En büyük zayiat

En büyük zayiat

24.06.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bu ülkenin öncelikle barışa ihtiyacı var; “siyasi başarı” oyları çoğaltmak, her alanı kontrol etmek değildir; bırakın başarıyı, siyasetin kendisi müzakere, uzlaşı, usulü ile, yani hukuk ile yönetme işidir. Gerisi çatışma ve savaş taktikleridir, bu alanda “başarı” güç kullanma yarışında kuralsızca galibiyeti hedefler, sonucu ise “siyaset” yapma imkânının tümüyle rafa kalktığı bir zorbalık ve yıkım ortamıdır. Türkiye’de hal budur. Türkiye’de iktidar siyasetçilerinin kudret gösterme saplantısı, farkında olmayabilirler ama siyaseten iflas ilanından başka bir şey değildir.
Bu ülkede iki büyük kavga var; birisi iktidar partisi ile geri kalanlar arasında gittikçe büyüyen bir kavga. Bu kavgada, iktidar partisi ve çevresi, devletin imkânlarını sonuna kadar kullanan ve üstelik artık mevcut hukuk çerçevesinin de dışına taşmış bir dayatma rejimine savrulmuş durumda. Diğer büyük kavga malum, Kürtler ile askeri plana savrulmuş olan kavga. Velev ki, Kürtlerin tamamını temsil etmesin, ama onlar adına ortaya çıkmış Kürt siyasi hareketi ile barış sürecinin iflası, iki tarafın da siyasi başarısızlığının ilanından başka bir şey değil. Öncelikle hiçbir devlet/iktidar, “karşı taraf barışı çabalarını baltaladı” diye işin içinden sıyrılamaz. Devlet/iktidar iddiası, siyasetin yerini çatışma ve kavgaya terk etmesi çabaları karşısında aciz kalmayı, gerekçe olarak sunmaya mânidir, zira yönetmeyi başarmak, kimden gelirse gelsin bu tür çabaları bertaraf etmek demektir. Aksi durum, çatışma, kavga stratejilerine teslim olmak demektir. Devlet/iktidar elindeki imkânlar dolayısı ile güç gösterme açısından avantajlı olmanın sonuçlarını, kamuoyuna “siyasi başarı” diye takdim etme “başarısı” da gösterebilir, ancak, bu sonuçlar nihayetinde kalıcı çözüm olmayacağı için, daha büyük çatışma dalgalarını beslemekten başka işe yaramaz.

Başarı kıstası
Diğer taraftan, devlet olmayan aktörler, ilkeleri, stratejileri, imkânları açısından devletlerden farklı çerçevede hareket ederler. Bu nedenle, “özgürlük hareketi” “ulusal kurtuluş hareketleri” olarak ortaya çıkanlar, terör eylemlerini araç olarak kullanma yoluna giderler. Ancak, bu tür stratejileri ne kadar “meşrulaştırmaya”, haklılaştırmaya, teorileştirmeye çalışırlarsa çalışsınlar, onlar için de nihayetinde “başarı” kıstası, uyguladıkları stratejilerin, kendileri açısından haklı olduğuna inandıkları davaya, ilan ettikleri amaca hizmet edip etmediği ile ölçülmek durumundadır. 7 Haziran 2015 seçiminden sonra, “silahlı isyan” stratejisi benimseyen Kürt siyasi hareketi ve onun silahlı kolu PKK, kendi mantığı açısından, neyi başarı olarak tanımlıyor sorusunu sormak lazım. Geldiğimiz noktada başarı olarak takdim edilen, “karşı tarafın” verdiği kayıpların, iktidarın ilan ettiğinden kat kat çok olduğu, örgütün kayıplarının ise daha az olduğu iddiasından ibaret. Savaş mantığı ile düşünseniz dahi, yani insan canının amaca giden yolda “kaçınılmaz maliyet” olduğuna inansanız bile, nihayetinde bu can pazarının hangi amaca ne kadar “hizmet ettiği” soru ve sorumluluğundan kaçamazsınız. Nedir, Kürt ulusal hareketinin bunca cana mal olan stratejisinin kanlı “kazanımı”? “İktidarı müzarekeye zorlamak” hedefi gerçekleşti mi? Türkiye’de demokratik kamuoyu, Kürtlerin davasının haklılığına daha fazla ikna oldu mu? Türkiye’de otoriter siyaset, bu strateji dolayısı ile yara aldı mı? Hayır, hayır, hayır! Üstelik tam tersi olmadı mı? Kürt nüfuslu bölge savaş yerine dönmedi mi? İktidar, bu çatışma ortamı üzerinden, milliyetçiliği mobilize ederek otoriter siyasetini pekiştirmedi mi? Kürt meselesi bir yana, tüm muhalefet çevrelerine (bu çatışma üzerinden ve “terörle mücadele” adına) baskıyı artırma imkânı doğmadı mı? Kürtlerin hak ve özgürlük mücadelesi Türkiye genelinde meşruiyet kaybına uğramadı mı? Evet, evet, evet, evet…
Geldiğimiz nokta nihayetinde, değil demokrasi veya Kürtlere daha fazla hak ve özgürlük mücadelesi, siyaset yapma imkânının, tüm Türkiye için de, Kürtler için de rafa kalkması. Bu koşullar altında, devlet/iktidar “yok ettiği terörist sayısı”, örgüt ise “yok ettiği asker-polis sayısı” ile övünüyor. Yaşatmaya, çözüme, barışa, demokrasiye dair kimsenin söyleyecek sözü yok. Böyle giderse olmayacak, en büyük zayiat, barış, çözüm, yaşam olacak, oluyor.  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017