AİHM’in 'Adnan Oktar’ı ret' kararında dikkat çeken gerekçe: İnternet saniyelerle sınırlı

AİHM, kamuoyunda "Adnan Hoca" olarak bilinen Oktar'ın başvurusunu değerlendirdi.

 Başvuru, Türk yargısının kararı ve Oktar'ın iddialarının incelenmesinden sonra oy birliğiyle kabul edilemez bulundu.

AİHM kararının orijinal tam metni

AİHM Oktar'ın başvurusunu "Ret" kararında, kullanıcıların internet ortamında fikir ve görüşlerini açıklarken geleneksel basından daha hızlı ve daha az kontrollü olabildiği, basın organlarının hakaret ve kişisel haklara saldırı içeren içerikleri engellemek amacıyla etkili önlemler almalarına rağmen, saniyelerle sınırlı süre zarfında bazı düşünce ve görüşlerin okuyucuyla paylaşılabildiğine vurgu yapıldı.

 AİHM Adnan Oktar'ın Ekşi Sözlük ile ilgili şikayet başvurusunda internet medyası ile ile diğer medya farkını şu görüşlerle anlatıyor:

 1)Bireylerin internette kendilerini ifade etme imkânı mutlaka korunmalıdır. İnternet, ifade özgürlüğünün uygulanması için önemli bir araçtır.

 2)Bazı iftira niteliğinde, nefret veya şiddet çağrısı gibi yasadışı hükümler, saniyeler içinde veriliyor, uzun süre korunuyor ya da kısa süre sonra kaldırılıyor. Dünyada bunun gibi çok örnekler var. AİHM Sözleşmesinin temelini oluşturan ve Madde 8 ve 10'da güvence altına alınan haklar korunmalıdır. Bu maddelerin kişiyi güvence altına alan özellikleri (Özel hayatın ve düşünce, ifade özgürlüğünün korunması) muhafaza edilmeli ve özünü koruyan ve denge gözeltilmeli. İnternetin kişilere sağladığı bireysel ifade özgürlüğü avantajları dikkate alınmalı.

 3)AİHM’in bir çok kararı, web sitelerinin kamuoyuna erişimi konusunda etkilerini artırmak, katkıda bulunmak hatta kolaylaştırmak yönünde olmuştur.

Adnan Oktar, 2005'te Ekşi Sözlük aleyhinde Türkiye'de başlattığı hukuki sürecin aleyhine sonuçlanmasını gerekçe göstererek, Türk yargısının özel hayatına saygı çerçevesinde haklarını koruyamadığı, geçici kapatma kararı veren mahkemenin kararının daha sonra değiştirildiği, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yargılamada ayrımcılık yasağını düzenleyen 14. maddesinin ihlal edildiği ve Ekşi Sözlük lehine karar verdiği iddiasıyla AİHM'e başvurmuştu.