Biret ile Kan'ın dinletisi
Aynı ülkede doğan, müzik yaşamları nerdeyse birlikte başlayan ve koşut gelişen İdil Biret ile Suna Kan'ın birlikte çok az çalmış olmaları ilginç. Öğrendiğimize göre, iki sanatçının birlikte sonat çalışları bir ilkmiş.
Önceki akşam Süreyya Operası’nda birlikte bir dinleti veren İdil Biret ile Suna Kan’ın öyküsü yalnız onların değil, bu satırların yazarının da öyküsüdür, edilgen bir konumda da olsa. 1940’larda yeteneklerinin ayrımına varılan, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün yakın ilgisi sonucu 1948 yılında özel olarak çıkarılan bir yasayla müzik eğitimi için yurtdışına gönderilen bu iki harika çocukla ilgili haberleri ilkokul ve ortaokul yıllarında Doğan Kardeş’ten izleyen bir çocuktu çünkü o da. Daha sonraları, lise ve üniversite yıllarında, Seçilmiş Hikâyeler ve Dost dergilerinde de onlarla ilgili haberler okuduğunu anımsıyor. Daha daha sonralardaysa İdil Biret’i defalarca dinledi, ama Suna Kan’ı ilk kez dinleyecekti Süreyya’da.
Cumhuriyet aydınlanmasının, Cumhuriyetin müzik devriminin hem ürünü, hem de simgesi olmuş bu iki değerli sanatçının artık yarım yüzyılı aşan müzik yaşamlarını ne kadar güncel haberlerden izledi, ne kadarını kitaplardan ya da bugünün (çok güvenilir olmasa da) bilgi kaynağı ağarasından öğrendi, bilmiyor. Aynı bilgilere herkes ulaşabileceği için de kazandıkları ödülleri, birlikte çalıştıkları-çaldıkları ünlüleri, konser ve kayıtlarını burada sıralama gereğini duymuyor.
Suna Kan’ın 1952’de, İdil Biret’in ise 1953’te Paris Konservatuvarı’nı birincilikle bitirdikten sonra, 11 Eylül 1953’te Ankara’da, Devlet Tiyatrosu sahnesinde birlikte bir konser verdiklerini Seçilmiş Hikâyeler dergisinin 20. sayısında yer alan Ali Kemal Kaya imzalı bir yazıdan öğrendiğiniyse burada açıklıyor. Derginin kapağında yer alan, iki harika çocuğu birlikte çalarken gösteren fotoğrafı, okurlarımız bu yazının yanında görecekler.
Aynı ülkede doğan, müzik yaşamları nerdeyse birlikte başlayan ve koşut gelişen bu iki sanatçının birlikte çok az çalmış olmalarıysa ilginç. İdil Biret’in eşi Sayın Şefik Büyükyüksel’in söylediğine göre, -1953’teki dinleti dışında- iki sanatçı bugüne dek birlikte birkaç kez Beethoven Üçlü Konçerto, son kez de geçen yıl Özden Toker’in 80. yaş gününde bir Beethoven Sonat seslendirmişler. 22 Nisan akşamı Fulya’da, 23 Nisan akşamı da Süreyya’da birlikte sonat çalışlarıysa bir ilkmiş.
Tarihi dinleti Beethoven’in iki keman-piyano sonatıyla başladı. Önce, Op.12 Re Majör 1. Sonat’ı, ardından da Op.24 Fa Majör Sonat’ı (İlkyaz) dinledik. İkinci bölümde çalınan Brahms’ın Op.108 Re Minör 3. Keman-Piyano Sonatı’yla dinleti sona erdi. Suna Kan yakında geçirdiği kaza nedeniyle keman çalarken acı çektiğinden “bir daha” çalmadılar. 23 Nisan nedeniyle küçük çocukların da getirildiği Süreyya Operası’nda tek bir boş yer yoktu ve Özden Toker yalnızca konser için Ankara’dan gelmişti.
Çok güzel ve anlamlı bir müzik akşamıydı.
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği