Bakan Çubukçu'ya ilk uyarı Meclis'ten geldi

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'ya Yalova Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyesi Muharrem İnce'den mektup geldi. İnce, 2002 yılından beri TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesi olmanın yanı sıra, öğretmen kimliğine sahip bir milletvekili olduğunu belirterek, Çubukçu'nun çok büyük sorunlarla karşı karşıya olan önemli bir bakanlığa atandığını söyledi. Mektubunda, Milli Eğitim Bakanlığı'nın kişilerin, zümrelerin ya da siyasi çıkarların ön plana çıkarılabileceği bir bakanlık olmadığının altını çizen İnce, "Bu nedenle görevinizdeki başarı bizi her zaman memnun edeceği gibi olası yanlış ve yanlı uygulamaların da dün olduğu gibi bugün de takipçisi olmak öğretmen ve duyarlı yurttaş kimliğimin de gereğidir" dedi.


"Halefiniz döneminde kadrolaşma harekatı yapıldı"

Milli Eğitim politikasının beceri yerine sadakati esas alan bir kadrolaşma harekatıyla oluşturulamayacağını belirten İnce, mektubunda, "Üzülerek belirtmeliyim ki; halefiniz Sayın Hüseyin Çelik döneminde Milli Eğitim Bakanlığı'nda açık bir kadrolaşma harekâtı yapılmıştır. Hukuk ihlal edilmiş, mahkeme kararları görmezden gelinmiştir. Bakanlık keyfi yönetilmiştir. Müsteşar yardımcıları arasında ayrım yapılmış, bazı müsteşar yardımcılarına hiçbir birim bağlanmamıştır" ifadelerine yer verdi.

6 yıl boyunca nesnel ölçütleri esas alan Yönetici Atama Yönetmeliği'nin çıkarılamadığına da işaret eden İnce, çıkarılan yönetmeliklerin "yargı duvarına" çarptığını söyledi. İnce, mektubunda, "Devlet Memurları Kanunu'nun 76. maddesine dayanılarak bakan yetkisi ile hiçbir kritere bağlı olmadan, keyfi kararnamelerle eğitim kurumu yöneticileri atanmıştır. Sayın Hüseyin Çelik'in giderayak okullara müdür, müdür yardımcısı ataması kadrolaşmanın boyutunu göstermektedir. Sayın Hüseyin Çelik son günlerinde Bakanlık görevini sanki başka partiden birine devredecekmiş gibi davranmış ve 76. maddeye sığınarak okul müdürü atamıştır. Bu atamaların hepsinin iptal edilmesinin eğitim kurumlarında yaşanmakta olan huzursuzluğu ve Bakanlığa olan güvensizliği ortadan kaldıracağına olan inancım tamdır" önerisinde bulundu.


"MEB'de kadın yöneticilere yönelik negatif ayrımcılık var"

İnce, mektubunda Hüseyin Çelik'in kendi soru önergesini yanıtlayarak Müsteşar ve Müsteşar Yardımcılarının tamamının erkek olduğunu, 16 Genel Müdür'den sadece 1'inin, 40 Genel Müdür Yardımcısı'nın 3'ünün, 77 Daire Başkanı'nın ise 8'inin kadın olduğunu açıkladığını anlattı. Bakan Çelik'in hiç kadın İl Milli Eğitim Müdürü olmadığını, 922 İlçe Milli Eğitim Müdürü arasında ise 5 kadın müdürün olduğunu "itiraf" ettiğini kaydeden İnce, çalışanlarının yarısı kadın olan MEB'de kadınların yönetim görevlerinde bulunmaması yönelik negatif ayrımcılık olduğunu söyledi. İnce, "Sizin bu tabloyu hem kadın olmanız, hem de Kadın ve Aileden sorumlu Devlet Bakanlığı görevinde bulunmanız nedeniyle değiştireceğinize inanıyorum" dedi.


İnce'den "siyasi kimlik" uyarısı

İnce, mektubunda Çubukçu'ya AKP'li bir bakan olduğunu bildiğini kaydederek, "Ama Milli Eğitim Bakanı olarak siyasi kimliğinizi geri planda tutacağınıza inanıyorum. Bu ülke ve bu ülkenin çocukları hepimizin. Çocuklarımızın nitelikli eğitim alması, nitelikli eğitim için gerekli beşeri ve fiziki koşulların oluşturulması hepimizi mutlu eder" uyarısında bulundu. İnce, Milli Eğitim Bakanlığı'nı siyasi kadrolaşma bakanlığı olarak görmemek ve daha sonra gelecek hükümetlerin ve bakanların siyasi kadrolaşma yapmalarını engellemek için; liyakati ve nesnel ölçütleri esas alan bir Yönetici Atama Yönetmeliğinin çıkarılması gerektiğinin altını çizdi.


"Uyarıları yaptım, tercih sizin"

İnce, 200 binden fazla Eğitim Fakültesi mezununun öğretmen olmayı beklediğini de kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli Eğitim Bakanlığı'nın sözleşmeli, ders ücreti karşılığı geçici öğretmenlerle eğitimi yürütüyor olması kabul edilemez. O nedenle; doğru bir öğretmen istihdamı politikasının hayata geçirilmesi yükü de sizin omuzlarınızdadır. Ben CHP'li kimliğimle değil, Milli Eğitim Komisyonu üyesi, öğretmen kimliğimle ve bu ülkenin geleceğine olan sorumluluğumla bu uyarıları yapmak istedim. Ya sizden önceki hukuksuzlukları, haksızlıkları, kayırmaları, sürgünleri devam ettiren bir bakan olacaksınız, ya da bunları sona erdiren. Tercih sizin."