Kandırmak
Özgür Mumcu
Son Köşe Yazıları

Kandırmak

11.03.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bu iktidar dış şartlara göre kendini konumlamakta ve zamanın ruhunun üzerinde sörf yapmakta pek mahir bir iktidardır. AKP, 28 Şubat’ın çocuğu. Milli Görüş’ün artık antika bulunduğu ve Batı’nın Ortadoğu müdahalesinde bir model olarak ılımlı İslamın peşine düştüğü dönemde doğdu. Hemen de kendisine biçilen role uyum sağladı.
Batı’yla pek uyumlu ılımlı İslamcı parti kendini memleketin Batı’ya en açık partisi olarak tanıttı. Bugün idam cezasının geri getirilmesini isteyen Erdoğan’ın AB’ye girmek amacıyla idam cezasını kaldırmak için koalisyon hükümetine destek olacaklarını söyledikleri dönem. Deliğe süpürmeyip kullanılmayı talep eden danışmanların dönemi.
Cemaatle koalisyonun kurulup yeni ılımlı İslam projesine direnecek olanların tasfiye edilip kumpas davalarla içeri atıldığı, bugün şikâyet edilen Batı medyasında sayfalarca Erdoğan ve AKP övgülerinin yer aldığı vakitler.
Türkiye Batı’yla uyumlu ve demokrasi içinde siyasal İslamcı bir model olacaktı.
Olamadı.
ABD’nin Irak işgali çökmüş bir devletle neticelendi. Büyük finansal kriz, etkileri şimdilerde iyiden iyiye hissedilecek şekilde Batı’nın Soğuk Savaş sonrası oturtmaya çalıştığı ve ana ilkeleri İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra atılmış düzeninin çatlamasına yol açtı.
Ardından gelen Arap Baharı, siyasal İslamcı iktidara yeniden bir model olma imkânı verdi. Artık zaten eğreti duran “liberal”, “Batıcı” kıyafete gerek yoktu. Yeni model, Müslüman Kardeşler’e ağabeylik etmeyi öngörüyordu.
İktidar, toplumu ve devleti İslamcılaştırmanın önündeki engelleri cemaat koalisyonuyla yaptığı operasyonlarla iyiden iyiye kaldırmıştı. Zamanının AKP il başkanının artık liberallerle işbirliği yapmayacaklarını çünkü yeni hedeflerinde onlara yer olmadığını söylemesi boşuna değildi.
Arap Baharı, özellikle Mısır’da Mursi’nin devrilmesi ve Suriye’de Esad’ın devrilmemesiyle iktidarın dilediği istikamete girmedi. Emevi Camii’nde namaz kılmaya odaklanmış bu stratejik derinlik fiyaskosu hem Türkiye’nin sınır güvenliğini ortadan kaldırdı hem de açılımın terk edilmesiyle sonuçlandı.
Bu belirsizlik ve kargaşa ortamıyla bugüne vardık. Şimdi de dış şartlardan aldığı ilhamı kendi ideolojisine bağlayarak kendini yeniden konumlayan bir iktidar var.
Dünya aşırı sağcı, popülist ve içe kapanmacı bir aşamada. Öyle ki hem Alexander Dugin hem de Trump’ın baş stratejisti Steve Bannon, faşizmin fikir önderlerinden Julius Evola’dan övgüyle bahsedebiliyor.
Özgürlük karşıtı tek adam rejimlerinin hızla yayıldığı bir zamandayız. Sağın tarihsel olarak arzuladığı başkanlığın hem de başkancı sistem olarak sunulması bununla bağlantılı.
Şimdi dışişleri bakanının Avrupa’daki aşırı sağdan yakınmasına aldanmamalı. O aşırı sağ ile AKP aynı dalganın üzerinde sörf yapıyor.
Yani bu anayasa referandumu biraz da dünyada yükselen aşırı sağa AKP’nin de eklemlenmesinin oylanması. Dün AB’ciyken bugün Trump’a, Putin’e yakın. Dün Ortadoğu’ya model olacakken bugün Macaristan’da Orban rejiminin övgüsünü alan bir anlayış.
Kendini dış şartların kalıplarına kıvrakça döken bu anlayışa “başkancı” rejim hediye etmek, bu güç dönemde memleketi dışarının belirleyeceği kalıplara uymaya zorlamak demek.
Unutulmasın ki bütün gücü elinde toplamış bir kişiyi “kandırmak” bütün bir devleti “kandırmak”tan daha kolaydır.  

Yazarın Son Yazıları

Tutuklu yargı

Tutuklu yargı

Devamını Oku
05.09.2018
Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Devamını Oku
30.08.2018
Kimiz biz?

Kimiz biz?

Devamını Oku
29.08.2018
Trump gidiyor mu?

Trump gidiyor mu?

Devamını Oku
23.08.2018
Milli birlik (22.08.2018)

Milli birlik

Devamını Oku
22.08.2018
Gemi ve kaptan

Gemi ve kaptan

Devamını Oku
15.08.2018
Yazık ettiniz efendiler

Yazık ettiniz efendiler

Devamını Oku
11.08.2018
Krizin faturası (08.08.2018)

Krizin faturası

Devamını Oku
08.08.2018
Trump, Erdoğan, Brunson

Trump, Erdoğan, Brunson

Devamını Oku
04.08.2018
Brunson meselesi

Brunson meselesi

Devamını Oku
02.08.2018
Yapalım yargıda şeyini...

Yapalım yargıda şeyini...

Devamını Oku
28.07.2018
Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Devamını Oku
25.07.2018
Anayasa yok

Anayasa yok

Devamını Oku
14.07.2018
Afrika tipi başkanlık

Afrika tipi başkanlık

Devamını Oku
11.07.2018
Muhalefet partilerinin hali

Muhalefet partilerinin hali

Devamını Oku
07.07.2018
Yılgınlık

Yılgınlık

Devamını Oku
04.07.2018
Soylu ne yapıyor?

Soylu ne yapıyor?

Devamını Oku
30.06.2018
Nasıl olacak? (28.06.2018)

Nasıl olacak?

Devamını Oku
28.06.2018
Demokrasi. Şimdi!

Demokrasi. Şimdi!

Devamını Oku
23.06.2018
Büyük uzlaşmaya doğru

Büyük uzlaşmaya doğru

Devamını Oku
20.06.2018
Bir hafta kala

Bir hafta kala

Devamını Oku
16.06.2018
Az kaldı

Az kaldı

Devamını Oku
13.06.2018
İhtimaller

İhtimaller

Devamını Oku
09.06.2018
Adayı alkışlamak

Adayı alkışlamak

Devamını Oku
06.06.2018
En tuhaf seçim

En tuhaf seçim

Devamını Oku
31.05.2018
Akıldışı

Akıldışı

Devamını Oku
30.05.2018
Nedir bu ‘senaryo’?

Nedir bu ‘senaryo’?

Devamını Oku
26.05.2018
Gençlik Bayramı

Gençlik Bayramı

Devamını Oku
19.05.2018
Tekme

Tekme

Devamını Oku
17.05.2018
Seçime damgasını vuranlar

Seçime damgasını vuranlar

Devamını Oku
16.05.2018
Bir umut

Bir umut

Devamını Oku
12.05.2018
T A M A M derken

T A M A M derken

Devamını Oku
10.05.2018
Sıkıcı manifesto

Sıkıcı manifesto

Devamını Oku
09.05.2018
Devlet imkânı

Devlet imkânı

Devamını Oku
03.05.2018
100 bin imza?

100 bin imza?

Devamını Oku
02.05.2018
Teşhis ve tedavi

Teşhis ve tedavi

Devamını Oku
28.04.2018
İlk tur, ikinci tur

İlk tur, ikinci tur

Devamını Oku
26.04.2018
Biraz dinlen

Biraz dinlen

Devamını Oku
25.04.2018
Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Devamını Oku
21.04.2018
Cin şişeden çıktı (18.04.2018)

Cin şişeden çıktı

Devamını Oku
18.04.2018