'Bir tomografi çekimi, atom bombasına 2.5 km uzaklıktaki etkiye eşdeğer'

Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, son 5 yılda çekilen tomografi sayısının iki katına çıkarak 9 milyon 726 bine ulaştığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Cem Şahin, tomografinin sağlık açısından taşıdığı risklere dikkat çekti. İhtiyaç olduğunda tomografinin, hastalık teşhisi için vazgeçilmez en önemli yöntemlerden biri olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Cem Şahin, şu bulguleri verdi:

"Ancak tomografide kullanılan X ışınlarının zararlı etkileri bulunuyor. Ultrason ya da MR gibi yöntemlerle tanı konulamıyorsa, tomografiyi ikinci planda düşünmek lazım. Tomografiyi daha bilinçli kontrollü tetkik, yöntem olarak kullanmakta fayda var. Vatandaşlarımız hastanelere başvurduğunda akıllarında MR ve tomografi çektirmek oluyor. Oysa her tomografi çekiminde ciddi oranda radyasyon alınıyor. Tek tomografi çekiminde 4-7 mSv (doz eşdeğeri) arasında radyasyon alınıyor. Hastanın bununla yetinmeyip başka hastaneleri de dolaştığı düşünülürse, kat kat dozu artıyor. Aynı sene içerisinde iki veya üç kere daha çekildiği düşünülürse doz miktarı 20 mSv üstünde olur. Bu da riskli olarak gördüğümüz seviyedir. Bir tomografi çektirme sonucu alınan radyasyon, Japonya'da atılan atom bombasına 2.5 kilometre uzaklıkta yaşayanların aldığı doza eşittir."

EN YÜKSEK RİSK AKCİĞER TOMOGRAFİSİNDE
Dr. Şahin, hamile kadınların ve genç insanların daha fazla korunması gerektiğini dile getirerek, şunları söyledi;

"Gençlerle ilgili ispatlanmış bir şey yok fakat risk ölçümleri var. Japonya'daki atom bombasından sonra ortaya çıkan veriler ışığında tomografinin verdiği radyasyonu kıyaslamışlar ve bir oranlama yapmışlar. Mesela çocuk yaşta bir karın tomografisi çekildiği zaman 2 binde bir kanser çıkma ihtimali hesaplanmış ama ispatlanmamış. Bu, yüksek bir risk olduğu için 2 binde bir bile olsa gereksiz tomografi çekmemeye çalışıyoruz. En yüksek risk karın ve akciğer tomografisinde. Beyin tomografisinde risk biraz daha az."