Mehmet Ali Güller

Atlantik hukuku!

23 Mayıs 2024 Perşembe

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han’ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında tutuklama talebinde bulunması, İsrail kadar ABD’yi de zora soktu. Zira karar hem “Atlantik düzeni”nin ikiyüzlülüğünü resmediyor hem de o düzenin zayıfladığına işaret ediyor.

Nasıl mı? İnceleyelim:

EMPERYALİST-NEOFAŞİST İKİLİ SIKIŞTI

UCM Başsavcısı Han’ın tutuklama talebinde bulunacağı bir süredir konuşuluyordu. Öyle ki 13 ABD senatörü yayımladığı bir mektupla UCM’yi “Akrabalarınız dahil ABD’ye sokmayız” diye tehdit bile etmişti. Ancak tehditler sökmedi ve başsavcı Han; İsrail Başbakanı Netanyahu, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hamas yöneticileri İsmail Haniye, Yahya Sinvar ve İbrahim el-Masri hakkında tutuklama talebinde bulundu. Talebi UCM yargıçları karara bağlayacak.

ABD-İsrail ikilisi tutuklama talebinin ardından kırmızı alarma geçti. Çünkü Güney Afrika’nın İsrail’i soykırımcı olmakla suçlayarak Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı ve kabul edilen davadan sonra bir de Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının İsrail başbakanı için tutuklama kararı talep etmesi, emperyalist-neofaşist ikili ABD ile İsrail’i dünya kamuoyu nezdinde mahkûm ediyor. İkili bu nedenle üç koldan harekete geçti:

HAN’I ARAYAN DEVLET BAŞKANI

1) CNN televizyonunda Christiane Amanpour’un sorularını yanıtlayan başsavcı Han çok önemli bir konuyu ifşa etti: “Bir devlet başkanı benimle konuştu ve ‘Çok iyi biliyorsunuz ki bu mahkeme Afrika ve Putin gibi haydutlar için kurulmuştur’ dedi.”

O devlet başkanının sözleri, “Atlantik hukuku”nun gerçekte ne olduğunu ortaya koymuş oldu. Emperyalist düzen bu mahkemeleri, rakiplerine, kendinden olmayanlara, hedef aldıklarına karşı kullanılacak bir platform olarak görüyor. (Aslında uzun yıllar böyle de kullanabildiler ama artık bu tür ters kararların çıkabiliyor olması, çok kutupluluğun sonucudur.)

ABD’DEN MAHKEMEYE YAPTIRIM TEHDİDİ

2) Yukarıda belirtmiştik, başsavcı Han tutuklama talebinde bulunmasın diye 13 ABD senatörü bir tehdit mektubu yazmıştı. Senatörler, Han’ın tutuklama talebinden sonra da doğrudan yaptırım kararı çıkarmaya yöneldiler.

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nde Cumhuriyetçilerin lideri olan senatör James Risch, “UCM’nin bağımsız, meşru ve demokratik hukuk sistemine sahip ülkelerin işlerine burnunu soktuğunu savunarak ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’dan destek istedi. Blinken “Partilerüstü bir zeminde sizlerle çalışmak istiyorum” diyerek destek sinyali verdi. 37 senatörün UCM’ye yaptırım içeren bir tasarıyı desteklediği belirtiliyor.

3) ABD-İsrail ikilisinin başvurduğu üçüncü yöntem ise dezenformasyon. Netanyahu, UCM Başsavcısı Han’ın tutuklama talebini “antisemitizm” olarak yaftalamaya çalıştı. 75 yıldır Nazilerin yaptığı soykırımın ve antisemitizmin rantını yiyen ve Filistinlilere karşı her kötülüklerini bu iki kavramın arkasına sığınarak yapan İsrail yönetimi, yine aynı yola başvurmuş oldu.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken ise UCM’nin kararının Gazze’de ateşkesi zorlaştıracağını söyledi! Tam bir emperyalist aldatmaca: Sanırsınız tam ateşkes yapılıyordu da UCM bozdu! Sanırsınız sekiz aydır yapılmayan anlaşmayı UCM baltaladı!

FİLİSTİN KAZANIYOR

Kaç kez yazdım: Bu savaşın sonucu atılan bomba ve ölen sayısıyla ölçülmez. Stratejik düzlemde Filistin kazanıyor, İsrail kaybediyor. İşte bunun son kanıtı da dün geldi: Norveç, İrlanda ve İspanya hükümetleri Filistin Devleti’ni tanıma kararı aldılar. 28 Mayıs’ta yürürlüğe girecek bu karar, Filistin açısından çok büyük bir kazanım olacak, devamı da gelecek.

Çok kutupluluk ile “küresel yönetişim sisteminde başlayan reformlar” dünyayı ezilenlerden yana adım adım değiştiriyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları