'Başbakan'ı Yüce Divan'a götürecek davranış'
DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, AKP'yi "şımarıklık, dikta ve saltanat özentisi" içinde olmakla suçladı. AKP'nin Venedik Kriterleri'ne aykırı olarak şiddetin odağı bir parti haline geldiğini belirten Kaplan,"Bu Başbakan'ı Yüce Divan'a götürecek bir davranıştır" dedi ve Başbakan'ın psikolojisinin iyi olmadığını sözlerine ekledi.
DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Ardahan, Erzurum’da DTP mitinglerinde yaşanan olayları değerlendirdi. Bingöl Solhan’da DTP milletvekillerini taşıyan otobüsün camına elinde telsiz bulunan sivil bir görevlinin taş attığını kaydeden Kaplan, “Kamuoyuna yerel seçimlerle ilgili ciddi bir uyarıda bulunmak istiyorum; İktidar partisi ‘barış içinde yarışalım’ sloganını seçti. Ancak kullanacağı bu argümana rağmen kullandığı dile baktığınız zaman, ‘ya sev ya terk et’ gibi ırkçı, ayrımcı bir söylem, pompalı tüfek kullanımında hoşgörü ve arkasından Venedik kriterlerine aykırı olarak partimize saldırı biçimine dönüşen bir şiddetin başını çekmeye başladı. Yani AKP şu an bizzat başbakanın, liderinin ağzından söylemlerle (Anayasa Mahkemesi'nde laiklik karşıtı odak parti olma iddiasıyla yargılanmıştı) şimdi resmen şiddetin odağı olma noktasına gelmiştir. Altınova’daki linç kampanyalarında gerekli soruşturmaları yapmayarak, Ardahan’da kendi milletvekilinin, valisinin, kendi emniyetinin gözetimindeki bazı grupların saldırısına göz yumarak ve birlikte saldırı zemini hazırlayarak şiddetin odağı parti haline gelmiştir. AKP, adeta milletvekillerimizin bulunduğu otobüsümüzün taşlanmasına, camlarının kırılmasına seyirci kalmıştır ve şiddeti özendirmiştir” diye konuştu.
"Bu Başbakan'ı Yüce Divan'a götürecek bir davranışltır"
AKP’yi ‘şımarıklık, dikta ve saltanat özentisi’ içinde olmakla suçlayan Kaplan, halkın 29 Mart’ta AKP’ye gerekli cevabı vereceğini söyledi. DTP’nin seçim otobüslerinin uzman çavuşlar tarafından durdurulup arandığını belirten Kaplan, partisinin seçim çalışmaları ve siyasi parti faaliyetlerinin engellenmek istendiğini öne sürdü. Kaplan şunları söyledi: “Başbakan Erdoğan’a soruyorum; Bu mu barış içindeki yarışınız? Baskıları uzman çavuş düzeyine kadar indirerek nasıl yarışacaksınız? Bu davranış biçimi anayasanın ihlalidir. ‘Parti kapatmayı gerektirir düzeyde’ şiddeti partisi ve devletin güvenlik güçleriyle uygulamaya koymuş bir başbakanla karşı karşıyayız Bu şiddetin odağı olma Venedik kriterlerine aykırıdır. Bu başbakanı Yüce Divan’a götürecek bir davranıştır.”
"Hindistan'da istifalar oluyor bizde pişkin suratlar görüyoruz"
Kaplan, Hindistan’daki terör saldırılarının ardından İçişleri Bakanı ve güvenlik danışmanın istifa ettiğini, Türkiye’de ise bu tür durumlardan sonra ‘pişkin suratlar’ görüldüğünü belirterek, halkın yasal, demokratik ve meşru yollardan AKP’ye kırmızı kart göstereceğini ve keyfi ve sorumsuz gidişata dur diyeceğini ifade etti. Kaplan, CHP ve MHP ile diğer siyasi partileri de AKP’nin bu davranışlarına karşı suskun kalmakla ve ekmeğine yağ sürmekle suçladı. Kaplan “Halkların karşı karşıya getirilmesine yol açacak bu vahim kışkırtma ve davranışlar karşısında hükümete son kez uyarıda bulunuyoruz; Polis, jandarma, vali devletin valisi, jandarması, polisidir. Halkın hukuk devletinin koruyucusudur. Sizin il başkanınız, ilçe başkanınız örgüt üyeniz değildir. Onlara kömür dağıttırıyordunuz şimdi de saldırıda kullanıyorsunuz. Bu vahim gidişattan vazgeçin, sloganınıza sahip çıkıyorsanız seçmen kütüklerindeki sahtekarlıklarının da önüne geçin.” diye konuştu.
"Başbakan'ın psikolojisi iyi değil dinlenmeye ihtiyacı var"
Kaplan, basın toplantısında bir soru üzerine Başbakan Erdoğan’ın Kızılcahamam kampındaki sözlerini değerlendirdi. Erdoğan’ın ’29 Mart’ta pislikleri temizleyeceğiz’ gibi sözler kullandığını belirten Kaplan, “Ağzından pislik sözleri eksik olmayan insanların çok daha dikkatli olması gerekir. Bu ülkenin birliği, bütünlüğü konusunda partimizin hiçbir şekilde tereddüt ve kaygı yaratacak bir tutumu yoktur. Asıl bölücülük yapanlar bunlardır. İnsan hakları haftasındayız. Hiçbir bayrak insan onurunun üstünde değildir. Başbakanı davet ediyorum; gelin aynı yüreklilikle siz de farklılıklarımız ve kültürlerimize sahip çıkın.” dedi. Başbakan Erdoğan’a “Türkiye’de kaç milyon Kürt'ün yaşadığının istatistiğini yaptırın” diye seslenen Kaplan, şunları söyledi: “Batıda Türk-İslam sentezi, Güneydoğu’ya gidince Kürt- İslam sentezini uygulamak için yola çıktığını söyleyen Başbakan’ın buna sahip çıkmadığını görüyoruz. Başbakan’ın kendi Kürt'ü de yoktur. 75 Kürt'ü de kağıt üzerindedir. 18 aydır Meclis'teyiz, 75 Kürt milletvekili var. Bir tanesi Meclis kürsüsünden bugüne kadar bir konuşma yaptı mı? Başbakan dün Kızılcahamam’da Ağrı milletvekilini ‘bölgede ekonomi yok ki kriz olsun’ dediği için susturdu. O milletvekili Kürt değil miydi? Sayın Başbakan’ın biraz dinlenmeye ihtiyacı var, psikolojisi iyi değil. KESK, DİSK öncülüğünde on binler meydanlara döküldü. Bu mitinglerde ampul kurukafaya benzetildi ve altında ‘dikkat tehlikelidir’, ‘miadı dolmuştur’ yazıyordu. AKP Türkiye’de insan hakları, hukuk ve demokrasi için artık tehlikeli bir marka haline gelmiştir.”
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- 'Seküler müdür kalmadı'