Arınç: Kurşunları Baykal'a da sorun

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kendisine yönelik suikast iddiasına ilişkin Seferberlik Tetkik Kurulu'nda arama yapan Hakim Kadir Kayan ile soruşturmanın başındaki Savcı Mustafa Bilgili'ye zarf içinde Kaleşnikof mermisi gönderilmesine ilişkin, olayın çok vahim olduğunu söyledi.

Arınç: Kurşunları Baykal'a da sorun
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.01.2010 - 10:29

Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kemik İliği Transplantasyon Ünitesi'nin açılışına katılan Bülent Arınç burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Arınç, Seferberlik Tetkik Kurulu'nda arama yapan Hakim Kayan ile Savcı Bilgil'ye zarf içinde Kaleşnikof mermisi gönderilmesinin hatırlatılması üzerine, bu sorunun özellikle CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile Grupbaşkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu'na da sorulması gerektiğinin altını çizdi ve şöyle dedi:
"Bunu vahim buluyorum. Araştırılması gerekiyor. Bütün belgeler araştırılmalı. Bunu vahim buluyorum araştırılması gerekiyor. Bütün belgeler araştırmalı ve sonuca ulaştırılmalı. Bütün basın mensuplarından ricam şu; bunu Baykal'a da Şahin Mengü'ye de Kılıçdaroğlu'na da sorun. Bunu safsata olarak mizah olarak yorumlayan bunlardır. Baykal dün grup konuşmasında hepimizin yüzünü kızartacak şekilde; 70 milyona kozmik odadan 'kozmik patates çıktı' şeklinde olayı karakatürize etmeye çalışıyor. Bir deneyimli siyasetçinin yapabileceği en büyük hatayı yapıyor. Mesela Baykal'ı bulun sorun; 'hakim ve savcıya 8 tane mermi gönderilmiş, Sayın Baykal bu konuda ne düşünüyorsunuz?' diye Baykal eğer, düzegün bir siyasetçi ise şöyle demesi lazım; 'kozmik odadan kozmik patates çıkıyorsa bunlar da aslında mermi değildir, çikolatadır, yeni yıl hediyesi olarak, Hakim ve savcıya gönderilmiştir' demesi lazım. Eğer vahim derse bizim çizgimize geldi demektir. Kılıçdaroğluna'da bunun bir mizah konusu olup olmadığını sorun, oda bunun ne anlama geldiğini anlatacaktır. Utanıyorum ve üzülüyorum. Böyle bir konuda Ergenekon iddiası ile açılmış bir davada işi sulandırmak için olayı karikatürize etmek için çaba sarf eden bu siyasetçiler, şimdi şahsım ile bağlantılı olduğu söylenen, bir konu üzerinde yine aynı görevi yapmaya çalışıyorlar. Millet Sayın Baykal'a gülüyor. Türkiye'de yaşanmış bunda hadise varken ve yargı olaya el koymuş iken, nasıl olurda siyaset yapan bir insan bunlarda böyle bahsedebilir. Herkesi kör zannedebilir."


"Yargı görevini yapıyor"

Genelkurmay Başkanlığı'nın aramaların durdurulmasına ilişkin mahkemeye başvurduğu ve mahkemenin de aramaların sınırlı yapılması yönündeki görüşüne ilişkin bir soru üzerine Arınç, Türkiye'nin şeffaf bir ülke olduğunu ve yargının görevini yaptığını vurguladı. Arınç şöyle devam etti:
"Her gün yeni bilgiler veriliyor. Mahkeme de bir karar verdi. Arama kararı üzerine hakim tarafından inceleme yapılıyor. Sanıklarda 5ini savcılık bırakıyor. 3'ünü de tutuklama istemiyle mahkemeye sevk ediyor. Mahkeme de delil durumuna göre onları serbest bırakıyor. Savcı tutuklama talebiyle başka mahkemeye başvuruyor. Mahkeme bunu ret ediyor. Bunları toplarsanız yargı sürecinin devam ettiğini göreceksiniz. Türkiye bir hukuk devleti. Savcıların hakimlerin verdiği kararlar, elbette hepimiz kabul etmesi gereken kararlardır. Basın ağzı ile yorumlamak doğru değil. Kararın ne anlamla geldiğini bizim hastane bahçesinde değerlendirmemiz ne kadar doğru. Ama yargı süreci devam ettiriyor. Bu süreç içerisinde de hep hukuki olaylar yaşıyoruz. Benim söylediğim adli konuların yargılamaların olacak bir takım olayların enine boyuna yargı tarafından incelenmesidir. Çıkacak sonuca da hepimizin razı olması gerekir. Olayı başka mercalara çekmenin alemi yok."

 

"Tekel işçilerinin 2001'deki eylemi ile şimdiki eylemi farklı"

Arınç, gazetecilerin, "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün grup toplantısında erken seçim olabileceğini söyledi. Sizin gündeminizde var mı efendim?" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Hayır öyle söylemedi. Keşke öyle deseydi. Daha açık olurdu. Sayın Bahçeli, milletin iradesine müracaat etmenin zamanı geliyor şeklinde söyledi. Kendisini dikkatle takip ederim. Açıkça erken seçim olmalıdır, tarihi şudur derse ona bir cevap veririm. 2002 seçimlerin Temmuz ayında Sayın Bahçeli, 'Kasım ayında seçim olmalıdır' demiş ve ortaklarını da ikna etmiştir. Şimdi kısık sesle, 'millet iradesine müracaat etmenin zamanı geliyor' şeklinde çok zarif cümle kullandı. Dün Sayın Başbakan grup konuşmasında açıklayıcı bilgiler verdi. Sayın Bahçelinin de Sayın Baykal'ın da bu konuşmayı takip ettiğini düşünüyorum."


"O zamanki düşüncem ile aynı kanaatlere sahibim"

Arınç, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın partisinin dünkü grup toplantısında, kendisinin "2001 yılında grupbaşkanvekili iken Tekel işçileri ile ilgili bir toplantıya katıldığı" iddialarına şöyle yanıt verdi:
"Bu olay doğrudur. Nasıl doğrudur. Fazilet Partisi Grupbaşkanvekili iken ve hükümette DSP, MHP ve ANAP Hükümeti var. 2001 yılında Sayın Kemal Derviş'i ABD'den getirerek ekonomik bakanı yaptılar. Ekonomiyi ellerine teslim ettiler. Sayın Derviş, tütün kanunu, şeker kanunu ve buna bağlı olan kanunları Meclis'ten geçirmek için çaba sarf ediyordu. Tütün kanunu görüşülürken ben o zaman ki partim buna karşı çıktık. Çünkü ben Manisa seçmenini biliyorum ki yarısı tütün ziraatı ile meşgul. Fakat Derviş'in getirdiği kanunlarda tütün üst kurulu kurulurken tütün ekim sahaları tahrip ediliyor. Kotalar küçültülüyor. Yurt dışından ülkeye tütün ithaline yeşil ışık yakılıyor. O zamanki düşüncem ile aynı kanaatlere sahibim. Türkiye'de tütün ziraatını imkansız hale getirecek böyle bir yasaya karşı çıkmam gerekiyordu. Meclis'deki konuşmalarım buna şahittir. O zaman da tütün üreticileri Türkiye'nin her yerinden gelmişlerdi. Ben kendilerine bu kanunun yanlışlıklarını anlattım. Bu konuda kamuoyunu bilgilendirmeleri gerektiğini söyledim. Bunların arkasındayım. O tarihlerde CHP hükümette değildi. Onun mazur sayın. Ama işin kötüsü CHP o tarihte muhalefette bile değildi. Biz o zaman o muhalefeti düzenlemelere karşı çıkmak için yapıyorduk. CHP, Derviş'i gökten zembille inmiş gibi kendi listesine koydu ve milletvekili yaptı. Bugünkü Tekel işçilerinin gösterileri ile eylemleri ile 2001 de yapılan eylemle birbirinden farklıdır. Tekel işçileri bizim kardeşimizdir. Aylıklarını alacaklardır. Yeni düzenleme de yapılacaktır. İdeololik amaçla işçilerimizin arasına karışarak onarlı tahrik etmenin alemi yoktur."


"Baykal İzmir'deki işçilere baksın"

Arınç, Baykal'ın bugüne kadar hiçbir işçi eylemine katılmadığını iddia etti ve "Kendi önce ekmeksiz kalan Karşıyaka'nın Bayraklı'nın işçilerinin durumunu düşünsün. Onları hala kabul etmedi. Onlarla görüşmedi. İşçiler kendisine tepki gösterdi. İzmirdeki işçilere duyarlı olmasını istiyorum" dedi.

Arınç şöyle devam etti:
"Sayın Baykal'ın bugüne kadar siyasi hayatında hangi işçi eylemlerinin içinde buldunuz. Türk-İş Binasının önüne gidip işçilerin arasına karışmayı yeni aklına getirdi. Kendisi 72 yaşında, ben bir fotoğraf karesi hatırlamıyorum. Eylem yapan işçilerin içersinde kendisini görmek mümkün olsun. Ne 1 Mayıs'ta var ne de diğerlerinde bulundu."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon