“2. Dünya Savaşı’ndan kalan mayınlar hala temizleniyor”

Mayınsız Türkiye Girişimi, gazetecilere yönelik olarak Diyarbakır'da "Türkiye’de Karamayını Sorunu: Kamusal Farkındalık ve Medyanın Rolü" adıyla bir eğitim toplantısı gerçekleştirdi. Diyarbakır Barosu’nda gerçekleştirilen eğitime çok sayıda gazeteci katıldı. Toplantıda, yaygın medyada mayın ve patlayıcı haberlerini, haberlerde yapılan hak ihlalleri değerlendirildi. toplantıda, Mayınsız Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten ve Bianet’ten Ayça söylemez eğitim verdi. Eğitimin ardından katılımcılara sertifika verilirken, katılımcılar ve eğitmenler Diyarbakır Adliyesi önünde her Cuma gerçekleştirilen Tahir Elçi anmasına katıldı.

Mayınsız Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten, mayının döşendikten sonra 75 yıl aktif kalabileceğine dikkat çekti. Öğreten, “Dünya üzerinde Kamboçya ve Afganistan’da çok fazla mayın var. Almanya’da 2. Dünya Savaşı’ndan kalan mayınların temizliği günümüzde hala sürmektedir. Dünyada mayın temizleme ve mayınsız bir dünya çalışmalarının ardından Ottowa sözleşmesine giden bir süreç vardır. Ottowa sözleşmesi ülkelerin topraklarındaki mayını temizleme elindeki mayını da imha etme yükümlülüğü getiren bir sözleşmedir. Bu sözleşmeye 164 ülke taraf olmuştur. Türkiye de Ottowa sözleşmesine Mart 2004 yılında taraf olmuştur. Ottowa Sözleşmesi’ne taraf olan devletler sivillerin korunması için her türlü önlemi alarak mayınlı bölgelere işaret bırakmak zorundadır. Bu sözleşmeye göre mayın yüzünden zarar görmüş insanların mağduriyetinin giderilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin Ottowa sözleşmesi gereğince 2011 yılında elindeki 3 milyon mayını imha ettiğini kaydeden Öğreten, sözlerini şöyle sürdürdü; “Türkiye ilk olarak 1950-55 yıllarında mayın döşemeye başladı. Bu mayınlar genel anlamda Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Bölgesi’nde bulunmaktadır. Türkiye, antipersonel kara mayınını yasaklayan Ottowa Sözleşmesi’ne 2004 yılında imza attı. Sözleşmeye göre 4 yıl içinde Türkiye elindeki mayınları imha etmekle yükümlüydü. Türkiye bunu 3 yıl gecikmeli olarak yerine getirdi. Türkiye 90’lı yıllarda da topraklarına mayın döşemiştir. Bunun nedenini de sınırlardan kaçak girişler ve terörle mücadele olarak açıklamaktadır. Buna rağmen Türkiye 2011 yılında elindeki 3 milyon mayını imha etmiştir. PKK de Cenevre çağrısı çerçevesinde devlet dışı bir aktör olarak kara mayını kullanmayacağına yönelik sözleşmeye imza atmıştır.”

Muteber Öğreten’in ardından Bianet’ten Ayça Söylemez, mayın ile ilgili yaşanan hak ihlalleri ve hak haberciliğine yönelik bilgi verdi. Suriye savaşı ile birlikte Türkiye’nin mayın temizliğini durdurduğunu belirten Söylemez, Mayın nedeni ile yaşanan ölüm ve yaralanmalarda insanların acılarının üzerinden ajite edici haberlere yer verildiğine değinerek, hak haberciliğinin bu durumu sorgular nitelikte olması gerektiğine dikkat çekti. Söylemez, “Kara mayını haberleri büyük orandan Nisan ayında yapılır. Bunun nedeni de Nisan ayında Kara Mayını Temizleme Haftası’nın olmasıdır. Bu durumu aşmamız ve bu konuda farkındalığı sadece belli bir hafta ile sınırlandırmamamız gerekiyor. Mayın ile ilgili yaşanan mağduriyetlerin cezasızlıkla sonuçlanmasının haberleştirilerek duyurulması habercilik açısından önemlidir” ifadelerini kullandı.