Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Melih Bulu: İstifayı asla düşünmüyorum
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Melih Bulu canlı yayında açıklamalarda bulundu. Bulu, "Asla istifayı düşünmüyorum" dedi. Dünkü protestolarda gözaltına alınan 29 kişi hala serbest bırakılmadı. İşte ayrıntılar...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan imzalı kararnameyle, üniversiteye 2015 seçimleri için İstanbul’da AKP’den adaylığa soyunmuş Haliç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu rektör atanmıştı. Atama, öğrenciler, öğretim üyeleri ve mezunların tepkisini çekmiş, 'kayyım rektör' eleştirileri yükselmişti. Protesto ve eleştiriler yaklaşık bir aydır devam ediyor.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, 'kayyım rektör' protestosu için dün bir kez daha okullarında buluşmuştu. Polis ablukası devam ederken öğrenciler, rektörlük önünde Melih Bulu’yu dışarıya çağırmak için toplandığı sırada polis, konvoylarla birlikte üniversitenin içine girmişti.
Dün, gün boyunca süren protestolarda yüzlerce kişi polis tarafından darp edilerek ters kelepçe takılarak gözaltına alındı. 159 kişiden 98’i serbest bırakılırken 29 kişi ise hala gözaltında...
İstifası istenen Melih Bulu açıklama yaptı. Bulu'nun açıklamalarından satır başları şöyle;
ASLA İSTİFAYI DÜŞÜNMÜYORUM
-Boğaziçi Üniversitesinde maalesef bazı gruplar bu protesto kültürünü biraz aşırıya götürdüler. Önceki gün olay olaylarda rektörlük binasının 3 kapısının da ablukaya alınarak içeride çalışan rektörlük çalışanlarının saat 21.00’a kadar çıkması engellendi.
-Uyarıya rağmen öğrenciler başkalarının özgürlüğünü engelleyici tarzda bir duruma girdi. Tedbir alma zorunluluğu doğdu
-Şimdiye kadar birçok noktada birçok tecrübe kazandım. Ben bu tecrübelerimi Boğaziçi Üniversitesi'nde rektör olarak aktarma hayaliyle yaşadım çok uzun süredir. Şu anda bu noktaya geldiğim için bu hayalim gerçekleştiği için çok memnunum.
-Boğaziçi'nin paydaşlarıyla birlikte, mezunlarıyla, öğrencileriyle, hocalarıyla hatta etraftaki esnaflarıyla birlikte biz Boğaziçi Üniversitesi'ni çok daha iyi noktalara taşıyacağız.
-Boğaziçi evet bugün de çok iyi bir yerde ama gerçekten dünyanın ilk 100 üniversitesi arasına sokma hedefim var. Bunu yapabileceğime inanıyorum, 4 sene içerisinde. O yüzden de asla istifayı düşünmüyorum ve Boğaziçi'ni de ilk 100'e sokmak için elimden geleni yapacağım .
-Bazıları protesto haklarını çok ileri götürdü.
-Protestolara en ufak bir karşı duruş göstermedim göstermeyi de düşünmüyorum. Çünkü demokrasinin, eleştirinin olmadığı yerde gelişme olmaz. Mutlaka hepimizin hatası olabilir. Biz bu eleştirileri dinleyerek daha doğruyu buluruz. Ama burada demokrasi bir uzlaşma kültürü gerektirir. Yani 'ya benim dediğim olacak ya hiç' mantığı, 1-0 mantığı doğru bir mantık değil.
-Demokrasi zaten buna izin vermez. O yüzden sayın İçişleri Bakanımıza teşekkür ediyorum çünkü 1-0 mantığı ile gelen bir protesto eylemi varsa, orada doğal olarak onun gerektiği bariyerlerin konulması gerekiyor. Yani abluka olayında olduğu gibi siz rektörlüğü ablukaya alırsanız, 'Ben seninle konuşmayacağım, ben seni yok sayıyorum.' dediğiniz anda orada demokratik ilkeler maalesef çalışmıyor. Bundan sonra bu tip şeyler inşallah olmaz diye düşünüyorum.
-LGBTİ+, Boğaziçi Üniversitesi'nin aday kulüplerinden biriydi. İki seneyi aşkın bir süredir de aday kulüptü. Yani bu ne demek? Kulüplerin aday süreçleri o kulübün gerçekten tanımlanan görevleri içinde kalıp kalmadıklarını, buna uyup uymadıklarını, başarılı bir şekilde yapıp yapmadıklarını izlediğimiz bir süreçtir.
-Normalde de üniversite 2 senede kulübün devamı ya da durdurulmasıyla ilgili karar verir. LGBT'de bu 2 sene geçmiştir. Üniversite yönetimi 2 sene geçmesine rağmen LGBT'nin resmi kulüp olmasına karar vermemiştir. Bunun üzerinden de 6 aydan daha fazla bir süre geçmiştir.
-Üniversite bu konuda bir onay vermemiştir. Bununla birlikte son olaylarda bu Kabe'yle ilgili provokasyon ve daha sonra da LGBT'nin odasında yapılan aramalarda, LGBT'yle ilgili yasadışı yayınların da odada bulunması sebebiyle adaylık sürecinin sonlandırılması zorunluluğu oluşmuştur.
-Anne ve babalara şunu söylemek isterim; Bir kere öğrencilerin, yani onların kızlarının, evlatlarının, oğullarının dersleri çok kıymetli, eğitimleri çok kıymetli. Ama bununla birlikte üniversite onları hayata hazırlayan bir nokta. Bu noktada öğrencilerimizin sadece derste değil, ders dışı faaliyetlerde de yer almaları çok kıymetli. Kulüpler de bunların olmazsa olmazı. Bunun dışında bir çok etkinliğe zaten katılıyorlar. Boğaziçi de bunun belki de en iyi ekosistemlerinden birisi. Sadece bu kulüpler değil girişimcilik ekosistemi, sanat ile ilgili ekosistemlerimiz hepsi gerçekten çok iyi. Bu kapsamda anne babalara söyleyeceğim şey, öğrencileri de bu şekilde düşünmeleri gerekir diye öneriyorum. Boğaziçi de gerçekten bunu en güzel sunan üniversitelerden birisi ve bundan sonra da böyle olmaya devam edecek.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- 6 asker şehit olmuştu
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi