FED, yel değirmenlerine karşı
Erinç Yeldan
Son Köşe Yazıları

FED, yel değirmenlerine karşı

11.03.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Koronavirüs (covid-19) salgını dünya ölçeğinde hızla yayılmasını sürdürmekte. Salgının küresel ekonomiye olan maliyetleri artık gerçek bir olgu olarak tartışılmaya başlandı. Salgının hem arz yönünden üretim zincirlerini, hem de talep yönünden tüketim ve yatırım harcamalarını olumsuz etkileyerek dünya ekonomisinde süregelen durgunluk sürecini daha da belirgin hale getireceği artık açık biçimde gözlenmekte.

Birleşmiş Milletler Kalkınma ve Ticaret Konferansı (UNCTAD), örneğin, Çin’de patlak veren koronavirüsün şimdiye değin dünya ihracatında 50 milyar dolarlık bir kayba neden olduğunu öne sürmekte. UNCTAD araştırmacıları, söz konusu ihracat kayıplarının Avrupa Birliği ülkelerinde 15.6, ABD’de 5.8, Japonya’da 5.2, Kore’de 3.8, Vietnam ve Tayvan’da da 2.6 milyar dolara ulaştığını belgelemekte. UNCTAD’a göre ihracatta yaşanan bu kayıplar, küresel ekonomide imalat sanayii üretimi için gerekli olan ara malı girdilerinin sağlanmasındaki aksaklıklar ve küresel değer zincirlerinde yaşanan tıkanıklıkların doğrudan sonucu. UNCTAD araştırmacılarının sunduğu verilere göre, dünya imalat sanayii üretiminin ortalama olarak yüzde 7’si Çin’den kaynaklanan ara malı ithalatına bağımlı. Ülkeler özelinde bu bağımlılık ABD için yüzde 4, Kore için yüzde 8, Meksika için yüzde 8, Türkiye için ise yüzde 6 olarak verilmekte.

Uluslararası kuruluşlar dünya ekonomisinin büyüme tahminini şimdiden aşağı doğru revize etmiş durumdalar. IMF ve Dünya Bankası (IIF), örneğin, 2020’de dünya ekonomisi için büyüme oranı öngörülerini yüzde 0.5 ile 1.0 arasında aşağı çektiler ve geçen sene elde edilen yüzde 2.9’luk büyümenin sürdürülemeyeceğini öne sürdüler. Dünya ekonomisinde yüzde 2.5 büyüme sınırı, doğrudan doğruya durgunluk eşiği olarak kabul ediliyor.

***

Bütün bunlar yaşanırken Amerikan Merkez Bankası (FED) geçen hafta içerisinde beklenmedik bir şekilde politika faizini yüzde 0.50 puan aşağı çekti ve tüm dünyaya neredeyse sınırsız likidite sunmaya hazır olduğunu duyurdu. Hatta daha da ileri giderek 18 Mart’taki toplantısında bir yüzde 0.25 puan daha indirime hazırlandığını muştuladı.  

Tüm dünyada varlık fiyatlarının çöküntüye uğradığı, küresel borç düzeyinin 260 trilyon dolara (dünya gelirler toplamının yüzde 322’si) ulaştığı bir düzlemde, küresel durgunluğun sadece daha bol kredi ve daha da yoğun borçlanmaya dayalı tüketim üzerinden canlandırılabileceği düşüncesini son derece muğlak ve riskli bir strateji olarak görmek gerekiyor. Nitekim, artık negatif faiz getirisi olan finansal varlıkların 20 trilyon doları aştığı ve finansal sistemin topyekûn bir çözülme içinde olduğu anlaşılıyor.  

Bu anormalliğin bir diğer yansıması ise petrol fiyatlarının seyri ve sonuçları… Normal koşullarda petrol fiyatlarındaki herhangi bir gerileme dünya ekonomisi için bir canlanma olanağı olarak gösterilir iken şimdi dünya finansal sistemi için bir felaket olarak değerlendirilmekte. Bu değerlendirmede finans sisteminin petrol üreticilerine açtığı kredilerin geri dönmeme riski ve petrole dayalı finans (çorbası) ürünlerindeki çöküşün yaratacağı olumsuzluklar tüm dünya için yepyeni bir risk olarak gösteriliyor. Dünya ekonomisi, küresel finans şebekesinin köpükler ve dizginlenemeyen risk iştahı ile dolu spekülatif yatırım maceralarının dengesizliklerini yaşıyor.

***

Son bir söz olarak, küresel yeni düzenin özelliklerini daha tarihsel bir bakış açısıyla değerlendirir ve koronavirüse yol açan yapısal koşulların bir kez daha altını çizersek, yaşananları dünyamızda giderek şiddetlenen eşitsizliğin ve sosyal dışlanmanın kaçınılmaz sonucu olarak görmemiz gerekecektir. Bir kamu hizmeti ve insanlık hakkı olarak sağlanması gereken başta sağlık, eğitim, temiz su ve atık sistemi olmak üzere, birçok sosyal hizmetin özelleştirilerek piyasa sisteminin kar - maliyet hesaplarına terk edildiği, yoksullaşmanın sorumsuzca hızlandırıldığı, küresel yoksulların da ya iç savaş ve şiddet ya da göçmen olarak dışlandığı ve gezegenimizin doğal kaynaklarının acımasızca tüketildiği ve kirletildiği bir ortamda koronavirüsün doğal bir sonuç olduğunu görmemek olası mı?

Bütün bu gerçekler uyarınca, FED’in parasal genişlemeye ve paranın fiyatını ucuzlatmaya dayalı sanal politikaları sanki yel değirmenlerine karşı savaş açmayı andırıyor.

Yazarın Son Yazıları

Amerika’da enflasyon yeniden

Amerika’da enflasyon yeniden

Devamını Oku
19.05.2021
Kârların aşısından halkların aşısına...

Kârların aşısından halkların aşısına...

Devamını Oku
12.05.2021
Girişimci fabrikası üniversiteden enflasyona...

Girişimci fabrikası üniversiteden enflasyona...

Devamını Oku
05.05.2021
Halkın ekonomisi, ‘Özgür İktisat’

Halkın ekonomisi, ‘Özgür İktisat’

Devamını Oku
28.04.2021
Rakamların anlattığı: 128 milyar dolar ve 60 milyar TL

Rakamların anlattığı: 128 milyar dolar ve 60 milyar TL

Devamını Oku
21.04.2021
Mundell ve açık makroekonomi

Mundell ve açık makroekonomi

Devamını Oku
14.04.2021
2018 Ağustos sonrasında enflasyon ve ücretler

2018 Ağustos sonrasında enflasyon ve ücretler

Devamını Oku
07.04.2021
Üniversiteler küresel tehdit altında

Üniversiteler küresel tehdit altında

Devamını Oku
31.03.2021
Halkların Merkez Bankası tarihi

Paranın ve merkez bankacılığının serüveni, insanlık tarihinde görece yeni bir olgu.

Devamını Oku
24.03.2021
Bitmeyen masal: Yapısal reform

Bitmeyen masal: Yapısal reform

Devamını Oku
17.03.2021
Türkiye’de kadın olmak

Türkiye’de kadın olmak

Devamını Oku
10.03.2021
Büyüme, istihdam, bölüşüm üstüne

Büyüme, istihdam, bölüşüm üstüne

Devamını Oku
03.03.2021
Aşı emperyalizmi

Aşı emperyalizmi

Devamını Oku
24.02.2021
24 Haziran 2018 ve sonrası

24 Haziran 2018 ve sonrası

Devamını Oku
17.02.2021
Türkiye İşçi Partisi 60, DİSK 54 yaşında

Türkiye İşçi Partisi 60, DİSK 54 yaşında

Devamını Oku
10.02.2021
Biden’ın üçlemi

Biden’ın üçlemi

Devamını Oku
03.02.2021
Kapitalizmin 1980 dönemeci ve 24 Ocak’lar

Kapitalizmin 1980 dönemeci ve 24 Ocak’lar

Devamını Oku
27.01.2021
Üniversite nedir, ne değildir?

Üniversite nedir, ne değildir?

Devamını Oku
20.01.2021
‘Yeni’ Türkiye’de mutfağın enflasyonu

‘Yeni’ Türkiye’de mutfağın enflasyonu

Devamını Oku
06.01.2021
Ücretli emek, küresel ekonomide ve Türkiye’de

Ücretli emek, küresel ekonomide ve Türkiye’de

Devamını Oku
30.12.2020
Leo Panitch ve ütopyalarımız

Leo Panitch ve ütopyalarımız

Devamını Oku
23.12.2020
Paris Sözleşmesi’nin beşinci yılı

Paris Sözleşmesi’nin beşinci yılı

Devamını Oku
16.12.2020
Salgın günlerinde asgari ücret gerçekleri

Salgın günlerinde asgari ücret gerçekleri

Devamını Oku
09.12.2020
Krize karşı paketler ve büyüme

Krize karşı paketler ve büyüme

Devamını Oku
02.12.2020
19 Kasım öncesi ve sonrasıyla sanayi

19 Kasım öncesi ve sonrasıyla sanayi

Devamını Oku
25.11.2020
19 Kasım’ı beklerken

19 Kasım’ı beklerken

Devamını Oku
18.11.2020
Sınırsız sömürü, dibe doğru yarış

Sınırsız sömürü, dibe doğru yarış

Devamını Oku
11.11.2020
ABD seçimleri

ABD seçimleri

Devamını Oku
04.11.2020
Cumhuriyetin 97. yılında sanayileşme sorunumuz

“Son dönemin en kritik yapısal reformu hayata geçti. Cumhurbaşkanımızın başkanlığında Sanayileşme İcra Komitesi’ni kuruyoruz. Ekonomi tarihimizde böyle bir vizyon ilk defa hayata geçmiş olacak. Bu komitede, sanayimize seviye atlatacak ve ülkemizi geleceğe hazırlayacak kararlar, ilgili bakanlıklarla birlikte alınacak. (...) Uzun vadeli kamu alımlarını destekleyebileceğiz, böylece sanayide ölçek oluşumunu teşvik edeceğiz. Finansman, gümrük, çevre, altyapı, lojistik ve enerji gibi alanlarda kurumlar arası koordinasyonu hızlandırıp yatırımcının önünü çok net görmesini sağlayacağız. Tedarik zincirlerindeki kritik ürünlerin yerlileşmesini teşvik edip yurtiçi üretim çeşitliliğini zenginleştireceğiz.”

Devamını Oku
28.10.2020
IMF’den dünya ekonomisinin görünümü

IMF’nin yılda iki kez yayımladığı “Dünya Ekonomisi Görünümü” (WEO) raporunun ardından Dünya Bankası ile birlikte düzenlediği yıllık toplantılarının ardından gözler bir kez daha dünya ekonomisinin Covid-19 krizi ve sonrasındaki olası seyrine çevrildi.

Devamını Oku
21.10.2020
Amerikan emekçisinin sağlığı ve yoğunlaşan sömürüsü

Amerika Başkanı Trump’ın Covid-19 virüsüne yakalanması ve neredeyse mucizevi bir biçimde kısa sürede sağlığına kavuşarak görevine geri dönmesi, geçen haftanın önemli başlıklarından birisiydi.

Devamını Oku
14.10.2020
Kalkınmayı planlamak

Ülkemizin yoğun ve yıpratıcı gündemi arasında, geçen hafta sessiz sedasız bir yıldönümü kutlandı: Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) bundan 60 yıl önce 30 Eylül 1960’ta 91 sayılı kanun ile kurulmuştu. Böylece Türkiye, kalkınmasını artık “iktisadi ve toplumsal hayatın bütününü göz önünde bulunduran ve en son tekniklere dayanan yeni ve ileri bir planlama anlayışı içinde gerçekleştirilecekti”.

Devamını Oku
07.10.2020
Eskimiş bir ‘Yeni Ekonomi Programı’

2020-2023 yıllarını kapsayan Yeni Ekonomi Programı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından dün açıklandı.

Devamını Oku
30.09.2020
Türk Tabipleri Birliği nedir? Ne yapar?

Türk Tabipleri Birliği (TTB) 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu’na dayanarak 23 Ocak 1953’te kuruldu. Altmış beş ile yayılmış tabipler odalarına kayıtlı yüz bini aşkın hekimi bünyesinde barındırmakta. Üyelerinin yarısı kamuda çalışan, üyeliği zorunlu olmayan hekimlerden oluşuyor.

Devamını Oku
23.09.2020
K-tipi büyüme: Gelirin eşitsizliği

Ulusal ekonominin seyrindeki inişli çıkışlı dalgalanmaların alfabenin harflerine benzetilerek açıklanmaya çalışılması ekonomi gündemimizin renkli ve popüler uğraşları arasında. Özellikle ilgi çeken harf, V ! Bununla daralan bir ekonominin, aynı hız ve kararlılıkla çıkışa geçeceği vurgulanıyor. Örneğin, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak geçen hafta içerisinde yaptığı açıklamada, “tüm öncü göstergeler Türkiye açısından en kötünün geride kaldığını gösteriyor. 2. yarıda ‘V’ şeklinde toparlanma bekliyoruz” sözleriyle bu beklentiyi dile getirmekteydi.

Devamını Oku
16.09.2020
Türk Tabipleri Birliği Uyarıyor

Bu satırların yazıldığı sırada dünyada toplam olgu sayısı 27 milyon 436 bin kişiyi aşmış; virüs nedeniyle yaşamını kaybedenlerin sayısı 896 bin kişiye ulaşmış idi. 7 Eylül itibarıyla, Sağlık Bakanlığı’nca yayımlanan resmi verilere göre, ülkemizdeki aktif olgu sayısı 281 bin 509 kişi; yaşamını kaybedenlerin sayısı ise 6 bin 730 idi.

Devamını Oku
09.09.2020
Milli gelirin normal halleri

Türkiye’nin milli geliri 2020’nin ikinci çeyreğinde bir yıl öncesine oranla yüzde 9.9 azaldı.

Devamını Oku
02.09.2020
Türkiye’nin enerji sorunu

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, geçen hafta “Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi” sözleriyle kamuoyunda bir süredir beklenmekte olan müjdeyi açıkladı. Erdoğan, 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulunduğunu belirterek “Hedefimiz 2023’te Karadeniz gazını milletimizin kullanımına sunmaktır” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da söz konusu müjdeyi “Artık cari fazlayı ve döviz fazlasını konuşacağımız yeni bir dönem başladı” sözleriyle karşıladı.

Devamını Oku
26.08.2020
Döviz kurunda rekabetçi olmak

Türk Lirası’nın uluslararası paralar karşısında hızla değer yitirdiği günlerin ardından konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, dövizdeki pahalılığın vatandaşlar açısından önemli olmadığının altını çizerek “Önemli olan kurun seviyesi değil rekabetçi olup olmamasıdır” dedi ve “Turizmin gelmesi için ihracatçı için benim para birimim daha cazip, daha rekabetçi olsun” görüşünü savundu.

Devamını Oku
19.08.2020
Türk Lirası’nı ve TC Merkez Bankası’nı anlamak

Başlığımızdan yola çıkalım: “Türk Lirası’nın seyrini ve TC Merkez Bankası’nın ne yapmak istediğini anlamak” hiç de zor değil aslında… Bu sorulara yanıt verebilmek için çok derin iktisat bilgisine de ihtiyaç gerekmiyor. Biraz sağduyu, en temel birkaç veriyi izlemek ve önyargılı, bağnaz inançlardan uzak, akılcı düşünmek yeterli. Ama bu saydıklarımız içinde de en zor olanı sonuncusu: Bağnazlık ve kör inançlara değil, bilimsel şüpheye ve aklın üstünlüğüne dayanmak.

Devamını Oku
12.08.2020