Suriye’de yönetimi elinde tutan cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) insan hakları konusundaki sorunlu sicili nedeniyle konuya temkinli yaklaşan AB, yeni yönetimden özellikle kadın ve azınlık haklarına yönelik hassasiyet bekliyor.
AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, toplantının başındaki açıklamasında, “Bu kademe kademe ilerleyen bir yaklaşım” dedi.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ise “Suriye ile ilgili enerji ve ulaştırma sektörlerine ve ülkenin mali istikrarı için kilit öneme sahip finans kuruluşlarına uygulanan bazı yaptırımları kaldırmaya karar vereceğiz” ifadelerini kullandı.
KOMŞU ‘TETİKTE’
Ancak AB içinde konuya soğuk bakan başka ülkeler de var. Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Yerapetritis, Türkiye ile Suriye arasında olası bir deniz yetki sınırlandırması nedeniyle “tetikte” olduklarını söyledi. Birliğin HTŞ’ye bakışına ilişkin Cumhuriyet’e konuşan ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, yaptırımları kademeli azaltacağını belirttiği AB’nin bir şekilde Suriye ile bağlantısını devam ettirmesi gerektiğine işaret etti.
Bağcı, “AB artık ortaya çıkan yeni durumda Suriye’deki gelişmeleri yok sayamaz. Bir şekilde sistemin içinde olması gerek. Suriye içindeki olaylar, yeni yönetime bırakılamayacak kadar ciddi olaylar. İsrail, İran, Rusya ve ABD var. Bu çerçevede AB’nin ağırlığının artması için bir şekilde bağlantı olması lazım” dedi.
‘PARAYI BASAN TÜRKİYE DEĞİL’
Batı ülkelerinin HTŞ’den beklentilerine ilişkin Bağcı, yeni yönetimin “paraya ve yatırıma” ihtiyacı olduğunu, bu kapsamda da taviz vermesi gerektiğini söyledi. Bağcı, “Suriye yönetimi, ikinci bir Taliban yönetimi olmayacak” ifadesini kullandı.
HTŞ’nin Türkiye tarafından şekillendirildiği iddialarının ise doğruyu yansıtmadığını vurgulayarak “Suudi Arabistan daha öncelikli gözüküyor. Parayı basan Türkiye değil, Suudi Arabistan” diye konuştu.
