2019’da nereden tam kopuş?
Ahmet İnsel
Son Köşe Yazıları

2019’da nereden tam kopuş?

21.11.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

2011’de İstanbul’da toplanan Dördüncü Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı’nın öncesinde, Dışişleri Bakanı Davutoğlu bilgilendirme toplantısı düzenlemişti. Konferansa sunulacak on yıllık İstanbul Eylem Programı hakkında bilgi verirken Türkiye’nin gelişmiş ülkeler nezdinde az gelişmiş ülkelerin savunucusu olma kapasitesine en fazla sahip ülke olduğunu iddia etmişti. Bu iddiasını desteklemek için kullandığı formül dikkat çekiciydi: “Türkiye, Kuzey’in kurumları içine en fazla entegre olmuş bir Güney ülkesidir.”
Gerçekten de orta gelişmiş ülkeler grubu içinde yer alan Türkiye gibi ülkelerin hiçbiri tam bu konumda olmadı. Avrupa Konseyi, NATO ve OECD üyesi olan, 1999’dan beri G-20’ye dahil olan ve AB ile üyelik müzakereleri başlatmış başka bir Güney ülkesi yoktu. Bunda Türkiye’nin Avrupa ile coğrafi yakınlığının payı vardı kuşkusuz. Bunun yanında OECD gibi bir “gelişmiş ülkeler kulübüne” kurucu üye olmanın veya kuruluşundan birkaç yıl sonra NATO’ya girmenin arkasında hem soğuk savaşın stratejik hesapları, hem Türkiye’nin Batı dünyasına entegre olma adımları rol oynamıştı.
Türkiye’nin Batı politikası kâh üçüncü dünyacı bir yaklaşımla kâh dini kimliği kaybetme endişeleri içinde ülke içinde hep eleştirildi. Ama toplumun çoğunluğunun desteklediği ana eğilim bu sürecin devam etmesi yönünde oldu. Zaman zaman yavaşlamalar, Kıbrıs’a müdahale ve askeri darbe sonrasında duraklamalar olmasına rağmen, süreç hep aynı yönde devam etti. DSP-MHP-ANAP koalisyonunun AB’den üyelik müzakerelerine başlama konusunda ilk yeşil ışığı almasının yarattığı toplumsal dinamiği, yeni kurulan AKP’nin yöneticileri ve en çok şimdi gözden düşmüş, tasfiye edilmiş olanları, büyük ölçüde kendi partilerine yönlendirmeyi başardılar.
AKP, iktidarının ilk yıllarında, ana gövdesinin taşıdığı kültürel alanda muhafazakâr, iktisadi planda piyasacı (neoliberal), siyasal alanda otoriter eğilimlerini, AB üyeliği perspektifi nedeniyle kısmen törpülemek zorunda kaldı. 2000’lerin ikinci yarısında bu eğilimler giderek öne çıkmaya başladı. Bu konuda esas kırılma noktasının 2010 sonrası olduğu söylenebilir. Birkaç yıldan beri ise durum Davutoğlu’nun altı yıl önce söylediğinin tam tersi yönde gelişiyor.
Bu yıl Avrupa Konseyi, tarihinde ilk kez, siyasal denetimden daha önce çıkardığı bir ülkeyi yeniden siyasal denetime aldı. Türkiye 2004’te denetimden çıkmıştı. Hükümet ise 2016’da aldığı Avrupa Konseyi’ne yüksek mali katkıda bulunma kararını, gelecek yıldan itibaren iptal ettiğini bildirdi. AB, genişleme tarihinde bir ilki yapıp, üyelik kriterlerinden vahim sapmalar nedeniyle katılım öncesi mali yardımdan kesinti yaptı. AB parlamentosu üyelik müzakerelerinin resmen dondurulmasını talep ediyor. 2016’da başlaması gereken Gümrük Birliği güncelleme görüşmeleri başlayamıyor. OECD üyesi olarak İklim Zirvesi yükümlülüklerine uyma konusunda Türkiye ayak sürüyor. Türkiye’nin NATO üyeliği karşılıklı olarak artan kuşku ve şüphe nedeni artık. İncirlik Üssü’nün taşınması fikri kapı arkalarında dile getiriliyor. Almanya bu üste bulunan askerlerini ve hava savunma sistemini çekiyor.
AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı artık hemen her konuşmasında Batılı müttefikleri, Batı kültürünü “milli ve yerli” değerlere, ülkenin güvenliğine yönelik en büyük tehdit olarak gösteriyor. Bunun 2015 Haziran seçimleri şoku sonrasında başlayan, Kürt karşıtı İslamcımilliyetçi otoriter ittifakın pekişmesiyle doğrudan ilişkisi var. Bu yeni gidişat, giderek büyüyen bir iktisadi çalkantıyı da besliyor. Bu genel gidişata AKP seçmenlerinin 2019’da ne diyeceği gelecek açısından esas belirleyici olacak. Türkiye’yi Kuzey’den iyice uzaklaşmış otoriter piyasacı bir Güney ülkesine dönüştürmeye evet derlerse, 2019 seçimleri Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi “tam kopuş” olacaktır.  

Yazarın Son Yazıları

Hınç politikaları ve nihilizm

Hınç politikaları ve nihilizm

Devamını Oku
04.09.2018
Bir otokrat prototipi

Bir otokrat prototipi

Devamını Oku
01.09.2018
Kayırma ekonomisinin bedeli

Kayırma ekonomisinin bedeli

Devamını Oku
28.08.2018
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
25.08.2018
Trump ve yeni otoriterizm

Trump ve yeni otoriterizm

Devamını Oku
21.08.2018
Büyük kriz gözüktü

Büyük kriz gözüktü

Devamını Oku
14.08.2018
İş Allah’a kalınca....

İş Allah’a kalınca....

Devamını Oku
11.08.2018
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Devamını Oku
07.08.2018
Yeni-patrimonyalizm üzerine

Yeni-patrimonyalizm üzerine

Devamını Oku
04.08.2018
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Devamını Oku
14.07.2018
Erdoğanizm Türkiyesi

Erdoğanizm Türkiyesi

Devamını Oku
10.07.2018
Post-komünist otoriter kapitalizm

Post-komünist otoriter kapitalizm

Devamını Oku
07.07.2018
Otoriter kapitalizmin geleceği

Otoriter kapitalizmin geleceği

Devamını Oku
03.07.2018
Kindar nesil böyle yetiştirilir

Kindar nesil böyle yetiştirilir

Devamını Oku
30.06.2018
Durum budur…

Durum budur…

Devamını Oku
26.06.2018
Yarın ve ötesi

Yarın ve ötesi

Devamını Oku
23.06.2018
Paçalardan akan ne?

Paçalardan akan ne?

Devamını Oku
19.06.2018
Kibrin otokrat hali

Kibrin otokrat hali

Devamını Oku
16.06.2018
Siyasette yalan ve yanlış

Siyasette yalan ve yanlış

Devamını Oku
12.06.2018
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Devamını Oku
05.06.2018
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Devamını Oku
02.06.2018
Dindaş/ırktaş demokrasisi

Dindaş/ırktaş demokrasisi

Devamını Oku
29.05.2018
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Devamını Oku
26.05.2018
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Devamını Oku
22.05.2018
HDP’nin alacağı oyun önemi

HDP’nin alacağı oyun önemi

Devamını Oku
19.05.2018
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

Devamını Oku
15.05.2018
Enkaza işaret etmek yeterli değil

Enkaza işaret etmek yeterli değil

Devamını Oku
12.05.2018
Diktatörler seçimle gider mi?

Diktatörler seçimle gider mi?

Devamını Oku
08.05.2018
HDP kilit parti olabilir

HDP kilit parti olabilir

Devamını Oku
05.05.2018
Seçim öncesi 1 Mayıs

Seçim öncesi 1 Mayıs

Devamını Oku
01.05.2018
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Devamını Oku
24.04.2018
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Devamını Oku
21.04.2018
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Devamını Oku
17.04.2018
Trump’ın kuyruğundaki Macron

Trump’ın kuyruğundaki Macron

Devamını Oku
15.04.2018
Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Devamını Oku
14.04.2018
Satranççıya karşı tavlacı

Satranççıya karşı tavlacı

Devamını Oku
10.04.2018
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Devamını Oku
07.04.2018
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Devamını Oku
03.04.2018
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Devamını Oku
31.03.2018
Irkçılığı besleyen yalan haberler

Irkçılığı besleyen yalan haberler

Devamını Oku
27.03.2018