Göztepe’den harakiri
KONUK YAZAR | Muzaffer Ayhan Kara, Cumhuriyet Ege için yazdı...
Uzun ara sonrasında geçen hafta taraftarı önünde net skorla sahadan 3 puanla ayrılan ve üst sıralara doğru göz kırpan Göztepe, 7. haftada Samsunspor deplasmanında adeta harakiri yaptı. Samsunspor karşısında 3-1 öne geçen Göztepe, son yarım saatte çözülerek kalesinde 3 gol birden gördü ve sahadan 4-3 yenik ayrıldı.
GEREKSİZ DJALMA ISRARI PAHALIYA PATLADI
Samsunspor defansının kendi kalesine attığı ilk golden sonra iki forvet Romulo ve Juan’ın zeka ve bitiricilikle kaydettiği 2 golle fark ikiye çıktı ancak sahada tanımakta güçlük çektiğim bir Göztepe vardı. Kötü günündeki kaleciye karşın önde baskıyı beceremeyen sarı kırmızılılar ev sahibi oyuncuları mütemadiyen birinci bölgede karşılar oldu. Ev sahibi ekip yayın etrafında rahatsız olmadan büyük çoğunlukla sahip olduğu topu çevirdi. Özellikle son 35 dakikada Stoilov’un adeta felç olan sol taraftaki Djalma’da son anlara kadar neden ısrar ettiğini ve skor hiç olmazsa 3-2 lehine iken değiştirmediğini hakikaten anlamakta güçlük çektim! Samsunspor son üçte birlik bölümde sağ kanadı o kadar rahat kullandı. Çünkü önceki haftaların iyisi Djalma’dan neredeyse hiç rahatsızlık görmedi! Nitekim 3-3 iken oyundan çıkan Djalma’nın çıkması da yenen iki golden sonra yarar sağlamadı. Uzatmada dördüncü gol de geldi! Oyuncu değişikliklerini ille de belli dakikalarda yapmak zorunda değilsiniz. Çok aksayan bir oyuncu varsa 5 oyuncu değiştirme hakkınız var, beklemeden değiştirirsiniz dakika kaç olursa olsun. Bu 55 de olur, yerinde 30 da.
KADRODAKİ HATALAR
Stoilov sahaya iki kesici orta saha ile çıktı; Doğan ve Dennis, Solet ile birlikte 11’deydi. Solet’in talihsiz bir şekilde maçın başında sakatlanması handikaptı ama yine de etkili forvetlerle konrataktan iki gol daha geldi. Ancak, Solet’in yerine henüz bal yapmayan arı gibi olan Matsuki’yi oyuna alan Stoilov ikinci büyük hatayı burada yaptı. Orta sahanın merkezi çöktü. Ahmet’i oyuna alması daha efektif olurdu. İlk hatası, rakipten aşırı çekinip Tijaniç veya Victor ile orta alanda başlamamasıydı. Göztepe Avrupa’yı gerçekten hedefliyorsa, her takımı yenecek şekilde hazırlanmalı ve ona göre bir kadro dizilişi ile sahaya çıkmalıdır. Bu notu şimdiden düşmüş olayım önümüzde daha uzun lig maratonu varken.
KEDİYE “KEDİ” DEMEK DURUMUNDAYIM
Stoilov, maçta sonra “…kesinlikle daha önceki maçlarımızda gösterdiğimiz seviyede oynayamadık, sahada o performansı sergileyemedik. Maç 3-1 olduğunda 4-1 de olabilirdi, ama sonuç ne olursa olsun oynanan oyundan memnun değildim. Bu, bizim oyun tarzımız değildi. Eğer iyi oynamazsanız ve sahada istediğiniz performansı sergileyemezseniz, bu tür sonuçlarla karşılaşırsınız.” derken kendi rolünü unutmuş gibiydi. Hocam, sahada işler iyi gitmiyorken siz neredeydiniz peki? Neden gerekli müdahaleleri yapmadınız? Neden 3-1 öndeyken de iyi gitmeyen takıma özellikle 55-60 arasında radikal hamlelerle müdahale etmediniz? Sizi bir tutan mı vardı? Demek istediğim, Samsun’da Göz Göz namağlup unvanını bıraktı ve bu hocaya yazar. Göztepe’nin topa sahip olmayı da öğrenmesi gerekiyor. Samsunspor topu her aldığında Göztepe kalesini ablukaya aldı ve bu da ya golle sonuçlandı ya da gol kıl payı kaçtı. Göztepe bu kadar kolay nasıl olur? Bu soruyu Stoilov kendisine soracak ve tekrarlanmaması, takımının 35 dakika bu kadar mahkum bir şekilde oynamaması için dersini çalışacak. Özellikle her an gol koklayan ve dirençli Güzelyalı Boğası’nın son bölümde oyundan alınıp henüz hazır olmadığı açıkça görülen Fofana’yı sahaya çıkarmak çok kötü bir tercihti.
Umarım bundan böyle Stoilov maça Tijaniç veya Victor ile başlar ve ikisini farklı maçlarda veya aynı maçta rotasyona sokar. Ortada iki kesici galibiyeti koruma refleksi olarak oyunun son bölümlerinde düşünülmelidir. Fofana’yı ancak iyi giden maçların son bölümlerinde oynatarak kazanabilirsiniz. Kısacası, Stoilov önce kendisi aynaya bakıp kendisiyle yüzleşmeli, hemen ardından da oyuncularıyla konuşarak sahadaki açmazı ortaya koymalıdır ki gelecek haftalarda aynı tablo ortaya çıkmasın.
Kusura bakma Stoilov, evet, sizi çok tuttum, sorun yok ama Fransızların bir atasözü der ki; “Biz kediye kedi deriz”. Bu yazıyla bendeniz de kediye kedi demiş oldum.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev