Baykal: Bu bir cemaat hesaplaşmasıdır

CHP Lideri Deniz Baykal, Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in tutuklanmasını ve ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Baykal, "Bu olay bir cemaat hesaplaşmasıdır. Bu hükümetin cemaatlerle ilgili anlayışının sonucudur" dedi.

Baykal: Bu bir cemaat hesaplaşmasıdır
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.02.2010 - 09:13

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında dün yaşanan yargı kararlarını değerlendi. Cemaatlerin yargı içinde kardolaştığını söyleyen Baykal, "yaşanan hukuki tartışma bir usul tartışması olarak anlaşılırsa konunun özünü gözden kaçırma tehlikesi vardır" dedi.

Baykal konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:

- Cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez bir baş savcı bir savcı tarafından tutuklanmıştır. Türkiye'nin hukuk tarihinin kaydetmediği bir uygulamayla karşı karşıyayız.

- Türkiye'de ilk kez bir başsavcı, diğer bir basşsavcıyı tutuklamıştır. İlk kez adliye basılıp başsavcı tutuklanıyor. Durumu, teorik hukuki bir ihtilaf gibi anlamak çok vahim bir durumdur.

-Böylesine olağanüstü bir uygulamayı haklı kılacak bir gerekçenin hangi yetki,yöntem anlayışında saklı olduğunu düşünmek mümkündür. Hukuki bir itlilah gibi anlamak çok vahimdir. İlk kez oluyor. İlk kez bir adliye aranıyor ve başsavcı tutuklanıyor. Yaşanan hukuki tartışma basit bir usül tartışması değildir.

- Diyorlar ki 'bir soruşturma yapıyoruz.' Görevini yapmakta olan bir savcıyı tutukluyorsunuz. Bu tutuklamanın yetkili bir merci tarafından yapıldığına inanmak imkansızdır. Şimdi herhangi bir ön incelemeye gerek kalmadan daha az kıdemli bir savcı başsavcıyı sorgulamaya başlamıştır.

- Soruşturma çerçevesinde, soruşturma aşamasında ilk kez görevini yapmakta olan bir savcıyı tutukluyorsunuz. Bu tutuklamanın yetkili bir merci tarafından yapıldığına inanmak güçtür.

 

HSYK gereğini yapmıştır

- Bu konuya yönelik uygulamanın değerlendirmesini bu memleketin bu konuda en ciddi yargı kurumları açıklamalarıyla ortaya koymuştur. HSYK bu tutuklama kararının bir yetki aşımı olduğunu, bu aşamada yetki tecavüzüyle işe başlayan savcıların yetkilerinin kaldırılması gerektiğini açıklamıştır ve gereğini yapmıştır.

- Onların özel yetkili savcı konumlarını ortadan kaldırmıştır ve bunu kendi yetkisi çerçevesinde yapmıştır. HSYK'nin kararını beğenmese de hükümetin uygulaması zorunludur. Karar doğrudur.

- İşin bir başka temeli vardır. Hukukta, siyasette bir başka temeli vardır olayın. Türkiye'de yaşanan olağandışı garip uygulamalar niçin ortaya çıkmaya başlamıştır? Bu olayın arkasında ne yattığını değerlendirmek için olayın geçmişine bakmak lazım. Yani Cumhuriyet Başsavcısı'nın suçu nedir? Bir başsavcı yetkisi tartışılan bir savcı tarafından tutuklanıyor.

 

Başsavcı'ya tehdit

- Bu savcılık bir soruşturmayı başlatmıştır ve ciddi tepkileri üstüne çekmiştir. Başsavcıya Başbakan Yardımcısı telefon açıp olayı kapatmasını istemiştir. Başsavcı vazgeçmemiştir ve olaylar büyümeye başlamıştır. Başsavcıyı yargıyla tehdit etmeye yönelik bir uygulamayla karşı karşıya kaldığımız apaçık gözükmektedir. Başsavcı görev değişikliği gerekçeleriyle tehdit edilmiştir.

 

Cemaatçi kadrolaşma

- Hukuk düzeninin işlerliğinden söz etmek ortadan kalkmıştır. Bu olayların arkasında ne yatıyor diye baktığımız zaman, son dönemde kendisini gösteren kadrolaşma anlayışının, devletin kilit noktalarına ne kadar etkin bir şekilde işlediğini ortaya koymakta. Kadrolaşma bir cemaat kadrolaşmasıdır. Hükümet bu tabloyu destekleyip bu tablodan yararlanmaktadır. Bu bir cemaat hesaplaşmasıdır. Bu hükümetin cemaatlerle ilgili anlayışının sonucudur.

- Bu sürecin buraya nasıl getirdiğini hiç unutmamalıyız. Bu olay kırılma noktası olacaktır.

- Yaşananlar çok önemli gelişmelere neden olabilir. Bu gidiş iyi bir gidiş değil. Devlet hukuka dayanır. Hukuk her şeyin özüdür. Adalet mülkün temelidir. Mülk ülkedir. Adaletteki en büyük tehlike adaletin siyasallaşmasıdır. Siyasetin adalete hakim olması bizatihi adaletin kendisinin ortadan kalkması anlamına gelir. Bugün hükümet adalete yönelik suçlamaların merkezindedir. Ve sadece adaleti tahrik etmiyor, devleti de tahrik ediyor.

- Özel yetkili ağırceza mahkemeleri eski DGM'nin yerine kuruldu. Yani DGM'lere olan ihtiyaçlar kalktı artık olağan üstü hukuk bir uygulama alanına bir daha girmemelidir. Türkiye DGM anlayışından kurtulmuştu. Ama neyazık ki sadece ismi kaldırıldı. Onun yerine özel yetkili Ağrı Ceza Mahkeme'leri geldi. Bu sorun DGM sürecinde yaşanan sorunların yargının acımasızca kullanılmasından kaynaklanmaktadır. DGM sadece ismen değil resmen de kaldırılmalıdır. Eğer demokratikleşme uygulamasını dikkate alıyorsanız bu adımı atın.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler