12 Haziran Yaklaşırken...

12 Haziran Yaklaşırken...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 09.06.2011 - 07:12

Şimdi bizlere düşen görev, CHP’nin oyunu bir fazla arttırabilmenin çabası olmalıdır. Herkes elinden gelen gayreti göstermeli, yorulanları, arkadan gelenler kucaklayıp daha da ileri taşımalıdır.

12 Haziran’a az kaldı. Uzun maraton sona ererken devamında ülke ve siyaset çok şeylere gebe. Seçimler ne koşulda, hangi oranda sonuçlanırsa sonuçlansın 12 Haziran sonrası Türkiye’yi zor günlerin beklediği aşikârdır. Yoksulluk, işsizlik Doğu ve Güneydoğu sorunu, demokrasi haklar ve özgürlükler CHP iktidarının çözeceği temel sorunlardan olup düşünce ve mücadele tarzı bu eksende gelişmeli, mevcut siyasal iktidar alaşağı edilmelidir.

CHP’ye gönül veren, emek harcayan tüm kadroların ve seçmenlerin beklentisi de budur. Olası bir yenilgide mutsuz olmak istemiyorsak meydanlardan meydanlara koşan genel başkana tüm örgütlerin ve kadroların ayak uydurması gerekir. Doğru organizasyon güçlü bir motivasyon çalışmalarda başarıyı getirse de saha çalışmaları bunun başarılı bir şekilde planlanmadığını gösteriyor. Bunda en büyük pay ve ihmal örgütler ve onların önderlerinin adaylaşması sürecinde hesaba katılmamasıyla açıklanabilir.

CHP’nin temel taşlarının ödüllendirilmediği, aksine emek ve çabalarının cezalandırıldığı adaylaşması süreci büyük kentlerde sağlıklı gelişemedi. Bölgesini bilmeyen tanımayan adaylarla çalışmalar yürütülse de yine görev, cefakâr ve fedakâr ilçe örgütlerine düşüyor.

Siyaset, gönüllülük esasında yükselen bir uğraşıdır. İnanç, sevgi ve paylaşmaya ihtiyaç duyulan bir çabadır. Bu uğurda mücadele verenlerin yarınlarla ilgili beklenti içinde olmaları da doğaldır. Bu beklentilere olumlu yanıt alamayanlar üzülmüş, kırılmış olsalar bile parti içi demokrasi kanallarının açık olmadığı durumlarda bu hep yaşanılır.

Eksik ve de yanlış liste oluşumu emeği en yüce değer sayan bir siyasal partinin bu değeri göz ardı edişi gerçekten düşündürücüdür. Daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi ve daha fazla temsil yeni dönemin umut verici söylemleriydi ama olmadı, olamadı. CHP’nin doğasına aykırı yürürlükteki tüzük ve o tüzüğe uygun mantalite olduğu sürece emek yönünde bir değişim beklentisi de hayaldi...

Bizlere düşen görev

Bütün bunlar ileride çokça tartışılacak konular olsa da şimdi bizlere düşen görev, CHP’nin oyunu bir fazla arttırabilmenin çabası olmalıdır. Herkes elinden gelen gayreti göstermeli, yorulanları, arkadan gelenler kucaklayıp daha da ileri taşımalıdır. CHP çatısı altında seçim süreçlerini defalarca yaşamış kadrolar vardır. Onlar kenarda köşede kalsalar bile küskünlüğe ve dargınlığa kapılmadan mevcut çalışmalara el vererek bu süreç başarılı bir şekilde tamamlanmalıdır. Hele hele yerel adayların olmadığı bu süreçte onlara gereksinim çok daha fazladır. Onlar ki mahallesini bilen, esnafını tanıyan, sivil örgütlerle ve sokaktaki ahaliyle şöyle veya böyle ilişkisi olanlardır. Partinin çalışma ivmesinin yükseltilmesinde herkese ihtiyaç varsa, onlara daha fazla ihtiyaç duyulduğu bilinmelidir.

Sözcüklerin gücü

Sokakta olmak yaşamaktır ve en büyük yaşam alanları hiç şüphe yok ki evlerdir, kahvelerdir, hastanelerdir. Toplu taşıma alanları düğünler derneklerdir. Sık sık ziyaretler, insan ilişkilerinin canlı kalmasında en büyük etkendir. Gerektiğinde oturup muhabbet etmek, birlikte bir çay, kahve içmek insani ilişkilerde sempatik kanalları açacaktır.

Sıkça kullanılan bir laf var ya, bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır diye, bundan yola çıkarak tatlı bir dil, saygın bir davranış seçmeni derinden etkileyerek, birlikte yürüyerek yolculuğun ilk adımları atılmış olacaktır. Sözcüklerin inanılmaz iyileştirici gücü vardır, bir o kadar da itici sözcükler bizden her daim konuşmadan önce düşünmeye davet eder. Karşılıklı etkileşimde basit ama güçlü bir hedef vardır. Ne söylediğimize ve nasıl söylediğimize dikkat etmek gerekir.

Dokuz yıla yakındır ülkeyi yöneten siyasal iktidar, iktidar olmanın olanaklarını valiler, kaymakamlar ve belediyeler kanalıyla gayri ahlaki davranışlarla sergiliyorlar.

Yalan dolan ve aldatma AKP iktidarının adeta adıdır. Bu çalışma tarzına CHP’li kadroların göstereceği tepki, seçmenle daha sık ve samimi buluşmalarla kırılacaktır. “Doğru kişinin ağzı yaşam pınarıdır!” Yüreklerimiz ve sevgimiz onların paralarından ve iktidarından daha güçlüdür.

Evet, sona yaklaşırken o gün en büyük görev sandıkta görev alanlara düşüyor. Yani 12 Haziran önemli bir gün...

Allah’ın yanından peygamberi çalacak zihniyete karşı görevlimiz aç da kalsa, susuz da kalsa gerektiğinde kendini o gün için oruçlu kabul edip canını ve malını korur gibi sandığını, oyunu korumalıdır. Seçmenin verdiği oy bizim namusumuzdur. Birlikte koruyalım, birlikte mutlu güne ulaşalım. O gün hastalanmak yok, ölmek de... Asla. Yarınların bugünlerden daha kötü olmaması için olağanüstü günde olağanüstü gayret;

Kendimiz için,

Çocuklarımız için,

Ve en önemlisi,

Ülkemiz için, haydi sandık başına!..

Haydi görev aşkına!..


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon