Doğanın kalbinde keşif: Artvin'in büyüleyici güzellikleri

Artvin, doğal güzellikleriyle adeta bir tablonun içinden çıkma hissiyatı yaşatan, Karadeniz'in incisi olarak bilinen bir şehirdir. Bozulmamış ormanları, yemyeşil vadileri ve çağlayan sularıyla Artvin, sakin bir kaçış ve doğa ile iç içe bir macera vaat ediyor. Bu gezi yazısında, Artvin'in mistik atmosferine yolculuk yapacak, tarihi zenginliklerini keşfedecek ve bu eşsiz coğrafyada unutulmaz anılar biriktireceğiz. Hazırsanız, doğanın kalbinde unutulmaz bir serüvene çıkalım.

GEZİLECEK YERLER

Şavşat Kalesi: Artvin'in tarihi zenginliklerinden biri olan Şavşat Kalesi, muazzam manzarasıyla ziyaretçilerini büyülüyor.

Mençuna Şelalesi: Borçka ilçesine bağlı Mençuna köyünde yer alan bu muazzam şelale, doğa ile baş başa kalmanın keyfini sunuyor.

Hopa Heyelan Göleti: Borçka Hopa yolu üzerinde bulunan bu gölet, çevresindeki orman ve dağ manzarasıyla fotoğraf severleri cezbetmekte.

Maçahel Yaylası: UNESCO tarafından biyosfer rezerv alanı ilan edilen Macahel, doğa harikası yaylaları, eski köyleri ve yöresel mimarisiyle ünlüdür.

Artvin Atatepe: Şehir merkezine hakim bir tepe üzerinde bulunan Atatepe, muhteşem panoramik manzarası ile Artvin'i kuşbakışı görmek isteyenlere harika bir nokta sunuyor.

GEZİLECEK TARİHİ MEKANLAR

Artvin Kalesi: Yerden yüksekliği 20 metreyi bulan kale, restorasyon çalışmalarıyla günümüze kadar ulaşmıştır. Günümüzde eşsiz Artvin manzarasını seyredebileceğiniz kale ve çevresi, dağınık bir bölgede yer almasıyla da bilinmektedir.

İskenderpaşa Camii ve Türbesi: Osmanlı İmparatorluğu zamanından kaldığı belirtilen caminin yılın her günü ziyaret edilebilir olduğu bilinmektedir. Caminin hemen yanında bulunan türbede iskenderpaşa mezarı bulunmaktadır. Turistlerin sık sık ziyaret ettiği türbe ve çevresinde pek çok tarihi parça yer almaktadır.

Satlel Kilisesi: Hristiyanlar açısından büyük bir öneme sahip olan Satlel Kilisesi, diğer adıyla Şavşat Kilisesi olarak bilinmektedir. Yüzlerce yıllık tarihiyle ön plana çıkan kilise, sığınak ve küçük bir kütüphaneden oluşmaktadır. 1923 yılında camiye çevrilmiş olan kilise, günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.

Tekkale Manastırı: “ Dört Kilise “ adıyla da bilinen tarihi yapı, günümüzde doğaya terk edilmiş bir şekilde beklemektedir. Herhangi bir restorasyon çalışmalarının yapılmadığı manastır ve çevresi, sessiz ve sakin olması ile bilinmektedir. Pek çok dini motifin ve tarihi parçanın yer aldığı manastır içerisinde saatlerce vakit geçirmeniz mümkündür.