Dünden bugüne (19.01.2018)
Deniz Kavukçuoğlu
Son Köşe Yazıları

Dünden bugüne (19.01.2018)

19.01.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

İnsanların hırsa dönüşmüş tüketim düşkünlüğü beni korkutuyor doğrusu. Her türlü hırs gibi bu hırs da kendinin ve başkalarının yaşadıklarını düşünmelerinin önünde bir engel oluşturuyor.
Dünü, bugüne örnek gösterenlerden, dün bugünden hep daha iyiydi diyenlerden değilim. Zamanın, koşulların değiştiğinin, buna bağlı olarak insanların da sürekli değişim süreçleri yaşadıklarının, bunun kaçınılmazlığının farkındayım.
Ama yine de zaman zaman eskilere, kendi çocukluk, gençlik yıllarıma yolculuklar yapıyorum.

***

Eski okurlarım bilirler. Ben 1943 İstanbul-Cihangir doğumluyum. Oturduğumuz apartman, sonraları Başkurt olarak değiştirilen Sormagir Sokağı’nın -yine sonradan Akyol olarak değiştirilen- Tavukuçmaz Yokuşu’nun birleştiği köşedeki Tolunay Apartmanı idi.
II. Dünya Savaşı bittiğinde iki yaşındaydım. Savaş nedir, acı nedir, yoksunluk nedir... nasıl bilebilirdim ki o yaşta? Yaşım biraz ilerleyince annemden duyar olmuştum ekmek karnesi, kömür karnesi gibi sözcükleri. Evlerin çok büyük çoğunluğunda kalorifer bulunmadığı yıllardı. Sobalarda kokkömürü veya odun yakılarak ısınılırdı. Sokağımızın ilk modern kaloriferli yapısı Barış Manço’nun babası Hakkı Bey’in yaptırdığı Manço Apartmanı idi.
Sanırım ilk kez 5-6 yaşlarındayken babamla kömürümüzü almaya gitmiştik Kuruçeşme’deki odunkömür depolarından birine. Yarım ton olan hakkımızı bir kamyonete yükletip dönmüştük evimize. “Oh nihayet alabildik” diyerek sevincini dışa vuran annem karşılamıştı bizi kapıda.
Yeri gelmişken anımsatayım. Bugün bir dizi eğlence mekânının yer aldığı Kuruçeşme sahili baştan başa odun ve kömür deposuydu.

***

Sokağımıza leblebiciler gelirdi o yıllarda. Leblebi, leblebi unu, leblebi helvası satarlardı. Herhalde ailelerimizde de bugünkü “hijyen” bilinci yoktu ki özellikle o leblebi helvasının nasıl yapıldığı pek sorgulanmazdı. Leblebici tüm ürünlerini eski gazetelerden yapılmış küçük kesekâğıtlarına koyardı. O gazeteleri kimlerin okuduğu, hastalıklı mı, sağlıklı mı oldukları, nereden toplandıkları da merak konusu değildi.
Ne bileyim, belki de bugün çeşitli mikroplara karşı dayanıklılığımı o kesekâğıtlarına borçluyum.
Bir sokak oyunumuz vardı, “gazoz kapağı ütmece” diye. Sokaklardan toplardık kapakları. Her birinin ayrı bir mikrop yuvası olduğunu daha sonraki yaşlarımda düşünmeye başlamıştım. Her neyse o leblebicilerin kesekâğıtlarına, sokaktan toplanan o gazoz kapaklarına karşın 75. yaşımın arifesine gelebildim ya, ne mutlu bana...
O yıllarda Cihangir kozmopolit bir semtti. Alışveriş yaptığımız bakkal Avram Efendi’nin, İspiro Amca’nın, kırtasiyeci Rober Abi’nin, berberimiz Avril Amca’nın adlarının “bir tuhaf” olduklarının farkındaydık ama gerisini merak etmezdik. Aynen sokakta birlikte oynadığımız arkadaşlarımızın adlarının gerisinde de ne olduğunu merak etmediğimiz gibi.
Merak ettiğimizde ise hemen hepsi gitmişlerdi...

***

Evet, gofretin, kolanın henüz ülkemize gelmediği yıllardı. İnsanoğlu tanımadığını aramıyor. Biz de aramıyorduk. Zahmetle kavuşulandan hoşnut olmayı, olanla yetinmeyi sanırım o yıllarda öğrendik. Mütevazı hayatlarımızda mutluyduk.
Biliyorum, gündem dışı bir yazı oldu. Fakat gündem o kadar iç karartıcı, o kadar can sıkıcı ki... Bir de ben tuz biber olmayayım diye kaleme aldım bu “havadan” yazıyı.
Mazur göreceğiniz umuduyla...  

Yazarın Son Yazıları

Veda (28.09.2018)

Veda

Devamını Oku
28.09.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Devamını Oku
13.07.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Devamını Oku
11.07.2018
Ağlamak

Ağlamak

Devamını Oku
04.07.2018
Mutlu sona doğru

Mutlu sona doğru

Devamını Oku
22.06.2018
Yorgunluk

Yorgunluk

Devamını Oku
20.06.2018
Tatarböreğini sever misiniz?

Tatarböreğini sever misiniz?

Devamını Oku
15.06.2018
Dertleşme (13.06.2018)

Dertleşme

Devamını Oku
13.06.2018
Elinizi tutan mı vardı?

Elinizi tutan mı vardı?

Devamını Oku
09.05.2018
Abdullah Gül: Nereden nereye?

Abdullah Gül: Nereden nereye?

Devamını Oku
27.04.2018
Baskın

Baskın

Devamını Oku
20.04.2018
İzmir bir başka…

İzmir bir başka…

Devamını Oku
18.04.2018
Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Devamını Oku
11.04.2018
SAPTAMALAR 2

SAPTAMALAR 2

Devamını Oku
06.04.2018
Saptamalar

Saptamalar

Devamını Oku
04.04.2018
Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Devamını Oku
21.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Devamını Oku
16.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Devamını Oku
14.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Devamını Oku
09.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Devamını Oku
07.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Devamını Oku
02.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Devamını Oku
28.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Devamını Oku
23.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Devamını Oku
21.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Devamını Oku
16.02.2018
Hayalet gemiler

Hayalet gemiler

Devamını Oku
09.02.2018
Gecede İstanbul

Gecede İstanbul Deniz Kavukçuoğlu yazdı...

Devamını Oku
07.02.2018
Gerçeklerimiz

Gerçeklerimiz

Devamını Oku
02.02.2018
Ne yazacağını bilememek

Ne yazacağını bilememek

Devamını Oku
31.01.2018
Akıntıya karşı durmak

Akıntıya karşı durmak

Devamını Oku
24.01.2018
Dünden bugüne (19.01.2018)

Dünden bugüne

Devamını Oku
19.01.2018
Şiddet ve eğitim

Şiddet ve eğitim

Devamını Oku
05.01.2018
Bunlara mecbur muyuz?

Bunlara mecbur muyuz?

Devamını Oku
03.01.2018
Hayatın içinden

Hayatın içinden

Devamını Oku
29.12.2017
‘Bir telefonu bile yok!’

‘Bir telefonu bile yok!’

Devamını Oku
22.12.2017
Umut (20.12.2017)

Umut

Devamını Oku
20.12.2017
Diren Gökçeada!

Diren Gökçeada!

Devamını Oku
08.12.2017
Çürüyen çöp, çürüyen insan

Çürüyen çöp, çürüyen insan

Devamını Oku
01.12.2017
Polisiye filmi izler gibi

Polisiye filmi izler gibi

Devamını Oku
29.11.2017
Singapur’dan Türkiye’ye

Singapur’dan Türkiye’ye

Devamını Oku
17.11.2017