Aydın Engin

Medya üstüne bir sohbet

07 Ocak 2018 Pazar

Bugün Cumhuriyet’i basılı gazete olarak okuyorsanız elinizde yeni Pazar Eki’mizi de tutuyorsunuz demektir. Yok Cumhuriyet’i internetten (www.cumhuriyet.com.tr) okuyorsanız “Acaba Cumhuriyet’in yeni Pazar Eki nasıl bir ek olmuş, içinde neler var” diye sormakla yetinecek ve cevabını alamayacaksınız...
Yazının girişi niyetimi açıklıyor. Reklam yapacak, Cumhuriyet’in yeni Pazar Eki’ni övecektim. Tayfun Atay arkadaşımızın yönetiminde yayına hazırlanan Cumhuriyet Pazar Eki sahiden de övgüye değer.
Pazar günü somurtkan olmayan ama sade suya tirit de olmayan bir ek uzun süredir düşlerimizde yayımlanıyordu. Sonunda, hem de bu en zor günlerde, hem de mali sorunlarla boğuştuğumuz günlerde, hem de mali zorlukların üstesinden nasıl geleceğimizi bilemediğimiz günlerde yaradana sığındık ve “vira demir” deyip Pazar Eki’ni açık denize saldık...
Okursanız beğeneceğinizi ve bana hak vereceğinizi sanıyorum (Yanlış oldu. Düzeltiyorum: Eminim...)
Evet, niyetim Cumhuriyet’in yeni Pazar Eki’ni övmekti ama kâğıda basılı medyanın güncel ve gitgide ağırlaşan koşulları, bu Tırmık’ı bir övgü yazısının ötesine taşıyor; bir medya sohbetine kapı açıyor
Buyrun...

***

“Basılı medya”, “kâğıt gazete” gibi sözcüklerle tanımladığımız medya sanırım son demlerini yaşıyor. Bu “dem” sadece birkaç yıl mıdır, yoksa bir on yıl mıdır kestiremiyorum. Ancak bildiğim basılı medyanın sahiden de son demlerini yaşadığı...
Bu Türkiye’ye özgü bir sorun değil. Yanlış bilmiyorsam köklü bir “bölgesel gazete” geleneğine sahip olan ABD’nin batı kıyılarında artık kâğıda basılı gazete kalmadı. Ünlü, namlı, gelenekli birçok gazete ya kepenk indirdi ya da artık elektronik ortamda, yani internet üstünden yayımlanıyor.
Avrupa’da, Londra’da çıkan Independent gazetesinin öyküsü daha da çarpıcı. Independent 1986 Mart’ında kuruldu ve çok kısa sürede İngiltere’nin en saygın ve en yaygın gazetesine dönüştü. Bu itibarlı ve çok satışlı gazete ancak 30 yıl dayanabildi. Kuruluşunda henüz emekleme çağında olan elektronik medya (internet, taşınabilir bilgisayarlar, cep telefonları, tabletler) 30 yıl sonra başat medyaya dönüştü. Independent 2016 Mart’ından beri artık sadece elektronik ortamda yayımlanıyor.

***

Kâğıt gazetelerin bunalımından Türkiye de elbet nasibini aldı, alıyor.
Çok kestirme bir örnek vereyim: 1993 yılında Türkiye’de ulusal ölçekte dağıtılan (yani yerel olmayan) basılı gazetelerin toplam tirajı (net satışı)
6.500.000 (Altı buçuk milyon) idi, 2017 Aralık’ında ise sadece 3 milyon 150 bin... Gazeteyi basılı olarak okuyanların sayısı 15 yıl içinde yarıya inmiş. Yönelim bu gidişin hız kesmeden hatta hızlanarak süreceğini gösteriyor.
Bu tablo basılı medyanın reklam gelirlerine, tiraj kayıplarından kaynaklanan satış gelirlerine kadar bir dizi olumsuz sonuç yaratıyor ve bu sonucun etkileri gitgide büyüyor, yaygınlaşıyor, ağırlaşıyor...
Haydi bir örnek daha, hem de çok çarpıcı bir örnek: Gezi Direnişi’ne katılanlar arasında yapılan güvenilir bir anket çalışmasının medyaya ilişkin bölümünden bir sonuç aktarıyorum. Gezi Direnişi’ne katılanların yüzde 82’si hiç basılı gazete satın almıyor; haberleri cep telefonlarından, laptoplardan okuyor. Basılı gazeteleri ise arkadaşlarının, anne babalarının aldıklarında ya da okul kantininde, dernek lokallerinde bulduklarında okuyorlar...
Ama ben kâğıt hışırtısını işitmek, gazete kâğıdının kokusunu duymak isterim” diyenler hâlâ var; ama sayıları dünyada ve Türkiye’de gitgide azalıyor.
Yani şu devrimli dünyada bir devrin daha sonuna geliyoruz.
Peki, bu kötü mü?
Yer kalmadı ve soruya pek kısa bir cevap mümkün değil. O yüzden mecburen yarın devam edeceğiz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları