelim. Şu anda en çok ihtiyacımız olan, doğru bildiklerimizin ardında sağlam durmak.

Dayatma var
Başkanlık sistemi neden mi tartışılmasın? Çünkü ortada bir tartışma zemini yok, açık bir dayatma var. “Başkanlık sisteminde federatif yapı söz konusu olabilir” deseniz, “ayrılıkçı teröre destek” diye, başkanlık sisteminin tek başarılı uygulandığı yer ABD, orada kesin bir kuvvetler ayrılığı altyapısı var deseniz, “bizimki Türk tipi olacak” diye lafınız ağzınıza tıkılıyor. “Başkanlık sistemi dediğiniz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sorumluluksuz ve tek gerçek yetkili olacağı bir düzenin kurgulanması” deseniz, “şahsileştirmeyin” diyen bir babalanma. Siyaset alanının tümünü tek bir kişinin belirlediği, onunla da yetinmeyip bunu yasallaştırmak üzere formül yazdırdığı bir ortamda, “şahsileştirmeyin” demek, “fazla kurcalamayın, bu yutturmacaya gölge düşürmeyin” demekten başka hiçbir anlam taşımıyor.

Cahilliğin nobranlığı
İkide bir “dillerinin sürçmesi”, dillerinin altındakinin zaman zaman dillerine dolanmasından başka bir şey değil. Diğer taraftan, bekçisiz köy bulmuş olmanın pervasızlığı, lafın ucunun nereye gittiğini hesap edemeyecek ölçekte bir cahilliğin nobranlığı. Aslında kimsenin kuvvetler ayrımı imiş, yargının bağımsızlığı imiş, kavradığı da aldırdığı da yok, sadece şimdilik nedense bu denli açık konuşulamıyor. Tıpkı, laikliği anayasadan çıkarmak istediklerini açıkça söyleyemedikleri gibi. Söylediğiniz gibi her şey kontrolünüz altında; daha neden çekiniyorsunuz, bari samimi olun belki oradan bir çıkış noktası buluruz. Belki de tüm dert, her çıkış noktasını tıkamak. İknaya, uzlaşıya mecaliniz yetmediği için şimdiye kadar her şeyi dayatma ile yaptınız, belli ki başka yol bilmiyorsunuz.
Belli ki, açık olursanız, karşınıza çıkacak hiçbir soruyu cevaplayabileceğinize güveniniz yok. Bir süre önce, “laikliği istemiyorsanız, aklınızdaki bir tür İslam düzeni, hiç olmazsa güçlü iken delikanlı (bu terimi kadınları dahil ederek kullanıyorum) olun, onu da tartışalım” diye yazdım. Hadi ben önermiş olmayayım, siz kendiliğinizden bu tartışmayı başlatmış olun, neden bu sessizlik, insan doğru olduğuna inandığı şeyleri söylemekten neden çekinir? İkna etmek zor, dayatmak kolay değil mi? Veya, asıl derdiniz doğru olduğuna inadığınız bir düzeni, anlayışı savunmak değil, işinizi yürütmek? Galiba, pek çoğunuz için, ikincisi değil mi? O halde, sizinle neden tartışalım? Sizinle neyi tartışalım? 

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017