AKP'den ilk tepki

Erzurum Başsavcısı ve yardımcılarının HSYK tarafından yetkilerinin alınmasına hükümet cephesinden ilk tepki Bekir Bozdağ'dan geldi.

AKP'den ilk tepki
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.02.2010 - 12:51

AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Meclis'te gazetecilere, HSYK'nin kararını değerlendirirken, "HSYK Anayasa'ya aykırı karar vermiştir" dedi. Bozdağ HSYK'nin kararı ile şu sözlerle değerlendirdi:
"Ceza Kanunu anlamında suç işlemiştir. Hukuk Devleti adına üzgünüm. Hukuk Devleti ilkesini en üst seviyede korumakla yükümlü olan HSYK'nın kararı tarih sayfalarına övgüyle değil, üzüntüyle yer alacaktır. Hicap duyuyorum. Tartışması mümkün olmayan maddeler, şimdi tartışmaya açılmıştır. Alınan karar yargı bağımsızlığına vurulan bir darbedir. HSYK devam eden soruşturmaya müdahale etmiştir. HSYK kararı tamamıyla hukuka aykırı bir karardır. Yargının bağımsızlığına alenen müdahaledir. Yargı bağımsızlığını korumakla görevli kurum tarafından vurulmuş bir darbedir. HSYK'nın meşruiyeti açısından tartışmalar doğuracaktır."

Özel yetkili savcıların görev ve yetkilerinin net bir şekilde Ceza Kanunu'nun 250. Maddesinin birinci fıkrası ile 251. Maddenin üçüncü fıkrasında çok açık düzenlendiğine dikkat çeken Bozdağ, "Kanun maddesi çok açık. HSYK'nın yorum yapmasına izin vermeyecek derecede açık. Soruşturmayı yürüten savcının yetkisi kaldırılıyor. 'Bu soruşturmayı bitirin demektir.' Bu bir takım kişiler imtiyazlı demektir. Dünyanın neresinde buna benzer bir şey var? HSYK suç işlemiştir. Yargı bağımsızlığının HSYK korumayacak da kim koruyacak" diye konuştu.

Bozdağ, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
"251. maddesinin birinci fıkrası çok açık. 250. madde kapsamına giren suçlarda soruşturma, HSYK tarafından bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılır. Bu suçlar görev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır. Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet Başsavcılığınca 250. madde kapsamındaki suçlara bakan ağır ceza mahkemelerinden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez. Erzurum'da gündemdeki soruşturmayı yürüten savcılığın yetkisi yine HSYK tarafından verilmiş. Burada yürütülen suçlar da katalog suçlarla ilgili. Bunu özel yetkili cumhuriyet savcısı yürütür. Üçüncü fıkrada bir hüküm var; birinci suçlarda belirtilen suçları işleyenler, sıfat ve memuriyeti ne olursa olsun bu kanunla görevlendirilmiş ağır ceza mahkemelerinde yargılanır. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay'ın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile savaş ve sıkıyönetim halinde askeri mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklıdır."



Yasa ayırıyor

Kovuşturma ve soruşturmayı yasanın ayırdığına dikkat çeken Bozdağ, bununda Ceza Kanunu'nun katalog suçlarını düzenleyen 250. Maddesinin 1. Fıkrası ile 251. Maddenin üçüncü fıkrasında belirlendiğini, katalog suçları ise özel yetkili savcıların yürüttüğünü belirtti. Bozdağ, şöyle devam etti:
"Çok açık, soruşturma ile kovuşturmayı yasa ayırıyor. Soruşturma sırasında hakim olsun, savcı olsun ya da herhangi bir sıfatı taşıyan kişi olsun, 250. madde kapsamında yer alan katalog suçlar suçlardan herhangi birine dair hakkında herhangi bir soruşturma başlatıldığı zaman o soruşturma, diğerleri gibi yürütülür. Bu noktada bir ayrım yok. Yargılamasında var. Şu anda orada devam eden bir soruşturma var, başlamış bir yargılama yok. Soruşturma devam edip bitti, eğer soruşturmayı yürüten savcılar dava açma gereği duydu ve davayı açtığında., o zaman yargılamayı özel yetkili ağır ceza mahkemesi değil de eğer yargıtay veya başka yer yargılayacaksa orası yargılar. Çok açık bu hükümler. Ama bütün bunlara rağmen tartışılması mümkün olmayan hükümleri tartışmaya açarak, başka kanunlarla irtibatlandırarak, hukuk adına bir çarpıtma var."


Yandaş yargı ne demek

Yargıtay Başkanı Gerçeker'in açıklamalarını da değerlendiren Bozdağ, "Düşünün Yargıtay Başkanı, yargının en tepesindeki kişi olarak, 'yandaş yargı' ifadesini kullanabilme yaklaşımını gösterebiliyor. Devam eden bir takım soruşturma ve davalar temyiz edildiğinde Yargıtay'a gelecek. Yargıtay Başkanı, eğer 'yandaş yargı', şundan, bundan bahsedebiliyorsa, o zaman orada durup düşünmek lazım" dedi.


İnsan ürperiyor

Bozdağ, HSYK'nin kararından ürperdiğini dile getirerek şöyle dedi:
"Türkiye'de ne oluyor, yargı kendi içinde ne yapıyor? Bu kararlara bakıldığında insan ürperiyor. Hukuk devleti ve Türk demokrasisi adına, işin doğrusu bu yaşananlardan hicap duyuyorum. Olabilir şeyler değil. Bugün eğer Türkiye hukuk devleti ilkesi tam anlamıyla hayata geçmiş olsaydı, ne HSYK toplanıp böyle bir karar alabilirdi, ne de Yargıtay Başkanı böyle bir açıklama yapabilirdi. Yargı bağımsız olmalı, amenna ve tarafsız olmalı. Yargı herkese karşı tarafsız, bağımsız olmalı ama kendi ideolojilerine, kendi dünya görüşlerine karşı da bağımsız ve tarafsız olmalı. Hukuku, Anayasayı uygulamalı ve hukukun üstünlüğü ilkesini asla zedelememeli."

Devam eden bir soruşturmanın olduğunu, bunu da cumhuriyet savcısının yürüttüğünü ifade eden Bekir Bozdağ, "Hükümetten 'yargıya müdahale' deniliyor. Buna dair bir tane örnek verebilir misiniz? HSYK'nin aldığı bu karar müdahalenin ta kendisidir. Hukuk devleti ilkesini ihlal eden bu kararı tarih utançla yazacaktır.- Bu karar, ceza kanunu bakımından 'Adli yargılamayı ihlal' suçudur.Hükümetin bu savcıyı görevden alma, yerini değiştirme yetkisi var mı?" dedi.

Hükümetin bu konuda hiçbir yetkisinin bulunmadığını savunan Bozdağ sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunu hükümet yapsa yer yerinden oynardı. Bu siyasallaşmış yargının somut bir örneği değil mi? Hükümetin açılan yürüyen davalara en ufak bir müdahalesi var mı? Çünkü argıyla ilgili tasarruflar, HSYK'da nihai söz olarak söyleniyor. Şimdi devam eden bir soruşturma var. İktidar bir savcıyı, hakimi görevden alabilir mi, görev yerini değiştirebilir mi? Onların üzerinde böyle bir tasarrufu yok. Bu tasarruf, HSYK'ya ait. Şu anda yargıda bir siyasallaşma olduğu açık. Bu siyasallaşma siyasi iktidarınlar müdahalesinden değil."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon