Trump için delirenlere...
Aslı Aydıntaşbaş
Son Köşe Yazıları

Trump için delirenlere...

13.11.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yandaş medyada şahsıma yönelik büyük bir taarruz başladı. Neymiş, ben Trump karşıtı olduğum için “hep kaybedene oynuyormuşum”.
Ay gülerim size. Yahu kazanmak ne demek, kaybetmek ne demek? Ben sizler gibi ilkesiz, vicdansız ve kaşıkla beslenen bir gazeteci miyim? Çıkarın bakın, 2011 ve 2012’de hepiniz Cemaat için ne methiyeler dizmişsiniz? Hanginizin hangi polis müdürlerinin kapısına paspas olduğunu, hangi sitelerin zamanında kimlerden beslendiğini hepimiz biliyoruz. Birçoğunuzun iktidar kimdeyse ona biat ettiğini de. Darbe başarılı olsaydı, bu medyanın yarısı bugün saf değiştirmiş olacaktı. Bu ‘kazanmak’ mı oluyor yani? Âlemsiniz.
Bayılıyorum bizdeki İslamcılığa! Dengeler değişiyor, hop, Halep’i, Bayırbucak Türkmenlerini unutuyorlar. Ya da hop, Müslümanlara küfrederek, her fırsatta İslamı aşağılayarak seçimi ‘kazanan’ birine hayran oluyorlar. Ne diyeyim. Trump ve kabine için adı geçen danışmanlarının İslam konusunda öyle 3-5 dil sürçmesi yok. Son derece bilinçli ve kararlı bir İslamofobik pozisyonları var. Aralarında ‘İslam bir kanserdir’ cümlesini sarf edenler var. Siz bunları yiyip yutuyorsanız, bize ‘Allah akıl fikir versin’ demek dışında söyleyecek laf yok.
Ama şimdi bu medyayı bir kenara bırakalım, daha ciddi konulara gelelim. Trump’ın Türkiye için iyi haber olmadığını, “Yaşasın, insan hakları baskısı kalktı” diye göbek atmanın âlemi olmadığını geçen yazımda yazdım. Anlatmaya devam...
NATO SIKINTIYA GİRER; UKRAYNA GİDER: Trump, başından beri NATO’yu eleştiren bir tutum almış durumda. “Neden NATO’nun bütün yükü bizim üzerimizde? Diğerleri de elini cebine atsın” diyor. Eyvallah. Ama NATO, 2. Dünya Savaşı sonunda kurulan Transatlantik ittifakının temel direği. Bunu yıpratmak demek, Soğuk Savaş’ta kurulan ve bugün de devam eden Rusya-Batı dengesini sarsmak demektir. Avrupa ülkeleri savunma harcamalarını bütçelerinde yüzde 2’ye çıkararak NATO’ya daha fazla para ödeyebilirler. Bunda sorun yok. Ama bu mantıkla Transatlantik ittifakı zayıflar. Sizce Türkiye; İran, Suriye, Rusya’nın olduğu bir coğrafyada, NATO kalkanı olmadan rahat edebilir mi? Ayrıca kısa vadede en büyük sıkıntı Ukrayna ve Baltık ülkelerinde yaşanır. Rusya zaten kuzeyde Baltık ülkelerine yönelik tacizkâr bir tutum içinde. ABD kalkanı olmadan, Letonya, Litvanya, Estonya zora girer. Ukrayna direnemez. Rus yanlısı milisler, Ukrayna’nın yarısını alır. Rusya’nın bu kadar güçlenmesi bize yarar mı?
İSRAİL-FİLİSTİN’DE DENGE NETANYAHU’YA KAYAR: Yine sanal dünyada yaşayan bizim trol medyasında alttan alta Trump’ın ‘İsrail karşıtı’ olduğuna dair bir şayia yayıyorlar. Trump, New York sosyetesinin her bireyi gibi İsrail dostu bir isim. Daha da ötesinde, Obama nefretini gizlemeyen Binyamin Netanyahu’nun kişisel dostu. Kızı Ivanka, Yahudiliği seçti. Kendi dininden çıkıp bir ‘conversion’ süreciyle Musevi oldu. Bildiğim kadarıyla damadı, yani Ivanka’nın kocası, bir Ortodoks Yahudi ve İsrail’e bağlı bir işadamı. Benim açımdan bunların hiçbirinin sakıncası yok. Ailelerde dini çeşitlilik iyidir. Ama Trump etkisinin İsrail-Filistin meselesinde yıllardır baz alınan ‘Two state solution’ (2 devlet çözümü) yani nihai çözümün yan yana ve eşit statüdeki İsrail ve Filistin devletleri olması yönündeki fikri öldüreceği aşikâr. Filistinlilerin devlet olma hayalleri, bugün biraz daha uzak.
DOLAR YÜKSELDİKÇE YÜKSELİR: Trump’ın ekonomik konularda FED’i fazla temkinli bulduğunu ve NAFTA, TPP, TTIP gibi serbest ticaret anlaşmalarına karşı olduğunu biliyoruz. ‘Önce Amerika’ sloganının ardında, izolasyonist bir ekonomik bakış var. Geçen gün Cumhurbaşkanlığı danışmanı Cemil Ertem’in köşesinde bu serbest ticaret anlaşmalarının feshedilmesinin Türkiye’ye yarayacağı tezini okudum. Nasıl? Türkiye, solcuların ‘neo-liberal’ diye adlandırdığı küresel ekonomik düzenin bir parçası. Hatta Kemal Kirişçi gibi siyaset bilimcilere göre ‘tüccar devlet’ tanımına uyuyor. Rakamlar ortada. Şimdi Trump, Çin ve Avrupa ile olan ticareti ABD lehine çevirmek için bu ülkelere yönelik gümrükleri arttırır ya da söylediği gibi Çin’e bazı zorluklar çıkarırsa, bu Türkiye’ye nasıl yarar anlamadım. Ayrıca Trump FED’i aşırı temkinli olmakla eleştiriyor. Ama FED bu zamana kadar dünya dengelerini gözetti. Şimdi Washington sadece ABD’de büyümeye odaklanır, parayı geri çağırır, ABD içinde kamuyu büyütür ve yüksek dolar politikası güderse, bu bize nasıl yarayabilir ki? Dolar 3.4 olursa başımız göğe mi erecek?
Rusya ile ilişkilerde de Trump dönemiyle ilgili beklentilerin Türkiye’yi zora sokacağını, baş edemeyeceği bir Putin’le yalnız kalma riski olduğunu düşünüyorum. Ama bu ayrı bir yazı konusu...  

Yazarın Son Yazıları

Yaklaşan facia

Yaklaşan facia

Devamını Oku
06.09.2018
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Devamını Oku
30.08.2018
Bu mu devlet aklı?

Bu mu devlet aklı?

Devamını Oku
26.08.2018
Lale Devri bitti!

Lale Devri bitti!

Devamını Oku
23.08.2018
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Devamını Oku
19.08.2018
Avrupa ile yakınlaşmak için

Avrupa ile yakınlaşmak için

Devamını Oku
17.08.2018
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Devamını Oku
12.08.2018
Alis harikalar diyarında

Alis harikalar diyarında

Devamını Oku
09.08.2018
Takas formülü: Önce Rahip Brunson sonra Hakan Atilla

Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.

Devamını Oku
05.08.2018
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Devamını Oku
02.08.2018
Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Devamını Oku
29.07.2018
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Devamını Oku
26.07.2018
Sessizlik

Sessizlik

Devamını Oku
22.07.2018
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Devamını Oku
19.07.2018
Batı’yla pazarlık

Batı’yla pazarlık

Devamını Oku
15.07.2018
Osmanlı bu değildi

Osmanlı bu değildi

Devamını Oku
12.07.2018
Yeni dönem ne olur?

Yeni dönem ne olur?

Devamını Oku
08.07.2018
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Devamını Oku
05.07.2018
Hüzün

Hüzün

Devamını Oku
01.07.2018
Sonuçlara bir de böyle bakın

Sonuçlara bir de böyle bakın

Devamını Oku
28.06.2018
Kazanacağız

Kazanacağız

Devamını Oku
24.06.2018
25 Haziran Türkiye’si

25 Haziran Türkiye’si

Devamını Oku
21.06.2018
Emanetim sende saklı

Emanetim sende saklı

Devamını Oku
17.06.2018
İki seçim arası

İki seçim arası

Devamını Oku
14.06.2018
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

Devamını Oku
11.06.2018
"Akşener'in İnce'yi desteklemesinin önünü kesmeye çalışacaklar"

Oyun büyük

Devamını Oku
10.06.2018
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Devamını Oku
07.06.2018
Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Devamını Oku
03.06.2018
Sessiz çoğunluk

Sessiz çoğunluk

Devamını Oku
31.05.2018
Burası Rusya değil kardeşim

Burası Rusya değil kardeşim

Devamını Oku
27.05.2018
Ne yapmalı? (24.05.2018)

Ne yapmalı?

Devamını Oku
24.05.2018
Dip dalga ne gösteriyor?

Dip dalga ne gösteriyor?

Devamını Oku
20.05.2018
Baskıda kaosa geçiş süreci

Baskıda kaosa geçiş süreci

Devamını Oku
17.05.2018
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Devamını Oku
13.05.2018
Attım bunu cebe

Attım bunu cebe

Devamını Oku
11.05.2018
Bilinenler, bilinmeyenler

Bilinenler, bilinmeyenler

Devamını Oku
06.05.2018
Piyesin son sahnesi

Piyesin son sahnesi

Devamını Oku
03.05.2018
Diktatörlüğün sıradanlaşması

Diktatörlüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.04.2018
CHP’nin zor kararı

CHP’nin zor kararı

Devamını Oku
26.04.2018
İki çift lafım var...

İki çift lafım var...

Devamını Oku
22.04.2018