"17 Ağustos'un 10. yılında planlama dahi yok"

CHP İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan, 17 Ağustos Marmara Depremi'nin 10. yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada 17 Ağustos'un üzerinde 10 yıl geçmesine karşın hükümetin hiçbir alanda adım atmadığını söyledi. Her an olması muhtemel yıkıcı bir depremin taşıdığı risklere karşı siyasi otoritenin bu süreçte aldığı elle tutulur bir önlem olup olmadığını soran Ayhan, 30 yıl içinde olması beklenen yeni Marmara Depremi için nelerin yapıldığının da açıklanmasını istedi.

Mevcut imar, yapı denetimi ve ilgili diğer kanunların uygulama alanlarının sorunsuzca ilerleyip ilerlediğini de soran Ayhan, "Soruların karşılığı olan yanıtlar ne yazık ki olumsuzdur. Pek çok otorite tarafından asrın felaketi olarak nitelenen 17 Ağustos 1999 deneyiminin üzerinden geçen 10 yılda hiç bir alanda gerekli dersleri çıkartamayan ve uygulamaya geçemeyen AKP hükümetinin gelecek içinde nasıl bir planlama yaptığı son derece şüphe götürmektedir" dedi.

Türk toplumunun henüz deprem ve etkileri konusunda yeterince bilinçlenmediğini ifade eden Ayhan, eğitim ve bilinçlendirme sistemlerinin uygulanmamasının deprem konusunda alınması gereken en temel önlemin alınmadığı anlamına geldiğinin de altını çizdi. Ayhan, "Deprem olup, kentleri yıkıp geçtikten sonra bu savaşın kaybedenleri sadece deprem sırasında yıkılan binaların enkazı altında hayatını kaybedenler olmayacaktır.  Hayatta kalanlarda hem umutlarını hem yaşama sevinçlerini kaybedecekler ve geleceğe güvenle bakamayacaklardır. 17 Ağustos'un belki de bize öğrettiği en önemli ders bu olmuştur. Dolayısıyla afetin kazananı veya kaybedeni olmayacaktır, tıpkı savaşlar gibi" diye konuştu.

"Deprem cephesinde yeni bir şey yok"

Öncelikli hedefin, afet olmadan önce gerekli önlemlerin alınması olduğunu kaydeden Ayhan, kaderci bir yaklaşımla sonunu bekleyen bir toplumun gelecekten umudunun olamayacağını söyledi. Ayhan, "Bu nedenle ülkenin şu anda ki durumunu anlatacak en uygun slogan 'Deprem Cephesinde Yeni Bir Şey Yok' olacaktır" dedi. AKP hükümeti döneminde hazırlanan Dokuzuncu Ülke Kalkınma Planı'nda "afete karşı hazırlık" sürecinin yer almadığına değinen Ayhan, Başbakan'ın sel felaketi sonrasında söylediği sözlerin de hükümetin afete karşı hazırlıklı olmadığını gözler önüne serdiğinin altını çizdi. Ayhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oysaki bir başbakandan beklenecek yaklaşım bu olmamalıdır. Afetin kader olmadığı, doğanın kontrol edilemese de doğal hareketlerin taşıdığı risklerin önceden azaltılarak can ve mal güvenliğinin sağlanabileceği gerçeğinden hareket edilerek toplumu bu yönde eğitecek çalışmalara hız ve ağırlık verilmesidir. Yer sarsıntıları yani depremler birer doğa olayıdır ve durdurulması mümkün değildir ama bu doğa olaylarının afete dönüşmesinin önüne geçilebilir. Bunun kader olmadığı ve bilimsel, teknik, sosyal ve ekonomik alanlarda toplumun bütünüyle işbirliği içinde, merkezden yerele kadar tüm toplumun katılımıyla afetlerle mücadele ve afet risk azaltımı için toplumsal seferberlik gereklidir. Bunun için daha fazla beklemenin maliyeti belki 17 Ağustos'tan daha da ağır olabilir. Gözünü ormanlardan, kıyılardan, su kaynaklarından, zeytin alanlarından, tarih, kültür ve tabiat varlıklarından ayırmayan; tüm ulusun ortak varlığı olan bu ulusal değerlere, satılacak, gelir getirecek kaynak olarak bakan AKP hükümeti, başını kaldırıp 'ülkemiz deprem gerçeğini' artık görmelidir."