Güney Afrika ile ABD arasındaki 'arazi yasası' krizinin perde arkası

Güney Afrika ile ABD arasındaki 'arazi yasası' krizinin perde arkası

5.02.2025 09:43:00
Güncellenme:
Güney Afrika ile ABD arasındaki 'arazi yasası' krizinin perde arkası

ABD Başkanı Donald Trump, Güney Afrika'da bir kesimin 'topraklarına el konulduğu' ve 'çok kötü' muamele gördüklerini öne sürerek, Güney Afrika'ya yönelik tüm fonları askıya alacağına dair açıklamalar yaptı. Kendisi de bir Güney Afrikalı olduğu bilinen Musk ise Trump'ı doğrular nitelikte paylaşımlarda bulundu. Peki, bu yaklaşımın temelinde yatan neydi; Trump ve Musk, kimleri korumaya çalışıyordu?

Güney Afrika Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Ramaphosa'nın, Amerikalı iş insanı ve X'in sahibi Elon Musk ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiği bildirildi.

Açıklamada, Ramaphosa'nın, Güney Afrika'daki yeni arazi yasası konusunda ABD yönetimiyle yaşanan tartışmayı yatıştırmak için Musk ile görüştüğü belirtildi. 

Görüşmede Ramaphosa'nın, "Güney Afrika Anayasası'nda yer alan hukukun üstünlüğü, adalet, hakkaniyet ve eşitliğe saygı değerlerini yineliyoruz" ifadesini kullandığı aktarıldı.

Cumhurbaşkanı Ramaphosa'nın 24 Ocak'ta imzaladığı "2024 tarihli Toprak Kamulaştırma Yasası", toprakların yeniden dağıtımını hızlandırmaya yönelik "tazminatsız kamulaştırma" yetkisi verdiği gerekçesiyle tartışmalara neden olmuştu.

ABD Başkanı Donald Trump, "topraklara el konulduğu" ve belirli kesimlere "çok kötü" davranıldığı öne sürerek, Güney Afrika'ya yönelik tüm fonları askıya alacağına dair açıklamalarda bulunmuştu. Aslen Güney Afrikalı olduğu bilinen Musk ise sosyal medya hesabından Trump'ın ithamlarını doğrular nitelikte paylaşımlarda bulunmuştu.

Güney Afrika Cumhurbaşkanlığı ise yazılı açıklama ile hukukun üstünlüğü, adalet ve eşitliğe derinden bağlı bir anayasal demokrasi olduklarını belirterek, "Güney Afrika hükümeti hiçbir araziye el koymamıştır" ifadesini kullanmıştı.

Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa

TOPRAK KAMULAŞTIRMA YASASI NEDİR?

Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa'nın 24 Ocak 2025'te imzaladığı "2024 tarihli Toprak Kamulaştırma Yasası", apartheid (ırk ayrımına dayalı rejim) döneminden miras kalan toprak mülkiyeti eşitsizliklerini gidermeyi amaçlamaktadır. 

Yasa, hükümete belirli durumlarda, özellikle aktif olarak kullanılmayan veya spekülatif amaçla tutulan arazileri, kamu yararına tazminatsız kamulaştırma yetkisi vermektedir. Bu süreçte, öncelikle arazi sahipleriyle makul bir bedel üzerinden anlaşma sağlanması hedeflenmektedir. Varlıklarını büyük ölçüde eski rejim döneminde elde etmiş toprak sahiplerinin ezici çoğunluğunun, geçmişte büyük imtiyazlara sahip olan beyaz üst sınıflardan olduğu bilinmektedir.

ABD Başkanı Donald Trump, bu yasaya tepki göstererek, Güney Afrika'nın topraklara el koyduğunu ve belirli kesimlere kötü muamelede bulunduğunu iddia etmiştir. Bu gerekçeyle, Güney Afrika'ya yönelik tüm fonları, durum tam olarak araştırılana kadar askıya aldığını açıklamıştır. 

Güney Afrika hükümeti ise Trump'ın iddialarını reddetmiş ve yasanın anayasal bir süreç olduğunu, kamu yararına topraklara erişimi adil ve eşitlikçi bir şekilde sağlamayı amaçladığını belirtmiştir. Ayrıca, ABD'den alınan fonların büyük ölçüde HIV/AIDS programlarına yönelik olduğunu ve başka önemli bir finansman desteği bulunmadığını ifade etmiştir. 

GÜNEY AFRİKA'NIN KARANLIK DÖNEMİ: APARTHEID

Apartheid, 1948-1994 yılları arasında Güney Afrika'da beyaz azınlık yönetimi tarafından uygulanan sistematik bir ırk ayrımcılığı ve baskı rejimiydi. Bu rejim, Afrikaner Ulusal Partisi tarafından iktidara gelindikten sonra yasalarla resmileştirildi ve toplumun tüm alanlarında ırksal ayrımı kurumsallaştırdı.

Siyahlar, renkliler (melezler) ve Asyalılar, hukuki ve sosyal açıdan beyazlardan tamamen ayrıldı. Farklı ırklara yönelik konut bölgeleri, okullar, hastaneler, ulaşım araçları ve hatta parklar bile yasalarla ayrıldı. Siyah Güney Afrikalılar, nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturmalarına rağmen, vatandaşlık haklarından yoksun bırakıldı ve yalnızca belirlenen "Bantustan" adlı sözde özerk bölgelerde yaşamak zorunda bırakıldı.

Apartheid rejimi altında siyahlar oy kullanma, siyasi örgütlenme ve ekonomik fırsatlar açısından ağır kısıtlamalara maruz kaldılar. İş gücü piyasasında düşük ücretli işlere mahkûm edildiler ve beyazlar lehine ağır ekonomik eşitsizlikler yaratıldı. Devlet, polis gücü ve orduyu kullanarak muhalifleri şiddetle bastırdı. Nelson Mandela ve diğer aktivistlerin liderlik ettiği Afrika Ulusal Kongresi (ANC) gibi hareketler, rejime karşı mücadele yürüttü. Mandela, 1962'de tutuklandı ve 27 yıl hapis yattı. 1980'lerden itibaren uluslararası baskılar, ekonomik yaptırımlar ve halk ayaklanmaları apartheid rejiminin çöküşünü hızlandırdı.

1990'da Güney Afrika Devlet Başkanı F.W. de Klerk, Mandela'yı serbest bıraktı ve ırk ayrımcılığı yasalarını kaldırmaya başladı. 1994'te yapılan ilk demokratik seçimlerle Nelson Mandela Güney Afrika’nın ilk siyah başkanı oldu ve apartheid rejimi resmi olarak sona erdi. Ancak sistemin yarattığı derin ekonomik ve sosyal eşitsizlikler, günümüzde hâlâ ülkenin en büyük sorunları arasında yer almaktadır.

İlgili Konular: #ABD #Güney Afrika

İlgili Haberler