TÜSİAD 'Ülkenin Önceliği Eğitim Olmalı' Diyor Ama....

30 Kasım 2011 Çarşamba
\n\n\n

Geçen haftaki yazımda TÜSİADın Türkiyede Büyümenin Kısıtları: Bir Önceliklendirme Çalışmasıadlı raporunu ele alarak Patronlar Kulübü Türkiyede asla enine boyuna tartışılacak bir gündem haline gelememiş bir konuyu masaya yatırmaya çalıştı: Sürdürülebilir bir büyüme için eğitimin her şeyden, hatta paradan, yatırımın finansmanından bile önce geldiğini…” demiştim. TÜSİAD son dönemlerde toplumsal sorunları da gündeme alan çıkışlar yapıyor. Dün ekonomi yazarları ile derneğin merkezinde düzenlenen toplantıda da TÜSİAD Başkanı Ümit Boynerin Uzun zamandır uzun vadeli düşünmedik. Ne biz TÜSİAD olarak, ne hükümet ne de diğerleri... Artık nereye gittiğimizi gerçekçi biçimde ortaya koymalıyız saptaması bu bağlamda önemli.

\n

Her ne kadar AKP iktidarı kabul etmese de Türkiye de küresel durgunluktan nasibini alıyor. Yüksek cari açık, giderek yükselen enflasyon artık herkesin kabul ettiği ciddi sorunlar.Türkiye 17. büyük ekonomi olmakla övünüyor ama küresel rekabet endeksinde 59. sırada; inovasyon yetkinliğinde ise 69. sırada. Bu ne anlama geliyor? TÜSİAD raporundan özetlersek:

\n

1- Türkiye uzmanlanmış alanlarda (yüksek teknoloji ve verimlilik) üretim yapmakta zorlanıyor.

\n

2- İhraç ettiği ürünler hayli sıradan. Hatta bu konuda Meksika ve Romanya gibi ülkelerin bile hayli gerisinde.

\n

OECDnin dün açıklanan son raporunda 2012de Türkiye için yüzde 3 oranında ekonomik büyüme öngörüldü. Önümüzdeki dönem bizi bekleyen düşük büyüme hızı, ülkede işsiz sayısının da artacağı anlamına geliyor. Bugüne kadar demografik fırsat penceresi olarak dillendirilen hatta Başbakan Erdoğanın “3 çocuk yapın” söylemi ile atbaşı giden genç nüfus neredeyse demografik tehdit haline gelmek üzere... Çünkü bir yandan da eğitimsizlik ve cahillik dizboyu. Bu yüzden TÜSİADın önceliklendirme çalışmasında iş dünyası gözlüğüyle bakılsa bile eğitimi ön plana alması ve tartışmaya açması son derece önemli. Çünkü biliyoruz ki gelişmekte olan ülkelerde önceliği eğitime veren ve kalkınma politikalarını eğitimi ve istihdam politikalarını başköşeye oturtarak belirleyen ülkeler bugün bizim ilerimizde. Bizim ise ne hâlâ bir büyüme stratejimiz var ne 20 yıldır dillendirilmesine karşın bir sanayi politikamız... Dolayısı ile hükümetin gündeminde bile olamayan bir eğitim politikasının yaşama geçme şansı ne kadar var? Tartışılır... Buna karşın eğitim denilince atılan adımlar sadece şunlar oluyor:

\n

- Öğretmene yatırım ve eğitimcinin bilgi ve becerisini arttıracak bir sistem yerine, Fatih Projesi adını verdikleri proje ile büyük paralar harcanıyor, sınıflar projeksiyon cihazları, akıllı tahtalar ve her öğrenciye birer bilgisayar ile donatılıyor. Eğitimin kalitesini sadece teknoloji ile arttıracağını sanan zihniyet hâlâ sürüyor.

\n

- Sanki tek eksik buymuş gibi ilköğretim 4 ve 5. sınıflardan başlayarak 6. 7 ve 8. sınıfları da kapsayacak şekilde seçmeli Arapça dersi uygulanmasına geçiliyor.

\n

- Üniversite ve lise giriş sınavlarında meydana gelen onca skandal ve aksaklığın üzeri örtülüyor.

\n

Sorunları sıralayacak olursak yer kalmaz. Bu yüzden diyoruz ki TÜSİADın tartışmaya açtığısürdürülebilir bir büyümede eğitimin rolü konusu ne kadar kaale alınır soru işareti...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları