Tabletler ve Tebeşir Tozu Yutmak...

22 Şubat 2012 Çarşamba
\n\n\n

Bulut Tebeşir sözcüğünü okuyunca Bu ne demek?diye sordu. Haklı tebeşir kelimesine yabancı olmakta. Danimarkada annesiyle birlikte yaşıyor ve senede 2 kez Türkiyeye geliyor. Bulut 15 yaşında ve iyi eğitim alan bir çocukİngilizcesini söyledim: Chalk. Ve ekledim:

\n

- Ama sen bilemeyebilirsin, Danimarkadaki okullarda herhalde uzun süreden beri tebeşir kullanılmıyordur. Bizde bile artık eğitim akıllı tahtalarla ve bilgisayarla yapılmaya başlandı.

\n

- Yoo hayır, kullanıyoruz. Buradaki gibi kalemli beyaz tahta da yok bizim sınıflarda. Daha pahalı olduğu için istemiyor okul yönetimi.

\n

Şaşırdım. OECDnin her yıl yayımladığı eğitim raporlarında daima ilk sıralarda olan Danimarkada okullarda bilgisayarlı eğitim nasıl olmazdı?

\n

FATİH Projesini 2 hafta önce Ankarada bir lisede tablet bilgisayarların bir kısmını öğrencilere dağıtarak başlatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 12 bin 800 tablet bilgisayarı öğrencilere teslim ediyoruz. Allahın izniyle karatahta kavramını tarihi tozlu raflara kaldırıyoruz. Tebeşir ve tebeşir tozu nostaljiden öteye geçemeyecek. Öğrenci, elinde tablet bilgisayarı, karşısında elektronik tahtasıyla en son teknolojiyle eğitim alacakdemişti oysa.

\n

FATİH Projesi kamuoyunda tartışılan bir konu ve işin iki yönü var: Biri zaten kısıtlı olan bir bütçeyi sadece teknolojiye yatırmak ve asıl önemli olan eğitimin içeriği, öğretmenlerin eğitimi gibi boyutları göz ardı etmek. Diğeri tablet bilgisayarların teknolojik özelllikleri ve fiyatı gibi konular

\n

Öğrencinin eline tablet bilgisayarı vererek, öğrencinin ve ailelerin gözlerini boyayarak eğitimde çağ atlanamıyorne yazık ki. OECDnin 9 Şubatta yayımladığı eğitim raporuna göre nüfusunun toplam eğitim düzeyini yukarıya çekemeyenler arasında sonuncuyuz. Eğitimde eşitlik ve kalite: Dezavantajlı okulları ve öğrencileri desteklemekbaşlığıyla yayımlanan rapor, ülkelerde nüfusun 25-34 yaş grubu içinde ortaöğrenimini tamamlamayanların oranını sıralıyor. Korede eğitimini yarıda bırakanların oranı yüzde 2 iken sonuncu olan Türkiyede bu oran yüzde 58. Yani anlayacağınız ülkemizde 25-34 arasındaki nüfusun yarıdan fazlası ya ilkokulu bitirdikten sonra ortaöğretime başlamamış, ya da ortaöğrenimini diploma almadan yarıda bırakmış durumda. OECD ortalaması yüzde 19.

\n

Peki akıllı tahtalar ve tabletler konuşuluyor da neden eğitimini yarıda bırakanlar konuşulmuyor, neden öğrencilerin matematik, fen ve okuduğunu anlama becerilerini ölçen PİSA araştırmasında daima son sıralarda olduğumuz Türkiyenin kamuoyunda kendisine yer bulmuyor, neden ülkeyi yönetenlere bu sorular yöneltilmiyor? Tablet bilgisayar dağıtılmakla öğrencinin okulu tamamlayacağı ve diğer ülkelerdeki yaşıtlarının eğitim düzeyine çıkacağı mı varsayılıyor? Bu hukukun yok edildiği bir ülkede Avrupanın en büyük adalet saraylarını inşa ediyoruzdiye böbürlenmekle aynı değil mi?

\n

Uzmanlar öğrencinin başarısındaki yerinin yüzde 1i geçmediğine dikkat çekiyor. Keza CHP PM üyesi 23. dönem milletvekili Prof. Dr. Osman Coşkunoğlu da Cumhuriyette yayımlanan yazısında, “4 Şubat 2012 tarihli Los Angeles Times gazetesi, konunun saygın uzmanlarına ve bilim insanlarına sordukları Bu gösterişli teknolojilerin eğitime gerçek katkısı nedirsorusunun yanıtlarını içeren bir makale yayımladı. Yanıtlar aşağı yukarı aynıydı: Okullarda bu yeni teknolojilerin kullanılmasından yararlananlar sadece satıcı firmalar ve yaldızlı ama sığ laflar eden politikacılardır! Nitekim, derslerini internetten herkese açmış olan, dünyanın önde gelen bazı üniversitelerinde en kompleks konuların bile karatahtada işlendiğini görüyoruz demişti.

\n

Neden bu eleştiriler de tartışılmıyor \ttelevizyon ekranlarında?

\n

Gelelim kısa adı FATİH Projesi olan Fırsatları Araştırma, Teknolojiyi İyileştirme Hareketi kapsamında dağıtılan tablet bilgisayarların içeriğine Zira bu konuda da eleştiriler hayli fazla. Anladığım kadarı ile tabletlerle öğrenci evinden doğrudan internete bağlanamıyor; kapsam Milli Eğitim Bakanlığının yüklediği müfredat ile sınırlı. Yani öğrenci evde araştırma yaparken ya da başka amaçlarla bunu kullanamayacak Türkiyede bilgisayarların daha çok chatleşme, sosyal ağlar ya da oyun programları odaklı kullanıldığı düşünülürse bu kısıtlamanın makul olduğunu varsayalım. Peki o zaman neden örneğin Hindistanda olduğu gibi maliyeti 100 dolar civarında olan ucuz tabletlerle bu iş yürütülmüyor da pahalı ve teknolojinin son özelliklerini içeren tablet bilgisayarlar dağıtılıyor? Neden projenin başında yerli üretim lafı edilirken birden bundan vazgeçildi ve ithal bilgisayarlarla proje başlatıldı? Ve bir diğer konu da 3G teknolojisi Dağıtılan ve dağıtılacak tabletlerde 3G özelliği olmalı mı olmamalı mı? Mevcut duruma göre yok. Açılan ihalede 3G şartı aranmadığı için mobil operatörler katılmadı. Vodafone İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Hasan Süel, dağıtılacak tabletlerde 3G özelliğinin olması gerektiğini, zira tabletlerin verimli kullanılması için bunun şart olduğunu söylüyor. Süelin sözleri tartışmaya yeni bir boyut daha eklemiş durumda.

\n

Dediğim gibi tablet konusu çok boyutlu. Ancak ne yazık ki her alanda olduğu gibi eğitimde de aynı şeyi yapıyor iktidar; konunun uzmanları ile derinlemesine tartışmadan oldubittiye getiriyor ve sadece satın aldığıteknolojilerle övünerek göz boyamayı sürdürüyor.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları