Balyoz Planı davası temyiz duruşması (24.07.2013)
Aralarında emekli Oramiral Özden Örnek ile emekli orgeneraller Halil İbrahim Fırtına ve Çetin Doğan'ın da bulunduğu 361 sanıklı "Balyoz Planı" davasının, Yargıtay 9. Ceza Dairesindeki temyiz duruşmasına devam edildi.
Sanıklar Ahmet Dikmen, Aşkın Öztürk, Doğan Uysal, Erdinç Altıner, Fikret Güneş, Hasan Hoşgit, Haydar Mücahit Şişlioğlu, Hannan Şayan, Hüseyin Hoşgit, İsmail Taylan, Mehmet Baybars Küçükatay, Murat Özenalp, Onur Uluocak, Ökkeş Alp Kırıkkanat ve Yavuz Kılıç'ın avukatı Nevzat Güleşen, savunmasına devam etti.
Hazırladığı bir dökümanın dosya bilgilerini ekrana yansıtan Güleşen, dosyanın ilk yazarı kısmına Mahkeme Başkanı Ekrem Ertuğrul'un, kapatan kısmına da kendi isminin yazılı olduğunu gösterdi. Dijital bir dökümanın içeriğinden ilk yazarının değil son yazarının sorumlu tutulabileceğini öne süren Güleşen, Balyoz Davası'nda bunun gözönünde bulundurulmadığını savundu.
Tebliğname öncesinde bir gazetede 3 gün boyunca haber çıktığını anlatan Güleşen, Orhan Aykut isimli kişinin bavulu "pala" denilen birisinden aldıklarını ve CD'leri Ankara'da ürettiklerini itiraf ettiğini söyledi. Güleşen, "Sizin basiretinizle buradaki komployu anladığınızı, değerlendirdiğinizi düşünüyorum" dedi.
Tebliğnameye eleştiri
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesinde, 67 kişi hakkında beraat kararı istenmesine teşekkür eden Güleşen, "Savcılık, böylelikle Türk askerinin başına geçirilen çuvalda bence kocaman bir delik açtı" dedi.
Hasdal Cezavinde kalan tek sanık Güllü Salkaya'nın katip olduğunu, bir yazının noktasına, virgülüne bile karar veremeyeceğini belirten Güleşen, "Onun durumuna o kadar üzülüyorum, ki benim müvekkilim bile değil. Ama lütfen bir çare bulun" dedi.
'Çok endişeliyiz'
Bu davada yargılanan Kara Harp Okulu öğrencileri için tebliğnamede istisnasız beraat kararı verilmesinin istendiğini söyleyen Güleşen, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in o dönemde Kara Harp Okulu Komutanı olduğunu kaydetti. Güleşen, "O nedenle 'Orgeneral Özel'in 13 öğrencisini kurtardığı' yönünde dedikodular var. Müvekkillerim bu dedikoduların önlenmesini istiyor" dedi.
Yargıtay Başkanı Ali Alkan'ın Balyoz duruşması başlamadan önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile görüştüğünü hatırlatan Güleşen, gazetelerde, "görüşmenin adli yıl açılış davetiyesi götürmek üzere yapıldığı, devam eden davalarla ilgili görüşme yapılmadığı" yönünde haberlerin yer aldığını kaydetti. Güleşen, "Keşke görüşme yapılmadığı gibi bir cümle kullanılsaydı" dedi.
Avukat Güleşen, Yargıtay Başkanı Ali Alkan ve Yargıtay Cumhuriyet Baysavcısı Hasan Erbil'in de 20 Haziran'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü, Erdoğan'ın bu görüşmenin ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel'i kabul ettiğini de hatırlattı.
Ekranda CD yazdırdı
Boş bir CD'yi yazdıran ve bunu ekrana yansıtan Güleşen, bilgisayarın tarihiyle CD'deki virüs dosyasının tarihinin ayın olduğuna işaret etti. Delil kabul edilen CD'lerde ise virüs bulunduğuna ilişkin oluşturulan dosya tarihinin bilgisayar tarihinden önce olduğunu belirten Güleşen, bunun CD'lerin önceden oluşturulduğunu göstergesi olduğunu savundu.
Deliler arasındaki 5 nolu hard diskin üzerinde bulunan parmak iziyle ilgili tespit istediklerini belirten Güleşen, askeri savcılığın kovuşturma yapılmasına gerek olmadığına karar verdiğini anlattı. Bu kararı veren savcının, daha sonra kendi isteğiyle emekliye ayrıldığını söyleyen Güleşen, artık askeri savcıların bu tür soruşturmaları yapmaya korktuklarını iddia etti. Güleşen, müvekkileriyle ilgili kararın bozulmasını ve tahliyelerine karar verilmesini istedi.
Sanıklar Mustafa Aydın Gürül ve Ali Deniz Kutluk'un avukatı Ayşegül Hanyaloğlu, savunmasında, delil kabul edilen CD'lerin 2009 yılında hazırlandığını, suç tarihi kabul edilen 2003'te bu CD'lerin hazırlanmadığını ileri sürdü.
Delillerde hukuka aykırılığın en büyüğünün yapıldığını, CD'lerin sahte olduğuna ilişkin raporlar bulunduğunu savunan Hanyaloğlu, Başsavcılığın tebliğnamesinde delillerin hukuka uygun kabul edilmesini anlamadıklarını belirtti.
Yemin yaptırılmayan bilirkişi raporlarıyla suçlandıklarını öne süren Hanyaloğlu, bilirkişi incelemesinin TÜBİTAK'a yaptırılmasını da eleştirdi. Hanyaloğlu, "Suçun mağduru denilen hükümete bağlı bir kuruluş TÜBİTAK. Niye bu tartışmaya konu olacak bir bilirkişi müessesi seçiliyor. TÜBİTAK'tan gelen bilirkişiler bağımsız değiller" diye konuştu.
Birleşmiş Milletler (BM) Tutukluluğu Önleme Çalışma Grubunun, Balyoz sanıklarının haklarının ihlal edildiğine karar verdiğini hatırlatan Hanyaloğlu, BM kararının, 1 saatte değil yaklaşık 1 yıl içinde yapılan çalışmalar sonucu verildiğini anlattı. Kararın dikkate alınmasını isteyen Hanyaloğlu, savunmasını şöyle tamamladı: "Kişi hak ve özgürlükleri, hukuk, adalet ve vicdan gibi kavramların adeta içinin boşaltıldığı bir dönemdeyiz. Sizden rica ediyorum, bunlara artık sahip çıkalım. Çünkü aynı gemideyiz ve bu gemi batıyor. Geminin tek dümeni var o da hukuk. Bugün her şey toz duman, belki anlamayabiliriz ama yarın çocuklarımız 'ne yaptınız' diyecek. Bu kara lekeyi temizlemeliyiz. Bu dava onanırsa kara bir leke olarak tarihe geçecektir. Sizden ricam, içinizde en ufak bir şüphe oluştuysa, temyiz incelemesinin sonucunu beklemeden lütfen toplanın ve an azından şu tutukluluklara son verin. Talebim, derhal tutukluluklar konusunda bir karar verilmesi için toplanmanız, ardından da kararı bozmanızdır."
Avukat Gürsoy
Sanıklar Faruk Oktay Memioğlu, Mehmet Yoleri, Abdulkadir Eryılmaz ve Mehmet Kemal Gönüldaş'ın avukatı Eyüp Sabri Gürsoy da müvekkillerinden Yoleri'nin 1996 yılına kadar Doğu Anadolu'da görev yaptığını, üsteğmeninin şehit olmasından sonra bugün dahi psikolojik tedavisinin sürdüğünü, iki kez kalp krizi geçirdiğini anlattı.
Yoleri'nin mahkeme tarafından sağlık nedeniyle tutuklanmadığını anlatan Gürsoy, tedavi için gönderildiği yerde sıkıntılar yaşadığını söyledi. Gürsoy, "Mehmet Haberal'ın doktorunun tutuklanması üzerine akıl hastanesinin cezaevindeki doktorlar, kişilere rapor vermeye korkar hale gelmişlerdi" dedi. Yoleri'nin eşinin ise kanser olduğunu belirten Gürsoy, ilgilenecek kimsesi olmadığı için Çetin Doğan'ın eşi Nilgün Doğan'ın ilgilendiğini anlattı.
Yoleri'nin 171 kişinin görevlendirildiği listede isimleri geçen kişilere görev vermekle suçlandığını söyleyen Gürsoy, "Askerde amirler astına görev verebilir. Yoleri'nin bana çay getir diyeceği bir posta eri bile yok. Görevlendirme emirleri merkez şubeden çıkar, harekat şube müdürünün koordinesiyle olur. Fotofilm subayının ne alakası var görevlendirmeyle" diye konuştu.
Yoleri'nin hazırladığı iddia edilen belgelerde imzasının olmadığını dile getiren Gürsoy, "Biri suç işlemiştir onun yerine bunu cezalandıralım. Bu adalet değildir, bu yargılama değildir" ifadesini kullandı.
Memioğlu'nun evindeki arama ve ifadesinin alınması sırasında yaşadıkları sıkıntıları anlatan Gürsoy, stresten kolon kanseri olduğunu öne sürdü.
Gürsoy, Memioğlu'nun listede isminin yazdığı ve yanına artı işareti konulduğu için suçlandığını söyledi. Seminerdeki konuşmaların, yapanları bağladığını ifade eden Gürsoy, not alan Memioğlu'nun bu konuşmalar nedeniyle suçlanamayacağını dile getirdi.
Müvekkili Yoleri'nin kurum ve kişilerle ilgili araştırma yapıp, rapor tuttuğunun iddia edilidiğini aktaran Gürsoy, "Silahlı kuvvetlerin sokağa çıkıp istihbari faaliyet yapacağı tek bir birimi yoktur. Belki görevleri gereği Jandarma, polis yapabilir ama TSK'da sokağa çıkıp tespit yapacak birim mevcut değil" şeklinde konuştu.
Müvekkili Gönüldaş'ın listede isminin Kemal Gönüldaş olarak geçtiğini belirten Gürsoy, hiçbir zaman ismini bu şekilde kullanmadığını, bütün belgelerinde Mehmet ismini de kullandığını savundu. Gürsoy, Gönüldaş'ın delil kabul edilen verilerde yazan yerlerde görev yapmadığını söyledi.
Müvekkili Eryılmaz'ın dönemin Birinci Ordu Komutanı Çetin Doğan ile hiçbir bağlantısı, emir komuta münasebeti olmadığını anlatan Gürsoy, Birinci Ordu Komutanlığından kendisine hiçbir emir de gelmediğini ileri sürdü.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'