Başbakan Ulusa seslendi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında ağırlıklı olarak dış politika ve ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunurken iç politikaya yönelik bir değerlendirmede bulunmadı.

Yayınlanma: 28.05.2010 - 19:08
Abone Ol google-news

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında ağırlıklı olarak dış politika ve ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunurken iç politikaya yönelik bir değerlendirmede bulunmadı. Başbakan Erdoğan, Türkiye'ye küçük düşünmenin yakışmayacağını, Türkiye'nin dış politika anlayışının kendi bölgesinde barışı, istikrarı, refahı tesis etmeye yönelik olduğunu belirterek "Biz, Türkiye olarak, 'Irak'tan bize ne' diyemeyiz. Biz, İran'ın meselelerine bigane kalamayız. Suriye'nin, Yunanistan'ın, Bulgaristan, Romanya, Rusya, Gürcistan'ın sorunları çok tabii olarak bizi de etkiler. Karabağ kan ağlarken biz gülemeyiz, Filistin gözyaşı dökerken biz sevinemeyiz. Ortadoğu'nun, Balkanların, Kafkasya'nın kaderi bizim kaderimizle ortak çizilmiştir. Biz, onların kaderini bizimkinden, bizim kaderimizi onlarınkinden koparıp alamayız" dedi.


"Nükleer takas anlaşması Türkiye'nin öncü rolünün kanıtı"

Komşu ülkelerde ve bölgede huzuru ve istikrarı çok önemsediklerini, "sıfır sorun" anlayışının temelinde barıştan başka bir gaye olmadığını bildiren Erdoğan, Mayıs ayı içinde Rusya Devlet Başkanı Medvedev'in Türkiye ziyaretinde 17 anlaşma imzalandığını ve Rusya ile vizeleri kaldırdıklarını, bunun ardından 14-15 Mayıs'ta Yunanistan'a tarihi bir ziyarette bulunduklarını anımsatan Başbakan Erdoğan, konuşmasında İran ile imzalanan nükleer takas anlaşmasına da değinerek "İran, Türkiye'nin ve Brezilya'nın öncülüğünde, bin 200 kilogramlık düşük oranda zenginleştirilmiş uranyum karşılığında nükleer tesislerinde kullanmak üzere yakıt alacak ve takas işlemi, altını çiziyorum, Türkiye'de gerçekleşecek. Bu anlaşma, bölgemizi tehdit eden risklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çok ciddi bir adım olmanın ötesinde, Türkiye'nin küresel ve bölgesel meselelerde nasıl güçlü ve öncü bir rol üstlendiğinin de kanıtı olmuştur" diye konuştu.

Rusya Başbakanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Barack Obama başta olmak üzere birçok ülke liderini bizzat aradığını ve bilgilendirdiğini anlatan Erdoğan, görüştüğü liderlerin Türkiye'nin ve Brezilya'nın bu çabasını takdirle karşıladıklarını ifade ettiklerini aktardı.


"Komşularımızla sorunlar çözüldüğünde gelirlerimiz artacak"

Bu ay içinde Azerbaycan, Gürcistan, İspanya'yı ziyaret ettiğini, Türkiye'de de Irak Eski Başbakanı ve seçimlerden birinci olarak çıkan Irakiye'nin lideri Allavi, Kosova Başbakanı Haşim Taçi, Suriye Devlet Başkanı Esad ile KKTC'nin yeni seçilen Cumhurbaşkanı Eroğlu gibi liderleri ağırladıklarını, İstanbul'da da İslam Konferansı Örgütü'nün "Kudüs" konulu toplantısının yapıldığını anlatan Başbakan Erdoğan, "Sadece bir ay içinde gerçekleşen ve benim size özet olarak bir kısmını aktardığım tüm bu yoğun trafik, Türkiye'nin artık nasıl bir ağırlık merkezi haline geldiğinin bariz göstergesidir" dedi.

Türkiye'ni ihracatının 2002'de 36 milyar dolar iken 2008 sonunda bu rakamın 132 milyar dolara çıktığını, küresel krizin etkisiyle tüm dünyada ticaret hacmi azalırken, Türkiye'nin ihracatının 102 milyar dolar civarında kaldığını kaydeden Başbakan Erdoğan, "Türkiye'nin dış ticaretinde, özellikle ihracatındaki bu rekor düzeydeki artış, dış politikadaki aktif tavrımızın somut bir eseridir" dedi.

Türkiye'nin komşularıyla sorunlarını gidererek yerine ticareti koyduğunu, 10 yıl önce savaşın eşiğine gelinen Suriye ile bugün vizelerin kaldırıldığını, dünyada turizm gelirleri ciddi oranlarda düşerken, Türkiye'yi ziyaret eden turist sayısının arttığını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin imajı değiştikçe, itibarı arttıkça, istikrarı pekiştikçe daha fazla insan güvenle ülkemizi ziyaret ediyor ve bundan hep birlikte kazançlı çıkıyoruz. Komşularımızla mevcut sorunlarımız da çözüldüğünde, göreceksiniz, ihracat gelirlerimiz, turizm gelirlerimiz, uluslararası yatırım miktarları çok daha artacak. Bölge ülkelerinin, Irak'ın, Filistin'in, Azerbaycan'ın, Ermenistan'ın sorunları çözüme kavuştuğunda, hiç kuşkusuz bütün bölge ülkeleriyle birlikte biz de bundan olumlu etkileneceğiz. İran'ın uluslararası toplumla olan problemleri çözüldüğünde, bütün bölge, dolayısıyla biz de rahat bir nefes almış olacağız. İşte bu gayeyle, bu niyetle aktif bir dış politika yürütüyoruz."

Başbakan Erdoğan, her adımı, milletin huzuru ve refahı için attıklarını ifade ederek "Bu ülkenin her bir vatandaşının, dünyanın neresinde olursa olsun, büyük bir ülkenin vatandaşı olarak saygı görmesini istiyoruz, başardığımız da işte budur" dedi.


"2010 ve 2011'de Türkiye hızlı büyüme kaydedecek"

Başbakan Erdoğan, Türkiye ekonomisinin krizin etkilerinden hızla kurtulduğunu, Nisan ayında ihracatın geçen yılın aynı ayına göre yüzde 25'lik artış kaydederek 9.4 milyar dolar olarak gerçekleştiğini, geçen yılın Şubat ayında yüzde 16.1 olan işsizliğin bu yılın aynı ayında yüzde 14.4 olduğunu belirterek "Bütün bu olumlu gelişmeler, gündelik hayatımıza, çarşı pazarlarımıza, aile bütçelerimize, mutfaklarımıza daha geniş bir ferahlık, bir canlılık, bir bereket olarak peyderpey yansıyor, inşallah daha da yansıyacak" dedi.

Bu ay içinde Manisa'da gerçekleştirdiği toplu açılışların da ekonominin nasıl olumlu bir noktada seyrettiğine güzel bir örnek oluşturduğunu ifade eden Erdoğan, Avrupa'da birçok ülke küresel finans krizi nedeniyle çok ağır faturalar öderken Türkiye'nin tam tersine bu süreçten hızla çıktığını söyledi. 2010 ve 2011 yıllarının Türkiye'nin dünyada en hızlı büyüme kaydedeceği yıllar olacağını ifade eden Erdoğan, hazırladıkları Mali Kural Yasa Tasarısında Türkiye'nin ekonomi politikalarının uzun vadeli olarak belirlenmesi ve bu hedeflere sıkı sıkıya bağlı kalınmasının öngörüldüğüne dikkat çekerek "Biz kendimize güveniyoruz, kendimize inanıyoruz, koyduğumuz hedefleri birer hayal olarak değil, birer niyet olarak değil, ulaşılabilecek gerçekçi birer seviye olarak koyuyoruz" dedi.
 

"Halkı enflasyona ezdirmedik"

Konuşmasında tarım ve hayvancılık alanına da değinen Başbakan Erdoğan, iktidarları döneminde tarım ürünleri ihracatının 4 milyar dolardan 11.2 milyar dolara ulaştığını, 2002 yılında 550 bin çiftçiye kredi kullandırılmışken 2009 yılında 1 milyon 215 bin çiftçiye kredi kullandırıldığını, verilen kredi miktarının 20 kat arttığını, çiftçiye mazot desteği, tarımsal kalkınma kooperatiflerine faizsiz kredi imkânı sağladıklarını anlattı.

Hayvancılığa verilen desteğin 15 kat arttığını belirten Başbakan Erdoğan, iktidarları döneminde süt üretiminin yüzde 45, kırmızı et üretiminin yüzde 15, beyaz et üretiminin de yüzde 54 arttığını kaydetti. 2002'de 50 baş üstündeki işletme sayısı 4 bin 300 iken 2009'da 18 bin 670'e yükseldiğine dikkat çeken Başbakan Erdoğan, bu artışın oranının yüzde 434 olduğunu belirterek "Hayvancılığa nasıl destek verdiğimizi görüyor musunuz? Küresel kriz şartlarına rağmen çiftçimizi, üreticimizi korumak için her türlü imkânı seferber ettik. Biz, ne çiftçinin, ne üreticinin, ne de halkımızın spekülatif hareketler nedeniyle mağdur olmasına izin vermeyiz. Gerektiği yerde, gerektiği zamanda önlemlerimizi alır, serbest piyasa koşullarında pazarın dengelenmesi için üzerimize düşeni yaparız" dedi. Yüzde 12 artışla 1 TL olarak açıklanan yaş çay alım fiyatının da enflasyonun üstünde bir fiyat olduğunu söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"İmkânlar arttıkça, Türkiye'nin şartları düzeldikçe, Türkiye büyüdükçe, bu imkânları halkımızın her kesimine adil şekilde paylaştırmaya, kademe kademe şartlarımızı iyileştirmeye devam edeceğiz. Enflasyona halkımızı hiçbir zaman ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Buradan şunu bir kez daha hatırlatmak isterim. Emanetiniz emin ellerdedir, emanetiniz ehil ellerdedir. Sizin emanetinize yedi buçuk yıl boyunca gözümüz gibi baktık ve o şekilde yolumuza devam edeceğiz."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler