Almanya'da göç ve uyum tartışmaları devam ediyor

Almanya'da, Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisi Genel Başkanı ve Bavyera Eyaleti Başbakanı Horst Seehofer'in, farklı kültür çevrelerinden Almanya'ya yönelik göçün azaltılması gerektiği şeklindeki sözleri üzerine alevlenen göç ve uyum tartışmaları devam ediyor.

Almanya'da göç ve uyum tartışmaları devam ediyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.10.2010 - 15:06

Almanya Dışişleri Bakanlığı'nda görevli Devlet Bakanı Werner Hoyer, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın, Almanya'da yaşayan Türklere yönelik olarak, Almanca öğrenilmesi ve Alman kültürüne uyum sağlanması yönünde yaptığı açıklamadan büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, "Türk hükümeti uyum fikrini tümüyle destekliyor" dedi. ,

Hoyer, yaptığı yazılı açıklamada, Bağış'ın açıklamalarının "gerçek bir Avrupalı anlayışı" olduğunu ifade ederek, Avrupa'da insanların işleyen ve canlı bir toplum yaratabilmesi için kültürel kimliklerini koruyarak mevcut şartlara uyması gerektiğini, bu hedef için hem Almanya'da, hem de Türkiye'de çaba harcanmasının memnuniyet verici olduğunu kaydetti.

Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Uyum Bakanı Guntram Schneider de, yaptığı yazılı açıklamada, farklı kültürlerden gelen insanların göçünün durdurulması gibi taleplerin "saçma olduğunu", insanları tümüyle yanlış bir düşünceye sürüklediğini ve hiç bir gerçekçi temele dayanmadığını belirterek, "Ülkemize çok fazla değil, çok az göçmen geliyor" dedi.

Schneider, Almanya'nın dünyaya açık bir ülke olduğunu, dışa açılmanın Almanya'yı güçlü kıldığını ve kültürel çeşitliliğin Almanya'nın ekonomik gelişiminde de önemli bir yapı taşı olduğunu ifade etti.

Ülkedeki vasıflı insan açığı nedeni ile göçmenlerin potansiyelinden vazgeçilemeyeceğini kaydeden Schneider, göç olmamasının demografik gelişmeyi de daha olumsuz bir yönde etkileyeceğine dikkat çekti.

Schneider, göçmenlerin eyaletin çehresini gençleştirdiğini, 2009 yılında eyalete gelen göçmenlerin sayısının gidenlerden daha fazla olduğunu ifade etti.
 

"Müslümanların evlerinin kundaklanması an meselesidir"

Sol Parti Eşbaşkanı Gesine Lötzsch ise, yaptığı yazılı açıklamada, "Seehofer'in sözleri aşırı sağcılar tarafından memnuniyetle kabul ediliyor. Müslümanların evlerinin kundaklanması an meselesidir" derken, Seehofer'e istifa etmesi çağrısında bulundu.

Seehofer'in, kariyerinin bitmesini önlemek için her türlü çabayı gösterdiğini ifade eden Lötzsch, Almanya Başbakanı Angela Merkel'den de Seehofer'i istifa etmeye zorlamasını istedi.

Koalisyon ortağı olan Hür Demokrat Partinin (FDP) Genel Sekreteri Christian Lindner de, Deutschlandfunk radyosuna yaptığı açıklamada, koalisyon hükümetini, yeni başlayan göç ve uyum tartışmalarını geleceğe yönelik bir fırsat olarak değerlendirerek, göçmenlere sunulan eğitim imkanlarını düzeltmeye çağırdı.

Seehofer'in söylemlerinin göç ve uyum konusuna hiç bir katkısı olmadığını da ifade eden Lindner, Almanya'ya daha fazla vasıflı göçmen gelmesi için, göçmenlerin ülkede çalışıp yaşayabilmesi için yılda kazanması gereken para miktarının da aşağıya çekilmesini istedi.

Benzer bir açıklama yapan Yeşiller Partisi ekonomi politikası sözcüsü Kerstin Andreae de, söz konusu gelir miktarının 66 binden 40 bine indirilmesini talep etti.

Yeşiller Partisi Berlin Eyalet Meclisi Üyesi Özcan Mutlu da, yaptığı yazılı açıklamada, Seehofer ile Almanya Merkez Bankası Yönetim Kurulunun eski yönetim kurulu üyesi Thilo Sarazzin'i eleştirerek, "Sarrazin Pandoranın Kutusu'nu açtı. Irkçı söylemleri ile halktan yüzde 70 destek alan Sarrazin başka ırkçıların da iştahını kabarttı. Artık her önüne gelen, çekinmeden içindeki ırkçılığı açığa çıkartıyor. Hafta sonunda Seehofer de açıkça (Türklerin ve Arapların ülkemize gelmesini istemiyoruz) diyerek gerçek yüzünü gösterdi, ardından Aile Bakanı Kristina Schröder de Müslümanları suçladı" diye konuştu.

Almanya'da her gün yeni bir ırkçı söylem ile karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Mutlu, "Sağduyudan yoksun bu kişiler sadece toplumsal barışı zehirlemekle kalmıyorlar. Yarın ya da öbür gün bazı dazlaklar yine benzin bidonlarını eline alıp Müslümanları ya da camileri yakmaya kalkarlarsa, hiç şaşmamalı. Bu muhtemel felaketten topluma nifak tohumu eken siyasetçiler sorumludur. Tüm sağduyulu insanları birlik beraberlik içinde bu ırkçılığa karşı demokratik yollardan dur demeye davet ediyorum, aksi takdirde bizi zor günler bekliyor" dedi.

Öte yandan, Yeşiller Partisi Federal Meclis Üyesi Mehmet Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada, Almanya'da doğup büyüyen göçmen kökenli gençlerin Almanları aşağılamasının ve Alman gençlere saldırmalarının da kabul edilemeyeceğini belirterek, okullarda her türlü ayrımcılığa karşı mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti.

Aşırı sağcılığın Alman gençleri arasında olduğu kadar göçmenlerde de var olduğuna işaret eden Kılıç, birlikte yaşam için önyargıların giderilmesi ve böylece aşırı sağcılığın kaynağının kurutulması gerektiğini, araştırmaların eğitim düzeyinin artmasıyla birlikte önyargıların da azaldığını gösterdiğini kaydetti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler