Arınç: Ayakta selam durmanız lazım

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, muhalefet partilerinin çözüm sürecine ilişkin tavrını eleştirdi.

Arınç: Ayakta selam durmanız lazım
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 27.04.2013 - 12:00

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kızılcahamam'da düzenlenen AKP Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı Ankara Teşkilat İçi Eğitim Programı'nda, siyasette en önemli unsurun teşkilatın gücü olduğunu söyledi.

Bütün teşkilatların gücünün önemli olduğunu ancak Ankara'nın en güçlü teşkilat olması gerektiğini vurgulayan Arınç, bu görevin bugüne kadar layıkıyla yerine getirildiğini belirterek teşkilat üyelerine teşekkür etti. AKP kurulduğundan bu yana her geçen gün gücünün arttığını ifade eden Arınç, "Zaman zaman sendelemeler geçirdik ama hedefimizden hiç sapmadan daha güçlü şekilde bugünlere geldik" diye konuştu.

Arınç, 3 seçimde oylarını artırarak iktidara gelen başka bir parti olmadığına işaret ederek, girdikleri ilk seçimde 11 milyon oy aldıklarını, son genel seçimde aldıkları oy sayısının 21 milyonu aştığını, her iki seçmenden birinin AKP'yi tercih ettiğini kaydetti. Son seçimlerin ardından bir gazetede yer alan karikatürü hatırlatan Arınç, "Karikatürde Tayyip Bey babayiğit, ayakta, dimdik sağlıklı şekilde, karşısında iki tane süklüm püklüm duran adama soruyor, 'Söyleyin bakalım hanginiz bana oy verdiniz?' Haklı, her iki seçmenden birinin oyunu almış. Diyor ki: 'Hanginiz bana oy verdi?' Başı önde süklüm püklüm duranlardan biri Bahçeli, biri Kılıçdaroğlu" dedi.

Bunu kimseyi küçültmek için söylemediğini ancak karikatürün gerçekleri yansıttığını ifade eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kemal Kılıçdaroğlu'na televizyonda mülakat yapan biri sordu: 'Yarın cumhurbaşkanlığı seçimleri olacak Abdullah Gül aday olsa oy verir misiniz' dedi. Hemen atladı 'Elbette veririz' dedi. Demek ki 2 AK Parti'li aday olsa ve birinin adı Abdullah Gül olsa Kemal Kılıçdaroğlu ona oy verecek. Olur olmaz, orası ayrı bir şey. Ama AK Parti'li adaydan birisine oy verebileceğini söylüyor, Allah söyletiyor be kardeşim kendine kalsa söyler mi? Gönlünden geçiyor, 'veririm' diyor, karikatür aynen gerçekleşiyor. Biz bu noktadayız. Bakmayın şimdi dışarıdan bağırıp çağırdıklarına, ağız dolusu hakaret ve küfür ettiklerine. Millet onların haline gülüyor aslında."

Muhalefete "30 yıldır, 40 yıldır, 50 yıldır bu ülkeyi idare etme namına ne yaptınız? Hayır namına ne işlediniz, doğruluk, güzel adına ne hangi işleri yaptınız" diye soran Arınç, AKP Hükümeti'nin Türkiye'nin müzmin belası, kronik hastalığı terörü çözmek için attığı adımlara karşı çıkılmasını eleştirdi.

Arınç, "Hiçbirinizin cesaret edemediği, hiçbirinizin altından kalkacağına inanmadığı, adım atmadığı, kenarlarda köşelerde gün geçirmeye çalıştığınız bir meselede AK Parti bugün her türlü kararlılığı gösteriyor, Baldıran zehiri içmeye de iktidar kaybetmeye de hazırım ama bu terör belasından bu ülkeyi kurtaracağım diyorsa buna ayakta selam durmanız lazım" dedi.

 

'Bunları hepimiz yaşadık'

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, partisinin 11 yılda 4 hükümet, 4 meclis başkanı bir cumhurbaşkanı çıkardığını belirterek, "Hangi siyasi partinin sicilinde böyle büyük bir başarı var" diye sordu. Bu dönemde haksızlıklarla karşılaştıklarını ifade eden Arınç, şöyle konuştu: "O zulmü o gün yapanlar bugün suratları kapkara, sokağa bile çıkamıyorlar ama hamdolsun o gün milletvekili seçtirmedikleri insan bugün 10 yıl 6 aydan beri Türkiye'nin başbakanı".

Bu başarıların sabır, azim, inanç, kararlılık ve cesaretle kazanıldığını dile getiren Arınç, şöyle devam etti: "Bunları hepimiz yaşadık. Neler olup bittiğini herkes çok iyi biliyor. Ortada onlarca iddianame var, onlarca mahkeme var, yargılananlar var, ceza yiyenler var. Neler yapmışlar, neler konuşmuşlar, hangi karanlık odalarda alınan kararlar, bugün hepimiz biliyoruz ama hamdolsun yıkılmadık, dimdik ayakta kaldık milletimize verdiğimiz sözü yerine getirmek ve onun emanetine sahip çıkabilmek için alnımız açık başımız dik çok şükür hedefe doğru yürüdük."

Yarı yolda işi bırakmadıklarını kaydeden Arınç, "Önce Allah'tan korktuk başka kimseden korkmadık, ne toptan tüfekten korktuk ne hileden korktuk ne entrikadan korktuk ne geliyoruz ha diye ortalığa korku salanlardan korktuk. Allah'a inanmışız millete güvenmişiz her birini elimizin tersiyle ittik, bugünlere geldik" değerlendirmesinde bulundu.

 

27 Nisan bildirisi

Arınç, 27 Nisan bildirisinin yıl dönümünün yaşandığını hatırlatarak, bugünün Türk siyasi tarihinin en önemli günlerinden olduğunu söyledi. O dönem cumhurbaşkanı seçiminde yaşanan sıkıntıları anlatan Arınç, "Başbakanımız, Abdullah Gül kardeşimiz cumhurbaşkanı adayımızdır'" dediklerinde gelen eleştirilere aldırış etmediklerini bildirdi.

Daha önce hiç uygulanmamasına rağmen cumhurbaşkanlığı seçiminde oylamaya başlamak için 367 milletvekili gerektiği yönünde itirazların yapıldığını anımsatan Arınç, "Böyle bir saçmalığı Meclis, 23 Nisan 1920'den bu yana yaşamamıştır" dedi.

Arınç, 361 kişiyle oylamaya başladıklarını, CHP'nin aynı gün Anayasa Mahkemesi'ne itiraz ettiğini aktararak, şunları kaydetti: "Bu deli saçması işe karşı anında ret kararı çıkacağını ümit ediyorduk ama maşallah hiç yapmadıkları şeyi yaptılar; cuma 18.25'te yapılan müracaatı cumartesi, pazar çalışmak suretiyle, ne hikmetse nasıl yaptılarsa pazartesi iptal kararı verdiler. Bu Türk siyasi hayatında dönüm noktası olduğu kadar Anayasa Mahkemesinde hukukçu, hakim sıfatıyla veya üye sıfatıyla buraya imza atanlar için de çok büyük bir mahcubiyet, yüz karası bir olay oldu. O zamanki başkan Sayın (Tülay) Tuğcu'yu bir kenara koyarak söylüyorum, kendisinin bundan çok büyük üzüntü duyduğunu da biliyorum."

Anayasa Mahkemesinde o iptal kararını verenlerden sadece ikisinin kaldığına dikkat çeken Arınç, "Kurban olduğum Allah verdikçe veriyor. Siz sabrederseniz, hukuktan sapmazsanız, millete güvenirseniz ve demokrasinin her sorununu çözeceğine inanırsanız sonuç böyle... 17 kişi var o kararı verenlerden sadece iki kişi kalmış" ifadesini kullandı.

27 Nisan bildirisinde yazanlara da değinen Arınç, şunları söyledi: "Kaleme kendisinin aldığını itiraf ettiğine göre sonuçlarına da katlanacaktır. Sonuçları hukuki mi olur, siyasi mi olur, toplumsal mı olur onu bilmem ama bu bildiriyi ben yazdım ve ben koydum diyen insan bu ayıbı yıllar boyu yüzünde taşıyacaktır. Çünkü o silahlı kuvvetlerin en üst noktasında olan birinin yazacağı bir şey değildir. TSK siyasi konularda hiçbir zaman taraf olamaz, görüşlerini açıklayamaz. Onun vazifesi yurt savunmasıdır. Onun vazifesi TSK mensuplarının güvenlik ve yurt savunmasıyla ilgili hazırlığının en üst düzeyde yapılmasıdır. Ülkeyi yöneten hükümettir, yasa yapan parlamentodur onların işine karışmak kimsenin haddi değildir, ama bu yaşandı."

AKP'nin 27 Nisan bildirisine 28 Nisan sabahı cevap verdiğine işarete den Arınç, "Millet 'yürü aslanlarım' dedi ve bizi yüzde 47'ye götürdü. 27 Nisan bildirisine 28 Nisan sabahı AK Parti Hükümeti gereken cevabı en güzel şekilde verdi biz millet nezdinde itibar kazandık" dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler