Herkes ona hayran kaldı
Biraz Picasso konuşalım mı? Hemen kimden bahsettiğimi bildiniz. Çünkü kendisini dünya tanıyor. Hatta dünya üzerinde sayılı ressamlardan birinden bahsediyoruz. Peki neden bu kadar popüler? Kimsenin yapmadığı bir şeyleri mi yaptı? Yoksa çok akıllı ve çalışkan biriydi de durmadan üretti ve başarısı kaçınılmaz oldu? Yoksa hepsi mi? Eğer şuan burada onu konuşuyorsak üstelik bu kadar emin bir şekilde en bilinmiş isimler arasında diyorsak demek ki bilinmeye değer bir şeyler yaptı. Aşikâr.
Ne yaptı biliyor musunuz? Herkes elmaya yuvarlak derken benim elmam üçgen dedi! Hem de hayal dünyamda. Nasıl da kulağa yaratıcı bir yanıt ve algı geliyor değil mi? Kulağı kafanın kulak noktasına koymak zorunda değilim dedi! Gözler iki tane olmak zorunda değil, istersem bir tane istersem üç tane yapar istersem de hiç yapmam dedi.
İspanya da doğup büyüyen Pablo, babasının sanata olan ilgisini keşfetmesi ile sanat okuluna gönderildi fakat kendisi okulun ondan beklediği “standart” kuralları dikkate alırsa kendi yaratıcılığını kaybedeceğini düşündü ve onca para yatırılmış olmasına rağmen okulu terk etti. Hem de ailesi buna karşı olmasına rağmen bana mısın demeden çekti Paris’e gitti. Canı ne isterse çiziyordu diyemeyeceğim, önce etrafındaki ressamları gözledi ve inceden uyumlu görünüp biraz bilinir bir yol denedi üretimlerinde. Sonra tabii ki daha fazla bu rolü devam ettiremedi. İlgi çekmenin, fark edilmenin, özgün olmanın, özgür olmanın yolu herşeyiyle kendisi olmasından geçiyordu. Derken bir gün her şeyiyle başka bir yol ile başladı eserlerine.
Öncüsü Fransız ressam Paul Cezanne olan Kübizm akımıyla yakından üretimlere girişti. Nedir peki Pablo’nun ilgisini çekecek biricik akım olan Kübizm? Geometrize etmek! Gözün algıladığı herşeyi geometrik formlarla yeniden yoğurmak, yorumlamak ve biçimlendirmek. İlk eseri olan “Avignonlu kadınlar” atölyesinden neredeyse yakın sanatçı dostları hariç hiç kimseye göstermeden iki hafta kaldı. Arkadaşları ilk gördüklerinde kahkaha atmış bir çocuk resmi diye eleştirip dalga geçmişlerdi. Bu görüş oldukça cesaretli bir yaklaşımdı. Çünkü bir yetişkinin bir çocuk resmi çizebilecek özgürlüğe sahip olması zordu. Kararını verdi. Paris entelektüellerinin düzenli katıldığı ve mütemadiyen gerçekleşen müzayedeye çıkaracaktı. Ya eleştiri alacak ya da büyük ilgi görecekti. Bu cesaretli bir karardı çünkü oluşmaya başlamış olan bilinirliğini yerle bir de edebilirdi.
Sonuç: HERKES HAYRAN KALDI.
Not: Kendimiz olmanın ve işimizde cesaretli olmanın bize kazandırdığı en değerli edinim kendimizi özgürleştirmek!
Kübra Müjde
Instagram: @kubramujde
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması