''Bilgisayarda sadece e-mail yazıyorum''

Tümgeneral Atilla Özler, ''Hayatımda bilgisayar kullanarak herhangi bir yazı, doküman, belge üretmedim. O dönemde bilgisayar bilgim hemen hemen hiç yoktu. Şimdi NATO'da Kurmay Başkanı olarak görev yaptığımdan dolayı sadece e-mail alıp cevap verebilecek kadar bilgi sahibiyim'' diye konuştu.

''Bilgisayarda sadece e-mail yazıyorum''
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.02.2012 - 11:20

Orgeneral Bilgin Balanlı, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Abdullah Can Erenoğlu'nun da aralarında bulunduğu 249'u tutuklu 365 sanıklı ''Balyoz Planı'' davasının 72. duruşması başladı.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan duruşmaya, Halil İbrahim Fırtına, Özden Örnek ve MHP'den milletvekili seçilen emekli Korgeneral Engin Alan'ın da aralarında bulunduğu tutuklu 183 sanık katıldı.

Çetin Doğan ve Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok'un da aralarında bulunduğu tutuklu 66 sanık ile hakkında yakalama kararı bulunan emekli Orgeneral Ergin Saygun'un katılmadığı duruşmada, 49 tutuksuz sanık hazır bulundu.

İkinci ''Ergenekon'' davası kapsamında tutuklu yargılanan bu davanın tutuksuz sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün de aralarında bulunduğu 66 tutuksuz sanık ise duruşmaya gelmedi.

Duruşmaya, CHP milletvekilleri Mahmut Tanal, Hurşit Güneş ve Adnan Keskin de izleyici olarak katıldı.

Duruşmada savunmasını yapan tutuksuz sanıklardan Tümgeneral Atilla Özler, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini belirterek, dijital verilerle hiçbir illiyet bağının olmadığını söyledi.

Dosyada bulunan ''EK-I LAHİKA-5'' isimli belge incelendiğinde, adının ''Oraj Hava Harekat Planı'' kapsamında sıkıyönetim görevlerinde kullanılacak personel olarak belirlendiği iddiasına değinen Özler, adının kim veya kimler tarafından bu belgeye yazıldığını bilmediğini kaydetti.

''Bilgisayarda sadece e-mail yazıyorum''

Emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına'nın 23 Ocak 2003 tarihli sözlü direktifi doğrultusunda ''Oraj Planı'' kapsamında İstihbarat Daire Başkanı olarak görevlendirileceği iddiasına ilişkin olarak da Özler, ''Bununla ilgili kimseden emir almadım. Hiç kimse bana böyle bir görev direktifinde bulunmadı'' dedi.
Özler, yeni düzenlenmesi planlanan teşkilatlanma konusunda İstihbarat Daire Başkanlığına emir yazdığı ve dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Cumhur Asparuk'un emniyetinin alınması ve emniyetli bir yerde tutulmasına yönelik faaliyetleri belirlediği iddiasına da değindi.
Bu emri bilgisayarda yazdığının iddia edildiğini söyleyen Özler, ''Hayatımda bilgisayar kullanarak herhangi bir yazı, doküman, belge üretmedim. O dönemde bilgisayar bilgim hemen hemen hiç yoktu. Şimdi NATO'da Kurmay Başkanı olarak görev yaptığımdan dolayı sadece e-mail alıp cevap verebilecek kadar bilgi sahibiyim'' diye konuştu.
O dönemde Hava Kuvvetleri Komutanlığı Plan Harekat Daire Başkanı olduğunu belirten Özler, 2002 yılı sonlarına doğru ABD'nin Irak'a müdahalesinin kaçınılmaz bir hal aldığını, Türkiye'nin neredeyse bir savaşın eşiğine geldiğini, ABD personelinin de katılımıyla Genelkurmay Başkanlığında yoğun planlama toplantılarının yapıldığını anlattı.
Özeler, kendisinin de Hava Kuvvetleri Komutanlığının bu konudaki en yetkili kişisi olarak sürekli bu faaliyetlerin içinde olduğunu, Diyarbakır ve Batman'da ABD'li personelin de katılımıyla incelemeler ve hazırlıklar yaptıklarını kaydetti.
Yoğun çalışmaları nedeniyle 500 metre uzaklıktaki ikametgahına dahi çoğu zaman gidemeyerek harekat merkezinde sabahladığını ifade eden Özler, iddia edilen böyle bir görevi üstlenmesinin imkansız olduğunu dile getirdi.

Asparuk'un hayatındaki yeri

Emekli Orgeneral Asparuk ile olan bağlarının ast üst ilişkisi ile sınırlı olmadığını vurgulayan Özler, şunları kaydetti:
''Kendisi sadece meslek hayatımda değil, aynı zamanda özel hayatımızda da çok farklı bir konumdadır. 1977 yılında ilk kıtaya adım attığımda başlayan birliktelik, zaman içerisinde neredeyse bir baba-oğul ilişkisi içerisinde devam etmiş ve günümüze kadar gelmiştir. 1992 yılında yurt dışında bulunduğum için eşimim ikinci doğumunda bulunamadım. Neredeyse eşimim hayatını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğu bu durumda yanında olan, eşimin elini tutan ve benim yokluğumda adeta bir baba gibi davranan Asparuk, bizler için çok özel bir insandır. Benim generalliğe terfi etmemde çok büyük katkısı olan, Hava Kuvvetleri Komutanlığının en önemli görev yerlerinden birisi olan Plan Harekat Daire Başkanlığına atayan, kısaca bu günlere gelmemde çok büyük katkıları olan sayın komutanıma minnet borcumu ona komplo kurarak değil, hak ettiği saygıyı göstererek ödediğimi ve ödeyeceğimi ifade etmek isterim. Bugün dahi hala hiç eksilmeyen karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı ilişkimiz devam ediyor.
Bana ait olmayan bir mekanda tamamen bilgim ve iradem dışında ismimin geçtiği bu dijital verilere dayanarak suçlanmayı zul olarak görüyorum.''
Özler, Asparuk'un 1978 yılında kendisine verdiği takdirnameyi de mahkemeye sundu.
Duruşma, sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon