Yaz aylarında keneye dikkat
MANİSA Halk Sağlığı Müdürlüğü, bahar ve yaz aylarının gelmesi ile birlikte artış gösteren kenelerin zararlarını önlemek için bazı uyarılarda bulundu.
Uzun kollu ve kapalı elbiseler giymenin keneden korunmak adına etkili önlem olduğunu belirten Halk Sağlığı Müdürü Dr. Osman Öztürk, genel vücut kontrolünün alışkanlık haline getirilmesiyle Kırım Kongo Kanamalı ateşinin görülme sıklığının çok büyük oranda azaltılacağını söyledi.
Dünyada 907 kene türü bulunduğunu kaydeden Halk Sağlığı Müdürü Dr. Osman Öztürk insanlardan kan emdiği belirlenen 222 kene türü olduğunu ancak, bunlardan sadece 28'inin doğrudan hastalık bulaştırdığını bildirdi. Bunların içinde özellikle Kırım-Kongo Kanamalı ateşinin (KKKA) Türkiye için önemli olduğunu belirten Dr. Öztürk, "Her kene, her hastalığı taşıyamaz. Bunu belirleyen kenenin hastalık etkenlerine özgü bireysel yeteneğidir" dedi. Dünyanın her yerinde kenelerle bulaşan hastalıklardan korunmanın temelinde insan-kene temasını kesmek yattığını bildiren Dr. Öztürk, kişisel korunmanın önemini hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Çalılıklar ve çok yapraklı yerler gibi riskli alanlarda bulunulan zamanlarda, kenelerin elbiselerin altına girebileceği muhtemel açıklıkları kapatmak çok önemlidir. Örneğin, uzun kollu kapalı elbiseler giymek ve pantolon paçalarını çorapların içine sokmak, basit görünse de, hayli etkili bir önlemdir. Elbiselerin açık renkte olması, gelen kenelerin kolayca görülmesini sağlar. Yine riskli alanlarda bulunulması durumunda, her 1-2 saatte bir vücudu kene yönünden gözden geçirmek, kırsal bölgede yaşayan ve günde bir kaç defa kene riski ile karşı karşıya olanların, özellikle akşamları eve geldiklerinde soyunup, kene yönünden genel vücut kontrolü yapmayı alışkanlık haline getirmeleri, KKKA hastalığının görülme sıklığını çok büyük oranda azaltır."
"KENEYİ ELLE ÇIKARTMAYIN"
Hayvanlar üzerinde bulunan kenelerin hayvanı bırakıp insana gelmesinin mümkün olmadığını belirten Dr. Öztürk, özellikle kırsal alanda yaşayanların sağım, tımar veya kırkım sırasında hayvanlar üzerinde buldukları keneleri elle toplamamaları konusunda uyardı. Öncelikle hayvanların amaca uygun ilaçlarla ilaçlanmasını öneren Dr. Öztürk, kenelerin elle uzaklaştırılması zorunlu olan hallerde bağırsak içeriğinin etrafa bulaşma durumu dikkate alınarak, el ile kene arasında eldiven bulunmasının önemine değindi. Vücutlarında kene gören vatandaşların en kısa sürede eldivenle keneyi çıkartmalarını söyleyen Dr. Öztürk, sonrasında ani başlayan ateş, bulantı, kusma, baş ağrısı gibi belirtiler yönünden kişilerin 10 gün süreyle kendilerini takip etmelerini, bu belirtilerden biri olduğunda kene ısırmasına maruz kaldıklarını belirterek hastaneye başvurmalarını istedi. Müdürlük olarak 2012 yılından bu yana sağlık personeline, okullarda öğretmen ve öğrencilere, muhtar ve din görevlilerine ve halka yönelik 272 bin 881 kişiyi kapsayan eğitim düzenlediklerini ifade eden Dr. Öztürk, ayrıca bahar ve yaz aylarında basın yayın organları, afiş ve broşürlerle konuya ilişkin farkındalık oluşturmaya çalıştıklarını dile getirdi. Kene ısırması sonucu oluşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının ülkemiz ve Manisa'daki rakamlarını da açıklayan Dr. Öztürk, Türkiye'de 2014 yılında 967 vakayla karşılaşıldığını ve bunlardan 44'ünün ölümle sonuçlandığını, Manisa'da ise 2014 yılında toplam 6 vakayla karşılaşıldığını ancak ölüm vakası görülmediğini, 2015 yılında da Mayıs ayı itibarı ile herhangi bir vaka bulunmadığını kaydetti.
Dünyada 907 kene türü bulunduğunu kaydeden Halk Sağlığı Müdürü Dr. Osman Öztürk insanlardan kan emdiği belirlenen 222 kene türü olduğunu ancak, bunlardan sadece 28'inin doğrudan hastalık bulaştırdığını bildirdi. Bunların içinde özellikle Kırım-Kongo Kanamalı ateşinin (KKKA) Türkiye için önemli olduğunu belirten Dr. Öztürk, "Her kene, her hastalığı taşıyamaz. Bunu belirleyen kenenin hastalık etkenlerine özgü bireysel yeteneğidir" dedi. Dünyanın her yerinde kenelerle bulaşan hastalıklardan korunmanın temelinde insan-kene temasını kesmek yattığını bildiren Dr. Öztürk, kişisel korunmanın önemini hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Çalılıklar ve çok yapraklı yerler gibi riskli alanlarda bulunulan zamanlarda, kenelerin elbiselerin altına girebileceği muhtemel açıklıkları kapatmak çok önemlidir. Örneğin, uzun kollu kapalı elbiseler giymek ve pantolon paçalarını çorapların içine sokmak, basit görünse de, hayli etkili bir önlemdir. Elbiselerin açık renkte olması, gelen kenelerin kolayca görülmesini sağlar. Yine riskli alanlarda bulunulması durumunda, her 1-2 saatte bir vücudu kene yönünden gözden geçirmek, kırsal bölgede yaşayan ve günde bir kaç defa kene riski ile karşı karşıya olanların, özellikle akşamları eve geldiklerinde soyunup, kene yönünden genel vücut kontrolü yapmayı alışkanlık haline getirmeleri, KKKA hastalığının görülme sıklığını çok büyük oranda azaltır."
"KENEYİ ELLE ÇIKARTMAYIN"
Hayvanlar üzerinde bulunan kenelerin hayvanı bırakıp insana gelmesinin mümkün olmadığını belirten Dr. Öztürk, özellikle kırsal alanda yaşayanların sağım, tımar veya kırkım sırasında hayvanlar üzerinde buldukları keneleri elle toplamamaları konusunda uyardı. Öncelikle hayvanların amaca uygun ilaçlarla ilaçlanmasını öneren Dr. Öztürk, kenelerin elle uzaklaştırılması zorunlu olan hallerde bağırsak içeriğinin etrafa bulaşma durumu dikkate alınarak, el ile kene arasında eldiven bulunmasının önemine değindi. Vücutlarında kene gören vatandaşların en kısa sürede eldivenle keneyi çıkartmalarını söyleyen Dr. Öztürk, sonrasında ani başlayan ateş, bulantı, kusma, baş ağrısı gibi belirtiler yönünden kişilerin 10 gün süreyle kendilerini takip etmelerini, bu belirtilerden biri olduğunda kene ısırmasına maruz kaldıklarını belirterek hastaneye başvurmalarını istedi. Müdürlük olarak 2012 yılından bu yana sağlık personeline, okullarda öğretmen ve öğrencilere, muhtar ve din görevlilerine ve halka yönelik 272 bin 881 kişiyi kapsayan eğitim düzenlediklerini ifade eden Dr. Öztürk, ayrıca bahar ve yaz aylarında basın yayın organları, afiş ve broşürlerle konuya ilişkin farkındalık oluşturmaya çalıştıklarını dile getirdi. Kene ısırması sonucu oluşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının ülkemiz ve Manisa'daki rakamlarını da açıklayan Dr. Öztürk, Türkiye'de 2014 yılında 967 vakayla karşılaşıldığını ve bunlardan 44'ünün ölümle sonuçlandığını, Manisa'da ise 2014 yılında toplam 6 vakayla karşılaşıldığını ancak ölüm vakası görülmediğini, 2015 yılında da Mayıs ayı itibarı ile herhangi bir vaka bulunmadığını kaydetti.
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği