AB Parlamentosu’nda Türkiye
Ahmet İnsel
Son Köşe Yazıları

AB Parlamentosu’nda Türkiye

09.12.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

7 Aralık’ta Brüksel’de Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Alt Komisyonu’yla AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu üyesi AB milletvekilleri delegasyonunun katıldığı bir saatlik bir toplantı yapıldı. Konu, “Türkiye’de hukuk devleti ve temel özgürlüklerin durumu üzerine görüş teatisi” idi. Konuşmacı olarak eski AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Marc Pierini ve ben davet edilmiştik.
İnsan Hakları Komitesi Başkanı Pier Antonio Panzeri, açış konuşmasına Türkiye’de insan hakları savunucuları, akademisyenler, gazeteciler, devlet memurları ve sanatçılara yönelik saldırıların giderek arttığını ve “bunun zirve noktasının Türkiye’de sanat ve kültür dünyasının önde gelen siması, diyalog ve barış insanı Osman Kavala’nın tutuklanması” olduğunu belirterek başladı. Selçuk Kozağaçlı ve Engin Kozoğlu’yla birlikte on yedi avukatın tutuklanmalarını savunma hakkı ihlallerine yönelik artan baskılara son örnek olarak verdi.
AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Kefalogiannis de karma komisyonun 2015 ilkbaharından beri toplanamadığını hatırlatıp, kendilerinin parlamentolar arası diyaloğun yeniden başlaması için büyük çaba gösterdiğini ve Türkiye’deki gelişmeleri yakından izlemeye devam edeceklerini belirtti.
Bundan beş yıl önce AB İnsan Hakları Komisyonu’nun toplantısında, Türkiye’de polis ve savcılık soruşturmalarındaki vahim usulsüzlükleri, gereksiz ve uzun tutuklama kararlarını, savunma hakkı kısıtlamalarını anlatan sunuşlar yapan üç kişiydik. Avukat Akın Atalay ve İnsan Hakları İzleme Örgütü araştırmacısı Emma Sinclair bu alanlardaki hak ihlallerini son derece yetkin ve etkileyici biçimde anlatmışlardı. Perşembe günkü konuşmamda beş yıl önce bu kürsüde Akın Atalay’ın yanımda yer aldığını, şimdi bir yıldan uzun süreden beri tutuklu olduğunu hatırlattım. Buna ilaveten, Osman Kavala’nın Kafka’vari gerekçelerle tutuklanması, HDP Eş Genel Başkanı milletvekili Selahattin Demirtaş’ın on üç aydır tutuklu olduğu gibi hiçbir duruşmada mahkemeye getirilmemesi, Türkiye’de hukuk devletinin yürürlükten kalkmasının farklı yüzleriydi.
Konuşmamda özetle şu noktalara değindim: Türkiye’de bir buçuk yıl önce gerçek ve kanlı bir darbe teşebbüsü önlendi. Ama hükümet bu menfur teşebbüste bulunanların yakalanıp cezalandırılmasıyla yetinmeyip olağanüstü hali anayasal sınırları dışına taşıdı. Bunu bütün muhalif unsur ve sesleri bastırmak, sindirmek ve susturmak için kullanıyor. Bugün Türkiye’de rejimin baskın karakteri otokrasidir. İdeolojik olarak totaliter eğilimler de sergiliyor. Diğer yandan, iktidar, istikrar görünümü altında, hem iç hem dış politikada giderek daha fazla istikrarsızlık yaratıyor. Baskı, şiddet ve tehdit dozunu artırarak bunun üzerini örtmeye çalışıyor.Üç kesim bu keyfi yönetimin esas hedefi: Gülen cemaatiyle ilişkili olduğu iddia edilenler; Kürt siyasal hareketi seçilmişleri, yönetici ve sempatizanları; sendikacı, gazeteci, öğrenci, avukat, akademisyen demokrat, sol, laik kişiler ve gruplar.
Bu son derece karanlık tabloya rağmen, toplumun yarısının, belki yarısından çoğunun ülkede serbest seçimler yoluyla bu gidişatın değişebileceğine inanmaya devam etmesinin önemine de dikkat çektim. Bu umudun iktidar tarafından ortadan kaldırılmasının sadece Türkiye’de değil, Avrupa dahil olmak üzere bütün bölgede sonuçlarını tahmin etmenin zor olduğu son derece vahim çalkantılar yaratacağını kestirmek zor değil.
Marc Pierini de, AB’nin Türkiye ile ilişkileri kesip atmak veya iktisadi çıkarları göz önünde tutup Türkiye’deki ağır hak ihlallerine karşı mızırdanmak arasında gidip geldiğini bir kez daha hatırlattı. Temel ilkelerden taviz vermeyen ve Türkiye’yi dışlamayan bir AB politikasının zor olduğu açık. Pierini, buna işaret ettikten sonra, Türkiye toplumunun takriben yarısının AB değerlerinin kendi ülkelerinde gerçekten geçerli olmasını talep etmeye devam ettiğinin unutulmaması gerektiğinin altını çizdi. Sonuçta toplantıya katılan az sayıda AB milletvekili, “Türkiye otoritelerini uluslararası yükümlülüklerine uymaya, demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ilkelerini korumaya” davet etti.
Evet, bu deklarasyonlara, bu tür fikir teatilerine, haldeki duruma bakıp “Boş ver bunlara, nafile işler” demek mümkün. Demokratik ilkelerden taviz vermeden nafile olmayacak olanın ne olduğunu elbette merak ediyorum.

Yazarın Son Yazıları

Hınç politikaları ve nihilizm

Hınç politikaları ve nihilizm

Devamını Oku
04.09.2018
Bir otokrat prototipi

Bir otokrat prototipi

Devamını Oku
01.09.2018
Kayırma ekonomisinin bedeli

Kayırma ekonomisinin bedeli

Devamını Oku
28.08.2018
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
25.08.2018
Trump ve yeni otoriterizm

Trump ve yeni otoriterizm

Devamını Oku
21.08.2018
Büyük kriz gözüktü

Büyük kriz gözüktü

Devamını Oku
14.08.2018
İş Allah’a kalınca....

İş Allah’a kalınca....

Devamını Oku
11.08.2018
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Devamını Oku
07.08.2018
Yeni-patrimonyalizm üzerine

Yeni-patrimonyalizm üzerine

Devamını Oku
04.08.2018
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Devamını Oku
14.07.2018
Erdoğanizm Türkiyesi

Erdoğanizm Türkiyesi

Devamını Oku
10.07.2018
Post-komünist otoriter kapitalizm

Post-komünist otoriter kapitalizm

Devamını Oku
07.07.2018
Otoriter kapitalizmin geleceği

Otoriter kapitalizmin geleceği

Devamını Oku
03.07.2018
Kindar nesil böyle yetiştirilir

Kindar nesil böyle yetiştirilir

Devamını Oku
30.06.2018
Durum budur…

Durum budur…

Devamını Oku
26.06.2018
Yarın ve ötesi

Yarın ve ötesi

Devamını Oku
23.06.2018
Paçalardan akan ne?

Paçalardan akan ne?

Devamını Oku
19.06.2018
Kibrin otokrat hali

Kibrin otokrat hali

Devamını Oku
16.06.2018
Siyasette yalan ve yanlış

Siyasette yalan ve yanlış

Devamını Oku
12.06.2018
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Devamını Oku
05.06.2018
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Devamını Oku
02.06.2018
Dindaş/ırktaş demokrasisi

Dindaş/ırktaş demokrasisi

Devamını Oku
29.05.2018
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Devamını Oku
26.05.2018
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Devamını Oku
22.05.2018
HDP’nin alacağı oyun önemi

HDP’nin alacağı oyun önemi

Devamını Oku
19.05.2018
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

Devamını Oku
15.05.2018
Enkaza işaret etmek yeterli değil

Enkaza işaret etmek yeterli değil

Devamını Oku
12.05.2018
Diktatörler seçimle gider mi?

Diktatörler seçimle gider mi?

Devamını Oku
08.05.2018
HDP kilit parti olabilir

HDP kilit parti olabilir

Devamını Oku
05.05.2018
Seçim öncesi 1 Mayıs

Seçim öncesi 1 Mayıs

Devamını Oku
01.05.2018
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Devamını Oku
24.04.2018
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Devamını Oku
21.04.2018
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Devamını Oku
17.04.2018
Trump’ın kuyruğundaki Macron

Trump’ın kuyruğundaki Macron

Devamını Oku
15.04.2018
Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Devamını Oku
14.04.2018
Satranççıya karşı tavlacı

Satranççıya karşı tavlacı

Devamını Oku
10.04.2018
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Devamını Oku
07.04.2018
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Devamını Oku
03.04.2018
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Devamını Oku
31.03.2018
Irkçılığı besleyen yalan haberler

Irkçılığı besleyen yalan haberler

Devamını Oku
27.03.2018