Ne yalnızsın ne de yanlış!
“Onur Ayı” başladı ancak Türkiye’de LGBTİ+’lara yönelik baskı ve nefret söylemleri devam ediyor. Bu baskılara direnmenin yolu dayanışma ve psikolojik sağlamlıktan geçiyor.
“Aile yapısının korunması” gerekçe gösterilerek LGBTİ+ karşıtı söylemler, “Onur Ayı” olarak kutlanan haziran ayının başlamasıyla arttı. Bu ayda görünür olmaya ve hak taleplerini dile getirmeye odaklanan LGBTİ+’lar, engellemeler ve yasaklarla karşılaşıyor. Tüm bunların LGBTİ+’ların zihinsel iyi oluşlarını olumsuz etkileme riski var ve bununla mücadelenin yolu dayanışmaktan geçiyor.
Bu dayanışmayı sağlamak ve güçlendirmek, LGBTİ+ topluluğunun görünürlüğünü artırmak, hak mücadelesini büyütmek ve topluluğu bir arada tutmak için her yıl tüm dünyada haziran ayında Onur Yürüyüşü yapılıyor ve Onur Ayı kutlanıyor. 28 Haziran 1969’da Manhattan’daki StoneWall Inn adlı barın baskına uğraması sonucu ilk defa o gün açıkça “Eşcinsel olmaktan utanmıyoruz” diyerek polise karşı direnen bir grubun başlattığı direnişin büyümesinden 1 yıl sonra kutlanmaya başlanan Onur Haftası kapsamında 1994 yılından bu yana Türkiye’de de çeşitli etkinlikler yapılıyor.
“Dönüyoruz” teması ile duyurulan 31. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası kapsamında 21. İstanbul Onur Yürüyüşü, her ne kadar İstanbul Valiliği tarafından yasaklansa da bugün düzenlenecek. Farklı illerdeki çok sayıda etkinlik de yine valilik yasaklarıyla engellenmeye çalışılıyor.
LGBTİ+’ların çoğu kimliklerinden ötürü çeşitli psikolojik zorluklarla karşılaşıyor. Ayrımcılık, dışlanma, aile reddi ve sosyal damgalanma gibi LGBTİ+’ların ruh sağlığını etkileyebilen bu etkenler politik baskının arttığı bu dönemde daha da şiddetlenebiliyor. Bu nedenle Onur Ayı’nın ve LGBTİ+ hak mücadelesinin önemi daha da artıyor.
SOSYAL DESTEK VE DAYANIŞMA ÖNEMLİ
Psikiyatr Dr. Seven Kaptan, baskının ve nefret söylemlerinin arttığı bu dönemde LGBTİ+’ların ve yakınlarının neler yapabileceğini anlattı.
- LGBTİ+’lar ruhsal iyi oluşlarını nasıl koruyabilir? Bu olumsuzluklarla başa çıkma yolları nelerdir?
Azınlık gruplarının kendi kimliklerine dair kabulleri, bu kimliklerine ilişkin sahip oldukları bilimsel bilgiler önyargılarla başa çıkmalarında çok önemli bir güç. Eğer bu konuda zorlukları varsa kişilerin kimliklerine dair bilimsel, sosyolojik ve tarihsel arka planları öğrenmelerini öneririm. Tarih boyunca farklı coğrafyalarda hep var olan LGBT+ kimlikler farklı kabul ya da önyargılarla karşılaştılar, değişmeyen tek şeyse varoluşlarıydı.
Kişiler kendi tarihlerinden güç almalı. Bir diğer önemli destek ise dayanışma. Ülkemizde yapılan bir klinik çalışmada sosyal çevrelerinden destek alan gençlerin psikolojik dayanıklılıklarının daha yüksek olduğu, stresle başa çıkmalarında bu desteğin katkısı olabileceği vurgulandı. LGBT+’lar için de yalnız ve yanlış olmadığını hissettiren ortamlarda yer alabilmek kıymetli. Üniversite kulüpleri, LGBT+ dernekleri veya çeşitli sivil toplum kuruluşlarının etkinlikleri üzerinden kişilerin bir araya gelmesi mümkün.
- LGBTİ+ yakınları nasıl destek çıkabilir?
Öncelikle LGBT+ kimliklere dair bilgilenmelerini öneririm. Sizin utanacak bir şeyiniz yoksa kimse sizi utandıramaz. Bunca yılın homofobik transfobik yargılarını doğru bilgiler üzerinden geçerek analiz etmek ve o haksız utancın ve korkunun üstesinden gelmek mümkün. LGBT+ aileleri İstanbul, İzmir, Ankara ve Antalya’da düzenli aylık destek toplantıları yaparak bir araya geliyor. Bu dayanışma ve destek toplantıları da kişilerin zorluklarla mücadelelerinde, yakınları için taşıdıkları kaygının üstesinden gelebilmelerinde etkili.
- Muhafazakâr çevrelerde LGBTİ+ bireyleri hasta olarak görüp tedavi olmaları için “onarım terapisi” benzeri işlemler uygulayan çeşitli yerlere göndermek isteyenler mevcut. Bu konuda neler yapılabilir
Cinsel kimlik çeşitliliğinin herhangi bir öğesi ruhsal hastalık olarak kabul edilmediği için tedavi edilmesi de gerekmemektedir. “Onarım tedavisi” adı altında yapılan işlemlerin kişilerin cinsel yönelim ya da cinsel kimliklerini değiştirdiğine yönelik bilim insanları tarafından kabul edilmiş bilimsel çalışma yok. Kaldı ki “Yeterince istersen değişirsin” düsturu ile hareket eden uygulamalarda tedavi için başvuran ve değişemediğini gören kişilerin yoğun suçluluk ve utanç duygularının arttığı sonuç olarak ruh sağlıklarının olumsuz etkilendiği çeşitli klinik çalışmalarda gösterildi. Bu nedenle uluslararası psikoloji ve psikiyatri profesyonelleri derneklerince bu uygulamalardan uzak durulması gerektiği defalarca duyuruldu.
SPOD’TAN ÜCRETSİZ PSİKOLOJİK DESTEK
SPoD (Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği), LGBTİ+’lara ücretsiz ve kısa süreli bireysel psikolojik danışmanlık hizmeti sunuyor.
Ocak 2024’e kadar “Türkiye’de Depremden Etkilenen LGBTİ+’lar için Psikolojik Danışmanlık” projesi kapsamında 18 yaşından büyük olup kendini LGBTİ+ olarak tanımlayan kişiler 8 seans sorun çözme becerisi odaklı psikolojik destek alabilecek. Depremde doğrudan ve dolaylı olarak etkilenenlere öncelik verilecek. Derneğin web sitesinden başvuru yapılabilir.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı