Hikmet Çetinkaya

Kamp...

21 Nisan 2018 Cumartesi

Tarihe not düşmek için - 42

Hürriyet gazetesi, Tempo dergisinin kapak yaptığı “Silahlı Kuran Kursu” haberine “İşte Sarıklı Kamp” başlığıyla tam sayfa ayırmış...
Fotoğraflara baktım...
Bir pazar günü piknik yapan “Kuran kursu öğrencileri”ni anımsatıyordu fotoğraflar...
Piknik tüpleri, plastik su bidonları, çaydanlıklar çimenlerin üzerindeydi...
Yaşları 15-18 arasındaki takkeli ve sarıklı gençlerin elinde bir iki pompalı tüfek vardı...
Bana kalırsa burası bir kamp yeri değildi. Ancak fotoğraflar ve haber, “tarikatların hâlâ görev başında” olduklarını kanıtlıyordu...
Sabah “şeriatçı gazetelere” bir göz attım...
Birinci sayfalarını “başörtülü kızlara” ayırmışlardı. Onlara göre başörtülü kızların maruz kaldığı zulüm toplumu çıldırtıyordu. Kamuoyu toplumsal barışımızı bozan yasakçı zihniyetin artık son bulmasını istiyordu...
Bir başka dinci gazete, polisi askere karşı kışkırtma yöntemini sürdürüyor ve şöyle diyordu:
Batı Çalışma Grubu polisi de fişliyor...
Şeriatçı basın tam gaz gidiyordu. ..
Nurcuların “malum gazetesi” ise Elmalı Erkek Öğrenci Yurdu’nun el ilanlarını ekiyle birlikte dağıtıyordu...
Yurt, İstanbul Kartal’daydı...
Konforlu yatakhaneler, okullara servis olanağı bu yurttaydı. Üstelik yurt Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne ve Köy Hizmetleri Anadolu Lisesi’ne 5 dakika uzaklıktaydı...
Tempo dergisini okuyunca nedense aklıma “Nur Kampları” geldi...
1970’li yıllarda bu kampları kuran kis¸i Fethullah Gülen değil miydi? 1990’lı yıllarda Nurcular bakanlardan, valilerden destek alarak kamu kuruluşlarını kiralayıp buraları “Nur kampları”na dönüştürmemişler miydi?
Oyun kuralına göre oynanıyordu; tarikat şeyhleri 1998 Türkiyesi’nde “türban eşittir din” propagandasıyla siyasetteki egemenliklerini sürdürmek istiyorlardı...
Korkut Özal’lar, Aydın Menderes’ler, Mehmet Keçeci’ler kısaca ANAP, DYP, FP, MHP, BBP ne yazık ki DSP lideri Bülent Ecevit de “türban eşittir din” sloganını, bir tarikat şeyhini koruyup kollayarak destekliyordu...

***

8 Ağustos 1975...
Tam 23 yıl önce Ege’de dağlara kamplar kurulmuştu...
O yıllarda “Nur kampları”na girmiştim...
Dedim ya Tempo’daki haberi okuyunca, Nur kamplarını anımsadım...
Kaz Dağı’ndaki kampta bir çocukla konuşmuş, ne yapmak istediğini öğrenmiştim...
-Adın ne senin?
Kara gözleri oynuyor. Hiç yabancılık çekmiyor. Bizi kamp yöneticilerinden sanmış olacak ki yanıtladı hemen:
- Ali Acar...
- Nerelisin?
- Antalya’nın Serik ilçesinden.
- Okula gittin mi hiç?
- Gittim... Beşi bitirdim.
- Başka okula?
- Kuran okudum...

- Burada dinleniyorsunuz değil mi?
Birlikte yürüyoruz küçük Ali Acar’la. Zeytin dolu kasaların bir kısmı yolun ortasında. Araç tekrar gelip yükleyecek.
Ali’nin elinde bir kitap var. Nurculukla ilgili Said-i Nursi’nin bir kitabı. Kendi savunmasıyla ilgili bir kitap bu...
- Neler yapıyorsunuz kampta?
- Kitap okuyoruz... İlim öğreniyoruz...
- Aferin sana...
- İlim öğrenip...
Sustu. Kara gözleriyle bakındı sağa sola.
-Sonra... dedim. İlim öğrendikten sonra n’apacaksınız?
Beyaz gömleğinin yakası kirliydi.
- Kâfirleri öldüreceğiz...
- Kim bu kâfirler?
- Namaz kılmayanlar, açık saçık giyinenler. Onlar kâfir hep. Hepsi kâfir. Camileri kapatacaklar. Müslümanları öldürecekler. Ama biz ilim öğrenince soracağız hepsine...
- Demek kampta bunları öğreniyorsunuz?
- Evet...

***

Başta Kanal-7 olmak üzere şeriatçı televizyonlar, radyolar, gazeteler üç-beş kız militanı öne çıkarıp birkaç avukatı yanlarına alarak ortalığı birbirine katıyorlar...
Bu eylemlerin arkasında kimler var?
Tarikatlar ve Fazilet Partisi...
İkinci cumhuriyetçiler, takkeli ve takkesiz liboşlar da bu eylemin destekçileri...
İstanbul Üniversitesi’nde binlerce öğrenci okuyor, eylem yapanların sayısı ise 50- 60’ı geçmiyor...
Bakın bir tarikat şeyhi yakın çevresine ne diyor:
Türban yasağı bizim karşımıza gelen en büyük nimettir. Anadolu halkını yanımıza çekmede daha iyi fırsat bulamayız...
Ardından ekliyor tarikat şeyhi:
Hatta bu konuda akıtılacak bir damla Müslüman kanı bize binlerce mümin ve zaman kazandıracaktır...
Oyun kuralına göre oynanıyor...
Ne yazık ki ANASOL-D iktidarı da bu eylemlere çanak tutuyor!..

Bu yazı 12.6.1998 tarihinde yayımlanmıştır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları