Venezüella’yı ‘yakanlar’...

21 Temmuz 2017 Cuma

Çarşamba yazısında bıraktığımız yerden devam...
Brezilya’da küresel sermaye ile geleneksel yerli elitlerin İşçi Partisi’nin ‘mutabakatçı sol’ hükümetine yönelik sessiz ve derin darbesini özetlemeye çalışmıştım. ‘Latin Amerika’nın kesik damarlarını onarmaya’ soyunmuş sol dalgayı kesmek için girişilen asıl şiddetli ve açık faşizan darbe girişimi ise Venezüella’da sergilenmekte.

***

31 milyonluk Venezüella’da Bolivarcı sosyalist hareket; önce Hugo Chavez, ardından Nicolas Maduro liderliğinde 18 senedir ülkeye ve hatta bölgeye, hataları ve hatalarından çok daha büyük sevaplarıyla damgasını vurdu. Toplumun geniş kesimlerini sefaletten kurtaran, eğitim, sağlık ve kültür sorunlarına eğilen, yüzyıllardır açık ırkçılıkla itilip kakılmış yerli toplulukları kucaklayan, bağımsızlıkçılığa dayalı bu hareket, son yıllarda başaşağı gitmeye başladı. İhracatının yüzde 95’i petrole dayalı ülke, Suudilerin petrol fiyatları savaşından büyük darbe yemişti. Büyük gıda ve ilaç sıkıntısı, hiperenflasyon, üretimin paralize olması, gösteriler ve şiddet suçlarında patlama yaşandı.
Yıllardır sosyalist hareketi kesmek için darbe dahil her yolu denemiş ABD destekli muhalefet, Aralık 2015’te Demokratik Birlik Buluşması (MUD) şemsiyesiyle seçimden büyük zaferle çıkmıştı. Chavez’den yadigâr Birleşik Sosyalist Parti (PSUV) ise 1999’dan beri ilk kez iktidarı paylaşma durumuna düşmüştü. Bu ortamda Maduro, krizi devlet bankalarından krediler, kur kontrollerini liberalleştirme, yabancı şirketlere daha fazla yer açmak vaatleriyle yönetmeye çalıştı. Olmadı. Şimdi muhalefetin hedefi arzulanan neoliberal düzeni geri getirmek. Her yol da mubah.

***

Dört aydır ülkede ‘iç savaş’ rüzgârları estiriliyor. Muhalefet cephesinde makul insanlar olsa bile asıl karakterini sahaya sürülen neofaşistler şekillendiriyor. Bunlar Yüksek Mahkeme binası basmaktan, doğum kliniklerine saldırmaya, Chavistalar’ı canlı canlı yakarak öldürmeye uzanan eylemler yaptılar. Protestolarda 103’ten fazla kayıpta payları büyük.
Maduro uzlaşmayı sağlamak üzere yeni anayasa ve kurucu meclis seçimleri için kolları sıvayınca yine ortalık karıştı. Kurucu meclis ülke çapında halka açık toplantılarda tartışılıyor, Chavistalar muhaliflere ‘diyalog’ öneriyor. Lakin bu girişim muhalefetin yıllar sonra parlamentoda elde ettiği çoğunluğu tehdit ediyor. Bu yüzden toplumun her kesiminden adayların bağımsız olarak katılacağı, geniş temsiliyet taşıyan bu seçimleri baltalamaya çalışıyorlar. Adaylara suikastlar düzenleniyor. Muhalefet 15 senedir ilk kez 24 saatlik genel grev ilan etti. Muhalefet yasadışı bir seçim düzenledi. Toplumun yüzde 28’inin katıldığı bu seçimlerde manipülasyon eksik olmadı. Yurtdışında kayıtlı 102 bin seçmen varken, 600 bin oy çıkması gibi...

***

Maduro’nun eleştirilecek çok icraatı var. Lakin ‘diktatör’ demek pek zor. Güney Amerika’da ABD destekli pek çok liderden daha yüksek popülaritesi var. Anketler de ahalinin 2019 Ocak’ında bitecek görev süresini tamamlamasını istediğine işaret. Maduro, 2018 başkanlık seçiminin öngörüldüğü gibi yapılacağını duyurdu. 2016 sonunda ertelenen yerel seçimler bu yıl sonunda düzenlenecek.

***

Yaşananlar dünyaya ‘popülist diktatörlüğe karşı demokrasi’ diye sunulmaya çalışılıyor. Malum; her ideolojiye doğal olarak içkin popülizmi diktatörlükle anmak artık moda. Asıl meselenin bunun içinin nasıl doldurulduğu olduğunu sorgulayanı ara ki bulasın!
Venezüella, ilk yazıda aktardığım Brezilya ile birlikte en çok da dünyaya soldan bakanları ilgilendiriyor. Zira bu kesim, Bolivarcı devrim süreci ve katılımcı demokrasiyi gömmeye, bunun yerine neolieral düzeni getirmeye yeminli oligarşik yapıdan süzülen haberlerle gözlerinin kör edilmesine teşne görünüyor. Haber kaynaklarını sorgulamadan bu iki ülkedeki açık darbe girişimlerine ‘sessiz, tarafsız yahut kararsız kalmaya’ yöneliyorlar. En başta böylesi bir tavra itiraz etmek gerekir. Latin solunun pek çok hatası bulunsa dahi, aslolan bunu nereden ve nasıl eleştirdiğimiz olmalı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları