Gaz maskesi
İkinci Dünya Savaşı tehlikesini yıllar önce fark eden genç Türkiye Cumhuriyeti halkını zehirli gazlardan korumak için türlü fedakârlıkla gaz maskesi fabrikası kurmuştu.
Yaz geldi. Çocuklarımızın sınavları bitti. Evimizde de geçirsek tatil planlarımız mutluluk veriyor. En önemlisi iki buçuk yıldır yaşam kalitemizi düşüren salgın tehdidi geçti. Maskeleri attık. Umarım başka maskeler takmak zorunda kalmayız.
Tarih 1 Kasım 1935. Gazetelerin ilk sayfaları Türk halkına bir müjde veriyor: “Gaz Maskesi Fabrikamız Dün Çalışmaya Başladı.” Fabrikanın kuruluş öyküsü bizi 1933’e götürüyor.
İnönü Hükümeti 1933 Mayıs’ında fabrikanın kuruluş kararını almış, görevi de Kızılay’a vermiş. Çünkü dünya hızla savaşa koşuyor. Zehirli gazlar en tehlikeli kitle imha silahı olarak dünyanın gündeminde.
Türkiye bu tehlikeyi en erken fark eden ülkelerden. Üstelik ülke halkçılık düşüncesini benimsemiş. Daha 1920’de kurulan hükümette Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na yer verilmiş. Osmanlı siyasal sisteminde böyle bir bakanlık yok. 1933’te Refik Saydam, bakanlığının bünyesinde “Zehirli ve Boğucu Gazlar ve Hava Hücumlarından Korunma İşleri Müdürlüğü”nü kuruyor. Genelkurmayda ise Gaz Genel Komutanlığı oluşturuyor. Üniversitelerde verilen zehirli gazlarla ilgili konferanslarla da halk bilinçlendirilmeye başlanmış.
FABRİKA NASIL KURULMUŞ?
İnönü Hükümeti fabrikanın kuruluşu için ayırdığı 1 Milyon 270 bin lira ödeneği Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na bağlı olan Kızılay’a devreder. Kızılay fabrikanın kuruluşu için ihaleye çıkar. İhaleye altı firma katılır. Lang-Verte ve Pirelli firmalarının teklifleri şartnameye uygun bulunmadığı için reddedilir. Kalan dört firmadan Auer Geselschaft 750 bin, Drager 593 bin, Horak 590 bin ve Graveraux 606 bin liralık teklif sunar.
Öneriler bir kurul tarafından incelenir. Drager, Horak ve Graveraux’nun önerileri güvenlik koşullarını karşılamadığı için uygun bulunmaz. Kızılay yüksek ücrete karşın Auer Geselschaft’ın teklifini onaylar ancak firma temsilcileri ile bir kez daha masaya oturarak fiyat kırımı ister. 715 bin lirada uzlaşılır. İhale sonucunda firma inşaatına başlar. (BCA, 48-68-19, 60-76, Bt. 08.10.1934)
Bu yıllar Türkiye’nin dünyayı da saran ekonomik bunalımın etkilerini hissettiği ama I. Beş Yıllık Sanayi Planı’nı da uygulamaya koyduğu yıllardır. Plan çerçevesinde kurulan fabrikalarda olduğu gibi gaz maskesi fabrikası için de aynı ilke benimsenir.
Auer, fabrikanın kuruluşu için gerekli makineleri ancak içerde üretilmiyorsa dışarıdan alabilecek, dış alımda ise Türkiye ile “kliring anlaşması” olan ülkeleri tercih edecektir. Döviz çıkışını engellemek isteyen Türkiye, malın malla takasını öngören politikasını gaz maskesi fabrikasının kuruluşunda da sürdürür. (BCA, 57-69-12, 60-82, Bt: 24.08.1935)
Mamak Gaz Maskesi Fabrikası 31 Ekim 1935 günü hizmete açılır. Ertesi gün haberlerdeki detaylar şaşırtıcıdır. Fabrikanın kuruluşu ile birebir ilgilenen Refik Saydam’ın açılış konuşması tam bir şeffaflık örneğidir. Hükümetin ayırdığı 1 milyon 270 bin liranın 800 bini inşaat, su, yol ve kontrol için harcanmıştır. 333 bin lira maskelerin hammaddesi, 86 bin lira ise kurumun idare masrafları ve işçi ücretleri için kullanılmıştır. İlk hedef yılda 100 bin maske üretmektir. Üç vardiya çalışılacak olursa 300 bin üretebilecek kapasitesi vardır.
İNÖNÜ’NÜN KONUŞMASI
Başbakan İnönü’nün konuşması ise Kemalist halkçılığın yansımasıdır. İnönü der ki: “Maske, ordu silahı halinden çoktan çıktı ve her evde bulunması gerekli bir eşya halini aldı. Bu nedenledir ki bu fabrikanın memlekete hizmetleriyle çok övüneceğiz.”
Fabrikanın ürettiği ilk maskeyi deneyen İnönü, maskenin halk/vatandaş meselesi olduğunu özellikle vurgular. “Bunun içindir ki bu işi Kızılay’a verdik” der. Kızılay’ın sonraki görevi ise halkı maske bulundurmanın önemi konusunda eğitmek ve maske sahibi yapmaktır. Profesyonel ve halk tipinde üretilen maskeler memurlara üç taksitle satılır. Yoğun bir talep vardır. (Cumhuriyet/Ulus/Akşam/Kurun, 1 Kasım 1935; Bülent Bakar, Hava Taarruzuna Karşı Türkiye’de Pasif Korunma, 2019.)
Kızılay, İkinci Dünya Savaşı’nın öncesinde 18 Ağustos 1939’da maske fiyatlarında indirim önerir. Hükümet bu öneriyi Fransa ve Birleşik Krallık’ın Almanya’ya savaş ilanının ertesi günü 4 Eylül 1939’da onaylar. 21 liraya satılan büyük süzgeçli ve hortumlu savaş maskesinin fiyatı 19.5 liraya, 14.5 liradan satılan ortanca süzgeçli savaş maskesi ise 13.5 liraya indirilir. (BCA, 88-86-10, 44-24, Bt: 04.09.1939) Halk maskelerinin fiyatı ise 6 liradır. Kızılay bu maskeleri, baş ölçünü alarak özel olarak üretir.
28 Mayıs 1943 günü Bakanlar Kurulu kararıyla Milli Savunma Bakanlığı’na devredilen Mamak Gaz Maskesi Fabrikası Türk halkının devletine güvenini perçinleyen Cumhuriyet kurumlarından yalnızca biridir. Dünyada çalan savaş tamtamlarına karşı devletin neden akılcı, Kızılay gibi halk için var olan kurumların neden şeffaf olması gerektiğinin tarihsel örneğidir.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev