Babacan'dan küresel kriz eleştirisi
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Avrupa'da pek çok gelişmiş ülkede siyasi iradenin zayıfladığını, karar verme mekanizmasının yeterince güçlü çalışmadığını ve ABD'de ekonomisine yön veren karar mekanizmalarında ise belirsizlikler olduğunu söyledi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Avrupa'da pek çok gelişmiş ülkede siyasi iradenin zayıfladığını, karar verme mekanizmasının yeterince güçlü çalışmadığını ve ABD'de ekonomisine yön veren karar mekanizmalarında ise belirsizlikler olduğunu söyledi. ABD ve gelişmiş Avrupa ülkelerini kriz konusunda tutumlarını da eleştiren Babacan, "Doğruları görmek ama doğruları yapamamak. Göz göre göre hataların içinde devam etmek. Tabi bunlar bizi kaygılandırıyor" dedi. Babacan, yaşanan krizde Türkiye'nin uzun ve orta vadede zarar görmeyeceğini belirterek, "Nerede otursak, kiminle konuşsak Türkiye'nin başarıları takdir ediliyor Türkiye'nin başarılarını konuşuyor" diye konuştu.
ABD'ye eleştiri
Önceki gün geldiği ABD'nin New York kentinde temasları konusunda bilgi vermek için Türkevi'nde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin Avrupa ve ABD'de yaşanan ekonomik krizle ilgili sorularını yanıtlayan Babacan, gelişmiş ülkelerin küresel ekonomik kriz konusunda sergiledikleri yönetimi eleştirdi. Babacan, devam eden küresel krizle ilgili sorulan bir soruyu şöyle yanıtladı:
"Tabi bu ağırlıklı olarak bir siyasi karar verme mekanizması sorunu. Pek çok gelişmiş ülkede maalesef siyaset kurumu zayıflamış durumda. Siyasi irade zayıflamış durumda. Hükümetler zayıflamış durumda. İçinde bulunduğumuz bu ülkede yönetimle kongre arasında artık ciddi bir bakış farklılığı oluşmuş durumda. Ekonomide kim karar verecek, hangi karar ne zaman kimin tarafından alınacak, ne yapılacak ne yapılmayacak konusunda büyük soru işaretleri var. Bu zor bir tablo. Dünyanın en büyük ekonomisinin ne karar alacağı konusunda, hangi yönde seyredeceği konusunda bir belirsizlik varsa bu herkes için tehlikeli bir durum arzediyor."
"Avrupa'da kendi parlamentosundan korkan liderler var"
Avrupa ülkelerini de sert dille eleştiren Babacan, "Dönüyoruz bakıyoruz Avrupa'da koalisyon hükümetleri var, azınlık hükümetleri var. Kendi parlamentosundan korkan çok sayıda lider var. Bunu ben kendi parlamentoma, kendi milletvekilime 'nasıl kabul ettireceğim' diye kara karar düşünen liderler var. Bu işin daha çok kaygı veren yönü. Doğruları görmek ama doğruları yapamamak. Göz göre göre hataların içinde devam etmek tabi bunlar biz kaygılandırıyor" diye konuştu.
"Umarız doğru kararları alırlar"
Babacan, küresel kriz ile ilgili sorulan başka bir soruya ise, küresel krizin safhalar değiştirerek etkisinin devam ettiğine işaret ederek şöyle konuştu:
"Kriz ortamı dünyada tamamen geçmiş değil, normale dönmüş değil, sadece safhalar halinde bu kriz döneminin içinden geçiyoruz. İlk başta finans sektörüyle başladı biliyorsunuz. Arkasından ülkelerin kamu borcu ve bütçe açığı olarak kendisini gösterdi. Daha sonra ülkelerin iflas durumunu düşüp düşmeyeceği tartışılır oldu. Alınan tedbirler bir çok ülkenin kamu maliyesini sürdürebilirliğini sorgulamaya başladı. Avrupa'da Merkez bankaları karşılıksız para basarak, para politikaları açısından ve uzun vadede ne kadar sorun yaratacağı ortada olan bu operasyonlar özellikle Avrupa'da ucu açık operasyonlar haline geldi. Bir program, bir orta vadede bakış açısı maalesef yok. Dolayısıyla günü kurtaramaya yönelik çabalar bunlar. Tabi bütün bu tabloda kuşkusuz bizi kaygılandırıyor. Bunlar G-20 ve Washington'da yapılacak Dünya Bankası ve IMF toplantılarında hep tartışılacak. Umarız ki, bu yanlışlıklardan dönülür. Umarız ki, Avrupa'da hükümetler, liderler parlamentolar doğru karar alırlar. Aslında yapılacaklar belli şeyler, bilinmedik çok karmaşık şeyler değil, doğrular belli. Bu doğruları yapacak maalesef güç de siyasi irade. Bu doğruları şu anda yapacak hükümet Avrupa'da az sayıya indi. Bir taraftan da zayıf ülkelere yardım etmek isteyen güçlü ülkelerin iç siyaset dinamiği güçlük oluşturmaya başladı. Almanya ve Finlandiya gibi ülkelerin parlamentolarında yapılacak yardımlar konusunda tartışmalar başladı. Avrupa Birliği ülkeleri ve özellikle Euro bölgesindeki ülkeler içim temel varsayım bu ülkelerin asla tereddüde düşmeyeceği yönündeydi. Bütün varsayım bunun üzerineydi. Piyasa mekanizmaları bir bakıma bunun üzerine kurgulanmıştı. Şimdilerde ülkelere olan güvenin, o temelin sarsıldığını, o güvenin sorgulandığını görüyoruz, izliyoruz ve bu da bizi son derece kaygılandırıyor."
Kriz karşısında güçlüyüz
Babacan, Avrupa'da yaşanan krizin Türkiye'yi ne kadar etkileyeceği konusunda bir basın mensubunun sorusunu şöyle yanıtladı:
"Biliyorsunuz bu 2009 yılında da çok tartışıldı. Bugünlerde de tabi tartışılıyor. Avrupa'daki sorun daha derinleşirse veya daha derin şoklar yaşanırsa, Türkiye'yi nasıl etkiler? Tabi biz hep şunu söyledik. Türkiye zamanında tedbirleri aldıktan sonra, olası gelişmelere hazırlıklarını önceden yaptıktan sonra, bu tür gelişmelerden orta ve uzun vadelerde kalıcı bir şekilde etkilenmeyecektir. Sayın Başbakanımızın, 'Teğet bile geçmeyecek' ifadelerinin altında bu vardır. Şu anda baktığımızda Avrupa'da sorunun başlangıcının ilk noktası bankacılık sistemidir. Türkiye'deki bankacılık sistemi oldukça güçlü. Bankalarla ilgili bir sorunumuz yok. Bilanço açısından baktığınızda Türk bankaları mukayese edilmeyecek kadar çok farklı baktığınızda. Avrupa'daki sorun bir bütçe açığı bir borç sorunudur. Türkiye'nin mukayese edildiğinde Avrupa ülkeleri bütçe açığı çok çok düşüktür. Borcunun milli gelirine oranı çok çok düşüktür. Avrupa'da sorunun kaynağı olarak görünen alanlar, Türkiye'nin çok güçlü olduğu alanlar. Türkiye'nin etkilenmesi ne çerçeve de olur diye bakacak olursak, güçlü bir deprem olduğunda yakın bir bölgedeyseniz etkisini hissedersiniz. Önemli olan depreme karşı binalarınızı sağlamlaştırdıysanız, tedbirinizi aldıysanız, bu depremlerde sarsıntıyı hissedersiniz ama binanız sağlamsa yıkılmaz ve dolayısıyla hayatınıza devam edersiniz. Orta ve uzun vadede kalıcı etkisi olmayacak ifademiz buna benziyor. Türkiye ticaret kanalları, finansman kanalları ile Avrupa ile yoğun ilişkisi olan bir ülke bunu tabi unutmamak lazım. Dolayısıyla biz bir yandan Avrupalı liderlere, Avrupa hükümetlerine doğruları anlatmaya çalışırken onlara tavsiyeler verirken bir yandan da olası olumsuz senaryolara karşı hazırlık yapıyoruz. Sadece bizim bankacılık sistemimiz güçlü, bütçemiz güçlü, kamu maliyemiz sağlam deyip rehavet içerisinde değiliz. Karşımıza çıkabilecek olası senaryolara karşı tüm kurumlarımız hazırlıklarını yaptılar, yapıyorlar. Bir rehavet içerisinde olmayacağız. Ama şunu da bilmemiz gerekir ki, Avrupa'da olup bitecek olumsuz gelişmelere karşı bizim hazırlıklarımız vardır. Türkiye'nin en az etkilenmesi ve en az hasarla böyle bir olumsuz gelişmelerden çıkıp yoluna devam etmesi gereken ne varsa yapılacaktır."
Babacan, "G-20 toplantısında her hangi bir öneriniz olacak mı" sorusunu da "Kuşkusuz, öncelikle bu bankacılıkla ilgili düzenlemelerin küresel ölçekte hızlı bir şekilde uygulamaya konmasını hep söylüyoruz ve söyleyeceğiz" karşılığını verdi.
"Kiminle otursak Türkiye'nin başarısını konuşuyor"
ABD'de sürdürdüğü temasları sırasında izlenimlerini de aktaran Babacan, "Nerede otursak, kiminle konuşsak Türkiye'nin başarıları takdir ediliyor. Bugün sabahtan beri üç tane cumhurbaşkanı var daha önce başbakanlık yapmış kişiler var. Türkiye'nin başarılarından söz ediyorlar. 'Türkiye bu işten tamamen sıyrılıp çıktı, apayrı bir tablo sergiledi' diyorlar. 'Olumlu bir şekilde ayrıştı Türkiye' diyorlar. Tabi bu bizim de memnun olduğumuz bir gelişme ama bu geçmiş başarılar asla rehavete sebep olmamalı. Gün gün izlenmesi gereken bir ekonomik tablo var dünyada. İşleri takip etmek gerekiyor ve gerektiğinde de çok hızlı kararlar almak gerekiyor" diye konmuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!