Hikmet Çetinkaya

Acılarımız dalga dalga...

23 Haziran 2016 Perşembe

Toplum olarak duygularımızı, düşüncelerimizi altüst eden olaylara vicdan sahibi olanlar sessiz kalmaz...
Geçmişteki yaşanmışlıklar ve bugün yaşananlar!
Ülkemizin sadece bir yıllık fotoğrafına uzun uzun baktığımızda neler görüyoruz?
Bir nefret denizi...
Acılarımız dalga dalga.
Birbirimizi yaftalayarak, ayrıştırıp ötekileştirerek “nefret”, “intikam”, “şiddet” sarmalında yaşamaya çalışıyoruz.
Terörü elbet lanetliyoruz, bunun bir insanlık suçu olduğunu yıllardır yazıp çiziyoruz.
İsterseniz şöyle biraz geriye gidelim ve çelişkiler yumağı içinde olduğumuzu hep birlikte görelim.
Bir dönem biri diğerine “mürteci” öteki “darbeci” diyerek ayrışmanın resmini çizdi...
Bugün geldiğimiz nokta başka...
Ezilenlerin, dışlananların yanında duran, 12 yıl önce her türlü baskıya karşın boyun eğmeyen, dik duruş sergileyen bir bilim insanının başına gelenler o fotoğrafta yer alıyor.
Hayatını insanlara adayan, hep ezilenlerin yanında yer alan, mesleğinde yetkin, tıp alanında tanınmış Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı...
İki polisin arasında ve gülümsüyor! İşkenceye, hukuksuzluğa uğramış insanların güvence kapısı olan bir bilim insanının gözlerinde hüzün var, acı var.
Suçu gazetecilerle dayanışması...
Bu dayanışmanın bedelini tutuklanarak ödemeye hazır!
12 yıl önce sözde Atatürkçülerin hışmına uğramıştı bu yurtsever bilim insanı...
Bugünse, terörist, teröristlere yardım ve yataklık suçlamasıyla karşı karşıyaydı.
Özgür Gündem’le dayanışma amacıyla düzenlenen “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni” çağrısına destek verdikleri için.

***

Cihangir saldırganlarına özgürlük, bir gazeteye verilen simgesel destek için zindan...
Türkiye’de demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri savunmak suç...
6-7 yıl önce iktidar ve ortağı Cemaat asker-sivil gözetmeksizin, gazetecileri, bilim insanlarını “darbeci” yaftasıyla suçlayıp zindana atıyordu.
Umur Talu’nun deyişiyle gazeteciliği her yanından kirletenler el ovuştururken temel hak ve özgürlükler için dayanışma yapanlar elleri kelepçeli olarak zindanı boyluyorlar.
Cumhuriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, bu yaşananlar karşısında ne diyor:
“Aktivistlerin tutuklanmaları hepimize bir mesajdı.
Bugünler herkesin bir arada durma zamanı. Kendi hukukumuza ve özgürlüğümüze sahip çıkma zamanı...”
Biz özgürlüğümüze sahip çıkmak hukukun üstünlüğü ilkesini yaşama geçirmek için hukuksuzluklara karşı dik durup demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz...
Kör terörün, nereden gelirse gelsin bir insanlık suçu olduğunu vurgulayacağız...
Üç tutuklu...
Bilim insanı Fincancı, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi-gazeteci Erol Önderoğlu, ezber bozan gazeteci Ahmet Nesin...
Üç ad terör suçlusu!
Olacak şey değil gerçekten...
Bir dayanışmayı, terör örgütüyle bağdaştırmak ve üç değerli insanı zindana atmak...

***

Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, tüm bunlar olup giderken yüksek yargıya getirilmek istenen düzenlemenin dünyada hiçbir modele uymadığını söylüyor.
Dediği şu:
“İktidar, olağan hukuk düzeninde hiç kimsenin cüret edemeyeceği düzenlemeleri hayata geçirmeye çalışıyor.
Bugünler eski bir yargıç olarak benim için yas ve utanç günleridir. Yasama organı umarım bu hastalığa bir çare bulur, tabuta son çiviyi çakmaz...”
Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin...
Bilekleri kelepçeli...
Fotoğrafa bir daha bakıyorum ve ben de Sami Selçuk gibi utanç duyuyorum...
Gazetecilerle simgesel dayanışma yaptıkları için elleri kelepçelenip tutuklandılar...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları